88
(bkz: gişe fiyatı/#2234066)
okurken gişe fiyatından 34 maça bilet satan taraftarın karını falan değil de "ülen bu kombine işi çok karlıymış. e o zaman ben niye 6 sezondur hiç kombine almayı düşünmedim yav" diye kendime kızdım. hayır gariptir her sene de kombine almayı düşünür, hesaplarım. sonra da ayda bir maça ancak giderim deyip vazgeçerdim. "kombine alacaktın len amq, bak her maça gitmeye kalksan 2000tl ama kombine alsan mis gibi. hem kombine olunca işler değişiyor bilmiyor musun" falan diye kendime kızıp, moralimin bozulduğu dakikalarda edit geldi ve 17 maçtan hesaplanması gerektiğini hatırladık. bu vesileyle kendi kendime tribe girmeme sebep olduğu için de kınıyorum arkadaşımızı.
konudan alakasız ama aklıma bir olayım geldi, bak;
takriben 2-3 yıl önce açtığım instagram hesabımı ilk aylarda pek kullanmadım. sonraları kullanmaya başlayıp insanların eski fotoğraflarına falan bakardım. hatırlarsınız, o zamanlar fotoğrafların sağ üst tarafında fotoğrafın kaç hafta önce siteye koyulduğu yazıyordu.
ben de fotoğrafları incelerken 30 hafta önce koyulan bir fotoğrafa bakıp ülen diyorum 30 hafta önce yaz değildi ki. en fazla mart falandı, bu insanlar nasıl denize falan girmişler, garip. ama mesela 10 hafta geri gidince sorun olmuyordu. 2 buçuk ay geri gidiyorum, aa evet bu fotoğraf mevsime uygun diyor, konuyu kapatıyordum.
ilerleyen günlerde başka bir fotoğrafa bakıyorum, 40 hafta önce koymuş fotoğrafı, adam istanbul'da karların üstüne yatmış ve melek pozu vermiş, hani böyle kolları açıp şekil yapılandan. ülen diyorum 40 hafta önce dediğin 1 yıl geri git sonra 1 buçuk ay daha git geçen sene eylül ayı işte. bu adam kar fotoğrafını nasıl çekip koydu, ilginç.
bu gibi birkaç kere daha afalladım ama üzerine çok da kafa yormuyorum ha. bana ne a... k... deyip telefonu bırakıyordum. bu böyle baya sürdü gitti. derken yine bir gün instagram kurcalarken bir fotoğrafa denk geldim. bir arkadaşım 32 hafta önce koymuş. bu sefer fotoğrafta ben de varım ve bu fotoğrafın neredeyse 1 yıllık olmasının imkanı yok. çünkü ben orada olduğum günü biliyorum.
durdum. türk takımlarının avrupa maçlarında yedikleri golden sonra spikerlerin yaşadığı sessizlik gibi bir sessizlik yaşadım. bir anda doğruldum. ağzım açık boş boş etrafa baktım. o an kafamda sadece bir ampul yanmadı, adeta güneş sistemimize yeni bir yıldız eklendi ve ben kendime dedim ki "ülen burak, senin ben beyninin kıvrımlarını sikeyim. 34 hafta olan yıl değil, lig. lan oğlum, bir yıl 52 hafta lan. hani 12 ay olan, 365 gün 6 saat...".
olaydan sonra uzay ve zaman konularına merak saldım. einstein and eddington'u iki, predestination'u üç, interstellar'ı dört kere izledim.
bazen bu olaya sevinmiyor değilim. iyi ki kendi kendime fark etmişim. yani düşünsene sevgilin, sözlün veya nişanlın sana diyor ki;
-aa burak bak biz seninle tanışalı 45 hafta olmuş, bak bu fotoğraf da o günden.
sen de buna karşılık;
-sen kendini şaşırdın galiba hahaha. biz tanışalı 1 yıl olmadı ki. hatırlasana tanıştığımızda ben sahilde bira içiyordum, tatildeydim ya hahaha :)
haha ha :/
ha ha :s
haa...
