resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 5389
    yaşattığı hayal kırıklığı kelimelerle tarif edilemeyecek teknik direktör.

    galatasaray'ın büyüklüğü bünyesinde barındırdığı kişilerden değil, sahip olduğu felsefesinden, genlerinden gelir. kişiler değişse de her gelen o felsefeyi özümser, benliğini adar ve diğer bileşenler de o karakteri sonuna kadar destekler. bize öğretilen, bizim yaşadığımız, sevdiğimiz ve inandığımız galatasaray budur. 'bizim takım' sami yen'de rakibi ilk yarım saatte boğar, sağlı sollu yüklenir, rakibi çıkartmaz, fişi ilk yarıdan çeker. hiç bir devin karşısında da sinmez, yediği yumruğa yumrukla cevap verir, geri adım atmaz ve son nefesine kadar savaşır. galatasaray geni dediğimiz şey işte tam da budur.

    gerets döneminden beri bu mentaliteye sahip olmayan yönetici ve hocalar sebebiyle uzun bir başarısızlık dönemi geçirdik. skibbe ve rijkaard ilk başta umut verse de yolunda olmayan şeyler vardı, olmadı. sonra fatih terim geldi tekrar, yılların mutsuzluğu yerini umuda bıraktı. rüya gibi geçen 2.5 sezon, ardından yavaş yavaş kabusa geçiş. termodinamiğin kanunuydu gerçi, her şey düzensizliğe geçmek isterdi, dışardan bir etki olmadığı sürece de düzensizliğe geçiş devam edecekti. o dışardan gelmesi gereken etki bir türlü gelmedi; önce mancini denedi ama yukarda bahsettiğim genlere haiz değildi. sonra vatandaşı cesare geldi. çok umutluyduk ondan, yıllardır italya milli takımıyla destan yazmış, catenaccioyu modernize ederek yeni bir titan yaratmıştı, o da olmadı, geride şampiyonluğa yürüyecek ama hayal kırıklıklarıyla dolu bir takım bıraktı.

    sonra hamzaoğlu geldi, eldekinden maksimumu alıyordu ama onun da vizyonu galatasaray genlerine uymuyordu, vasat futbol oynatarak aldığı 3 kupayla birlikte veda etti. sonra denizli geldi, ve evet onda o genler vardı; hatta o genlerin yaratıcılarından da biriydi, ama o da olmadı. sonra sneijder çıktı, ben bir adam tanıyorum, bir de onu deneyin dedi, riekerink geldi, o da olmadı.

    tam o sırada karabük'de pırlanta gibi parlayan bir adam çıktı, yeri geliyor üçlü, yeri geliyor dörtlü oynuyor, takımı alanları müthiş şekilde kapatıyor, herkesle kafa kafaya oynuyordu. hemen radarımıza girdi, zira juventus'da senelerce oynamıştı, on sene boyunca oduna juventus forması giydirseniz odunda dahi taktik bilgisi oluşurdu.

    ve beklenen son gelmişti, riekerink beyle yollar ayrılmış, yerine geçecek birisi aranıyordu, o birisi neden tudor olmasındı. kendisini yarım sezondur takip eden bizler, tudor'un o galatasaray genlerine sahip olduğunu, doğru kişinin o olduğunu düşünüyor, kendisine inanıyorduk. sonra ardısıra puan kayıpları geldi, tudor geldiğinde şampiyonluk potasında olan takım mart ayında yarıştan koptu. olsun dedik, kadro kalitesi bu kadar, yazın geleceklerle gelecek sezon fırtına gibi eseriz, desteğe devam ettik.

    sonra o östersunds faciası yaşandı, yine ondan vazgeçmedik. çünkü 1 ay önce televizyona çıkıp tek tek yaptıklarını, yapacaklarını anlattı, galatasaray genlerinden bahsediyordu farkında olmadan, inandık. lig başladı, dediklerinin harfiyen yapıldığını gördük, öyle bir futbol oynuyorduk ki rakipler bile hayranlıkla izliyordu. heybemizde arkasında durduğumuz adamın yaptıklarından kaynaklı bir gurur, yüzümüzde ise engellenemeyen bir gülümseme vardı.

    ne olduysa o anda oldu işte, önce fenerbahçe beraberliği, ardından trabzon mağlubiyeti. bir anda tekrar sorgulanan adama dönüşmüştü ve yetişkinlerle çocukları ayıran şey olan baskıyla başa çıkabilme yeteneğinden mahrum gözükmeye başlamıştı. ardından gelen başakşehir ve beşiktaş hezimetleri artık bardağı taşırmıştı, yalnızca resmiyete dökülmesini bekliyorduk. üç ay önce galatasaray genlerini sahaya yansıtan adam büyük maçlarda korkakça işler yapıyor, takımı psikolojik olarak hazırlayamıyor ve her geçen dakika kontrolünü kaybediyordu.

    belki bugün resmiyete dökülür belki daha sonra, ancak elbet gerçekleşecek. yıllar sonra kendisini anımsadığımda gözüde o dünkü hareketi canlanacak, hissedeceğim tek şey devasa bir hayal kırıklığı olacak.

    çok üzgünüm igor, böyle bitsin istemezdim ama başka yol kalmadı. umarım bir gün bizim seni düşündüğümüz yerlere gelirsin, ama bizden artık bu kadar. yolun açık olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın