28665
hollywood için hikayem var. romantik komedi tadında... ama aslında gerçek bir hikaye. hırvat bir adamın, bara girmesiyle başlıyor. 21 yaşındaydım, ispanya'ya transfer için gelmiştim. ertesi gün imza atacaktım ve o gece uyuyamayacağımı biliyordum, çok gergindim. abime dedim ki ''hadi biraz içelim, sonra yatalım''. bu sözler hayatımı değiştirdi.
bardaki o kadın... filmlerde yavaş çekimde birisini gösterirler ya, işte o kadın oydu. çok güzeldi. o an dedim ki 'sevilla güzel bir yermiş. sevilla için oynayacağım ve bu kadınla evleneceğim' imza attıktan sonra 3 ay her gün o bara gittim. ispanyol bilmiyordum ama her gün oradaydım...
çok saçma bir şekilde fazla kahve içiyordum. 20 - 30 kez çıkma teklifi ettim, hep reddetti. bir gün neden reddettiğini açıkladı.
sen bir futbolcusun ve gelecek sezon başka bir ülkeye gidebilirsin dedi. ona asla ayrılmayacağımı söyledim. ardından beraber geçirdiğimiz yıllar ve sahip olduğumuz iki çocuk...
başlarda ispanyolcam zayıftı. babası bir şeyler söylüyordu. ben anlamadığım halde gülüyordum. sonunda 'önemi yok. 2-3 ay içinde her şeyi öğrenirsin' dedi. sevilla insanları harika karaktere sahip. kalpleri çok temiz.
eşimle tanıştıktan sonra futbol oynamak daha özel oldu. ne için oynadığımı bilmek güzel oldu. bundan sonra kariyerimde yeni bir boyut kazandı.
2014'te barcelona beni istediğinde ilginç bir tecrübe oldu. çünkü eşimin ailesi, sevilla'da kalmamı istiyordu. ancak, barcelona'ya gitmemin de çok büyük bir fırsat olduğunu biliyorlardı. bizim için çok zor bir karar oldu. tahmin ettiğinizden de zor.
sevilla, gelen bonservis fiyatından çok etkilenmişti. bu da beni mutlu etti. çünkü sevilla, benim hayatımı değiştirdi. sevilla taraftarı olan eşimin babası, 'tamam, iyi şanslar. ama özür dilerim. sevilla'ya karşı oynadığında seni desteklemeyeceğim' dedi.
her çocuğun hayali barcelona'da oynamaktır. bir futbolcu olarak tabii ki daha çok maç ve kupa kazanmak istersiniz. oyun kurucu olarak, dünyanın en iyi forvetleriyle birlikte oynadım.
örneğin messi... onunla her gün antrenman yapmak, benim gibi futbol aşığı bir insan için inanılmaz bir zevk. sadece o değil. neymar, xavi, suarez, iniesta, pique...
sanki dev bir makine gibi takım. eğer barcelona'da oynamaktan zevk almıyorsanız, futboldan zevk almıyorsunuz demektir.
ilk başlarda tarzanca bir ispanyolcam vardı ve zor adapte oluyordum. eşime bunun için teşekkür etmem lazım. o, tarzancadan sevilla kaptanı olmamı sağlayan, barcelona'da şampiyon olmamı sağlayan ana neden.
şimdi, küçük kızımız da futbol taraftarı oldu. maçları izlediğinde başkası gol attığında deliye dönüyor ama. 'hayır! senin gol atman lazımdı!' diye bağırıyor.
messi veya suarez atmış önemli değil. onun tek beklediği babasının gol atması. o yüzden en iyisini yapmaya çalışıyorum. belki leo messi ile bunun hakkında konuşmalıyım.(gülerek)
ivan rakitic
cool story bro. bir de bakın rakitic de olsan reddedilebiliyorsun. demek ki ispanya'da kızlar teklif etmiyormuş, arda'yı şimdi daha iyi anladım :(
bardaki o kadın... filmlerde yavaş çekimde birisini gösterirler ya, işte o kadın oydu. çok güzeldi. o an dedim ki 'sevilla güzel bir yermiş. sevilla için oynayacağım ve bu kadınla evleneceğim' imza attıktan sonra 3 ay her gün o bara gittim. ispanyol bilmiyordum ama her gün oradaydım...
çok saçma bir şekilde fazla kahve içiyordum. 20 - 30 kez çıkma teklifi ettim, hep reddetti. bir gün neden reddettiğini açıkladı.
sen bir futbolcusun ve gelecek sezon başka bir ülkeye gidebilirsin dedi. ona asla ayrılmayacağımı söyledim. ardından beraber geçirdiğimiz yıllar ve sahip olduğumuz iki çocuk...
başlarda ispanyolcam zayıftı. babası bir şeyler söylüyordu. ben anlamadığım halde gülüyordum. sonunda 'önemi yok. 2-3 ay içinde her şeyi öğrenirsin' dedi. sevilla insanları harika karaktere sahip. kalpleri çok temiz.
eşimle tanıştıktan sonra futbol oynamak daha özel oldu. ne için oynadığımı bilmek güzel oldu. bundan sonra kariyerimde yeni bir boyut kazandı.
2014'te barcelona beni istediğinde ilginç bir tecrübe oldu. çünkü eşimin ailesi, sevilla'da kalmamı istiyordu. ancak, barcelona'ya gitmemin de çok büyük bir fırsat olduğunu biliyorlardı. bizim için çok zor bir karar oldu. tahmin ettiğinizden de zor.
sevilla, gelen bonservis fiyatından çok etkilenmişti. bu da beni mutlu etti. çünkü sevilla, benim hayatımı değiştirdi. sevilla taraftarı olan eşimin babası, 'tamam, iyi şanslar. ama özür dilerim. sevilla'ya karşı oynadığında seni desteklemeyeceğim' dedi.
her çocuğun hayali barcelona'da oynamaktır. bir futbolcu olarak tabii ki daha çok maç ve kupa kazanmak istersiniz. oyun kurucu olarak, dünyanın en iyi forvetleriyle birlikte oynadım.
örneğin messi... onunla her gün antrenman yapmak, benim gibi futbol aşığı bir insan için inanılmaz bir zevk. sadece o değil. neymar, xavi, suarez, iniesta, pique...
sanki dev bir makine gibi takım. eğer barcelona'da oynamaktan zevk almıyorsanız, futboldan zevk almıyorsunuz demektir.
ilk başlarda tarzanca bir ispanyolcam vardı ve zor adapte oluyordum. eşime bunun için teşekkür etmem lazım. o, tarzancadan sevilla kaptanı olmamı sağlayan, barcelona'da şampiyon olmamı sağlayan ana neden.
şimdi, küçük kızımız da futbol taraftarı oldu. maçları izlediğinde başkası gol attığında deliye dönüyor ama. 'hayır! senin gol atman lazımdı!' diye bağırıyor.
messi veya suarez atmış önemli değil. onun tek beklediği babasının gol atması. o yüzden en iyisini yapmaya çalışıyorum. belki leo messi ile bunun hakkında konuşmalıyım.(gülerek)
ivan rakitic
cool story bro. bir de bakın rakitic de olsan reddedilebiliyorsun. demek ki ispanya'da kızlar teklif etmiyormuş, arda'yı şimdi daha iyi anladım :(