okurken gişe fiyatından 34 maça bilet satan taraftarın karını falan değil de "ülen bu kombine işi çok karlıymış. e o zaman ben niye 6 sezondur hiç kombine almayı düşünmedim yav" diye kendime kızdım. hayır gariptir her sene de kombine almayı düşünür, hesaplarım. sonra da ayda bir maça ancak giderim deyip vazgeçerdim. "kombine alacaktın len amq, bak her maça gitmeye kalksan 2000tl ama kombine alsan mis gibi. hem kombine olunca işler değişiyor bilmiyor musun" falan diye kendime kızıp, moralimin bozulduğu dakikalarda edit geldi ve 17 maçtan hesaplanması gerektiğini hatırladık. bu vesileyle kendi kendime tribe girmeme sebep olduğu için de kınıyorum arkadaşımızı.
konudan alakasız ama aklıma bir olayım geldi, bak;
takriben 2-3 yıl önce açtığım instagram hesabımı ilk aylarda pek kullanmadım. sonraları kullanmaya başlayıp insanların eski fotoğraflarına falan bakardım. hatırlarsınız, o zamanlar fotoğrafların sağ üst tarafında fotoğrafın kaç hafta önce siteye koyulduğu yazıyordu.
ben de fotoğrafları incelerken 30 hafta önce koyulan bir fotoğrafa bakıp ülen diyorum 30 hafta önce yaz değildi ki. en fazla mart falandı, bu insanlar nasıl denize falan girmişler, garip. ama mesela 10 hafta geri gidince sorun olmuyordu. 2 buçuk ay geri gidiyorum, aa evet bu fotoğraf mevsime uygun diyor, konuyu kapatıyordum.
ilerleyen günlerde başka bir fotoğrafa bakıyorum, 40 hafta önce koymuş fotoğrafı, adam istanbul'da karların üstüne yatmış ve melek pozu vermiş, hani böyle kolları açıp şekil yapılandan. ülen diyorum 40 hafta önce dediğin 1 yıl geri git sonra 1 buçuk ay daha git geçen sene eylül ayı işte. bu adam kar fotoğrafını nasıl çekip koydu, ilginç.
bu gibi birkaç kere daha afalladım ama üzerine çok da kafa yormuyorum ha. bana ne a... k... deyip telefonu bırakıyordum. bu böyle baya sürdü gitti. derken yine bir gün instagram kurcalarken bir fotoğrafa denk geldim. bir arkadaşım 32 hafta önce koymuş. bu sefer fotoğrafta ben de varım ve bu fotoğrafın neredeyse 1 yıllık olmasının imkanı yok. çünkü ben orada olduğum günü biliyorum.
durdum. türk takımlarının avrupa maçlarında yedikleri golden sonra spikerlerin yaşadığı sessizlik gibi bir sessizlik yaşadım. bir anda doğruldum. ağzım açık boş boş etrafa baktım. o an kafamda sadece bir ampul yanmadı, adeta güneş sistemimize yeni bir yıldız eklendi ve ben kendime dedim ki "ülen burak, senin ben beyninin kıvrımlarını sikeyim. 34 hafta olan yıl değil, lig. lan oğlum, bir yıl 52 hafta lan. hani 12 ay olan, 365 gün 6 saat...".
olaydan sonra uzay ve zaman konularına merak saldım. einstein and eddington'u iki, predestination'u üç, interstellar'ı dört kere izledim.
bazen bu olaya sevinmiyor değilim. iyi ki kendi kendime fark etmişim. yani düşünsene sevgilin, sözlün veya nişanlın sana diyor ki;
-aa burak bak biz seninle tanışalı 45 hafta olmuş, bak bu fotoğraf da o günden.
sen de buna karşılık;
-sen kendini şaşırdın galiba hahaha. biz tanışalı 1 yıl olmadı ki. hatırlasana tanıştığımızda ben sahilde bira içiyordum, tatildeydim ya hahaha :)
haha ha :/
ha ha :s
haa...