284
dün bir haber gördüm, aziz yıldırım döneminde gs ile fb toplam 51 kez karşılaşmışlar. fb 22 - gs 16 kez kazanmış. bilmem kaç yıldır kadıköy'de kazanamadığımızı düşünürsek arada sadece 6 galibiyetlik fark olması yaratılan algıyı çok güzel ifade ediyor.
evet bir fener balı var ve bu 6 farklık üstünlükte bu balında etkisi var ancak fenerbahçe'nin taktik duruşu bu farkın oluşmasında asıl faktör. nedir bu taktik duruş ?
fb biliyorsunuz kadıköy'de konumlanmış olması sebebiyle anadolu'nun en büyük takımı. derbilerdeki başarısı da tam da bu konumuna yakışır şekilde anadolu takımı zihniyetine sahip olmasından ileri geliyor. açalım; örneğin gs-sivas ile oynasa, sivas tarafından sahaya konulan taktik şu şekilde olur; sahanda bekle, alanı daralt, oyunu soğut, kontra ara, 1-2 gol sıkıştır, maçı kazan.
tanıdık geldi mi? işte bu taktik duruşa, fb'nin 3 büyük takımdan biri olması nedeniyle; anadolu takımlarına kıyasla, hakem tarafından daha çok kayrılmasını, daha yetenekli oyunculara sahip olmasını ve sahip olduğu büyük takım gücüne dayanarak, çirkeflik ve ortamı germe stratejisini ekle. işte sana derbiler'deki başarının sırrı.
sözün özü, anadolu takımlarının bir futbol sezonunda 1-2 kez sonuca ulaştırabildiği bu taktiği; fb takımı, camiasından aldığı güç ile daha kolay bir şekilde sonuca ulaştırıyor. olay bu kadar basit.
hiç 3-5-2 / 4-4-2 kasmaya gerek yok, derbiler artık psikolojik bir savaş ortamında oynanıyor, mesela melo'yu bu kadar çok sevmemizin nedeni, fb'nin yukarıda anlattığım taktiğinin bir nevi panzehiri olmasıydı.
şimdi gelelim maça, pazar akşamı sonucu belirleyecek olan, 2000 li yıllardan beri aynı taktiği geçmişte tekrar tekrar yiyen bizim takımın, bu sefer vereceği tepkidir. bekleyip göreceğiz, yine aynı taktiği yedirirlerse, geçmiş olsun.
şu an sahip olduğumuz takım yeni bir takım, tecrübeli oyunculardan oluşuyor ama kart görmeye meyilli deli fişek adamlarda yok değil; belhanda, ndiaye gibi, ya da tolga ve serdar gibi sakar adamlarda kadromuzda mevcut. bu 4 adamın psikolojik duruşları sağlam olur ve sakarlıkları da minumum'a inerse, şansımız artar.
evet bir fener balı var ve bu 6 farklık üstünlükte bu balında etkisi var ancak fenerbahçe'nin taktik duruşu bu farkın oluşmasında asıl faktör. nedir bu taktik duruş ?
fb biliyorsunuz kadıköy'de konumlanmış olması sebebiyle anadolu'nun en büyük takımı. derbilerdeki başarısı da tam da bu konumuna yakışır şekilde anadolu takımı zihniyetine sahip olmasından ileri geliyor. açalım; örneğin gs-sivas ile oynasa, sivas tarafından sahaya konulan taktik şu şekilde olur; sahanda bekle, alanı daralt, oyunu soğut, kontra ara, 1-2 gol sıkıştır, maçı kazan.
tanıdık geldi mi? işte bu taktik duruşa, fb'nin 3 büyük takımdan biri olması nedeniyle; anadolu takımlarına kıyasla, hakem tarafından daha çok kayrılmasını, daha yetenekli oyunculara sahip olmasını ve sahip olduğu büyük takım gücüne dayanarak, çirkeflik ve ortamı germe stratejisini ekle. işte sana derbiler'deki başarının sırrı.
sözün özü, anadolu takımlarının bir futbol sezonunda 1-2 kez sonuca ulaştırabildiği bu taktiği; fb takımı, camiasından aldığı güç ile daha kolay bir şekilde sonuca ulaştırıyor. olay bu kadar basit.
hiç 3-5-2 / 4-4-2 kasmaya gerek yok, derbiler artık psikolojik bir savaş ortamında oynanıyor, mesela melo'yu bu kadar çok sevmemizin nedeni, fb'nin yukarıda anlattığım taktiğinin bir nevi panzehiri olmasıydı.
şimdi gelelim maça, pazar akşamı sonucu belirleyecek olan, 2000 li yıllardan beri aynı taktiği geçmişte tekrar tekrar yiyen bizim takımın, bu sefer vereceği tepkidir. bekleyip göreceğiz, yine aynı taktiği yedirirlerse, geçmiş olsun.
şu an sahip olduğumuz takım yeni bir takım, tecrübeli oyunculardan oluşuyor ama kart görmeye meyilli deli fişek adamlarda yok değil; belhanda, ndiaye gibi, ya da tolga ve serdar gibi sakar adamlarda kadromuzda mevcut. bu 4 adamın psikolojik duruşları sağlam olur ve sakarlıkları da minumum'a inerse, şansımız artar.
