1168
aşırı derecede sınırlanması gerek anayasal haklar olan eşitlik ilkesi ve çalışma özgürlüğüne, gerekse de ülke futbolunun gelişimine çok büyük bir zarar vermekteydi. 3-4 yıl önce yaşadıklarımız ve o dönemde sırf yerli diye aldığımız tarık çamdal, umut gündoğan gibi isimlerin hala elden çıkarılamamış olması bile bunu göstermeye yetecektir.
yabancı sınırlaması, hem yetersiz yerli oyuncuların sadece ceplerindeki pasaport yüzünden hak etmedikleri paralar karşılığı türkiye liginde tercih edilmelerine yol açıyor, hem de gelecek vaat eden yerli oyuncuların türkiye'de aldıkları fahiş ücretler nedeniyle yurtdışına gitmemeleri ve bu nedenle futbollarını geliştirememelerine neden oluyordu. ilk sorun artık yavaş yavaş çözüme kavuşmuş gibi görünüyor. ikinci sorun ise tamamen bize bağlı bir şey olmadığından biraz daha zaman alacaktır; ancak enes ünal, cengiz ünder, çağlar söyüncü üçlüsü bile bu sorunun çözümünün çok uzakta olmadığını gösteriyor.
bu sınırın milli takıma etkisi konusunda da getirilen eleştiriler de fazlasıyla popülist. nasıl sadece galatasaray'a transfer olması tarık çamdal'ı milli takım seviyesinde bir oyuncu yapmıyorduysa; şimdi de durum aynı. örneğin, malatyaspor oyuncusu yabancı takım arkadaşı nedeniyle takımında forma şansı bulamıyorsa, o formayı hak etmiyor demektir. malatyaspor formasını hak etmeyen, zaten milli takım seviyesinde de değil demektir. oyuncu takımında hakkının yendiğine inanıyorsa, o zaman gider şansını avrupa'da dener, başarılı olursa zaten bu hem oyuncunun hem de türkiye'nin lehinedir.
lucescu'nun izleyeceği yerli oyuncu sayısının az olması saçmalığı konusundaysa aslında yorum yapmaya bile gerek yok. bir milli takım teknik direktörünün sadece cebindeki türk pasaportu nedeniyle takımda yer bulan yetersiz oyuncuları izlemek yerine, formasını yabancı takım arkadaşı yerine tercih edilerek hak eden oyuncuları izlemeyi tercih edeceğini tahmin etmek herhalde çok da zor değil. aksi yöndeki haberlerin yalnızca algı operasyonu olduğunu düşünüyorum.
altyapıdan oyuncu yetiştirme konusu ise bence de önemli bir sorun ama yabancı sınırlamasından tamamen bağımsız bir durum. örneğin 2 sezondur şampiyon olan beşiktaş kadrosu, yerli oyuncular kullanıyor olması nedeniyle takdir ediliyor; ancak beşiktaş'taki türk oyuncuların kaçı türkiye'den yetişme? oğuzhan, tolgay, cenk, veli mi? ayrılan gökhan inler ya da kerim frei mı? elbette hiçbiri değil. türkiye, altyapıdan oyuncu çıkarma konusunda zaten uzun zamandır başarısız ve yabancı sınırlamasının bu sorunu ortaya çıkardığını söylemek tamamen bir saçmalık.
sonuç olarak, mevcut yabancı sınırı uygulamasının daha önceki anlamsız sınırlamalardan çok daha isabetli olduğunu düşünüyorum. aksi yöndeki çağdışı uygulama, yetersizliği ödüllendirmekten başka bir şey değildir. umarım hiçbir şekilde geri adım da atılmaz.
öte yandan, altyapıdan oyuncu çıkarma konusu da ilgilenilmesi gereken bir konu ve mevcut yabancı sınırı uygulaması içerisinde bu soruna çözüm üretilmesi de mümkün. bu konudaki önerim ise; mevcut uygulamanın (14 yabancı) dahi ötesine gidilerek yabancı sınırının tamamen kaldırmak ve gerek türkiye'de yetişmiş, gerek genç oyuncu kullanımını teşvik etmek. bu teşvik de farklı şekillerde yapılabilir. altınordu gibi takımlara maddi teşvik sağlanabileceği gibi; takımların 28 kişilik kadrolarında belli sayıda türkiye'de yetişmiş (altyapı eğitimini türkiye'de almışsa oyuncunun türk olması şart değil), belli sayıda da 21 yaş altı oyuncu kullanımı (yine aynı şekilde oyuncunun türk olması şart değil) zorunluluğu getirmek de düşünülebilir.
yabancı sınırlaması, hem yetersiz yerli oyuncuların sadece ceplerindeki pasaport yüzünden hak etmedikleri paralar karşılığı türkiye liginde tercih edilmelerine yol açıyor, hem de gelecek vaat eden yerli oyuncuların türkiye'de aldıkları fahiş ücretler nedeniyle yurtdışına gitmemeleri ve bu nedenle futbollarını geliştirememelerine neden oluyordu. ilk sorun artık yavaş yavaş çözüme kavuşmuş gibi görünüyor. ikinci sorun ise tamamen bize bağlı bir şey olmadığından biraz daha zaman alacaktır; ancak enes ünal, cengiz ünder, çağlar söyüncü üçlüsü bile bu sorunun çözümünün çok uzakta olmadığını gösteriyor.
bu sınırın milli takıma etkisi konusunda da getirilen eleştiriler de fazlasıyla popülist. nasıl sadece galatasaray'a transfer olması tarık çamdal'ı milli takım seviyesinde bir oyuncu yapmıyorduysa; şimdi de durum aynı. örneğin, malatyaspor oyuncusu yabancı takım arkadaşı nedeniyle takımında forma şansı bulamıyorsa, o formayı hak etmiyor demektir. malatyaspor formasını hak etmeyen, zaten milli takım seviyesinde de değil demektir. oyuncu takımında hakkının yendiğine inanıyorsa, o zaman gider şansını avrupa'da dener, başarılı olursa zaten bu hem oyuncunun hem de türkiye'nin lehinedir.
lucescu'nun izleyeceği yerli oyuncu sayısının az olması saçmalığı konusundaysa aslında yorum yapmaya bile gerek yok. bir milli takım teknik direktörünün sadece cebindeki türk pasaportu nedeniyle takımda yer bulan yetersiz oyuncuları izlemek yerine, formasını yabancı takım arkadaşı yerine tercih edilerek hak eden oyuncuları izlemeyi tercih edeceğini tahmin etmek herhalde çok da zor değil. aksi yöndeki haberlerin yalnızca algı operasyonu olduğunu düşünüyorum.
altyapıdan oyuncu yetiştirme konusu ise bence de önemli bir sorun ama yabancı sınırlamasından tamamen bağımsız bir durum. örneğin 2 sezondur şampiyon olan beşiktaş kadrosu, yerli oyuncular kullanıyor olması nedeniyle takdir ediliyor; ancak beşiktaş'taki türk oyuncuların kaçı türkiye'den yetişme? oğuzhan, tolgay, cenk, veli mi? ayrılan gökhan inler ya da kerim frei mı? elbette hiçbiri değil. türkiye, altyapıdan oyuncu çıkarma konusunda zaten uzun zamandır başarısız ve yabancı sınırlamasının bu sorunu ortaya çıkardığını söylemek tamamen bir saçmalık.
sonuç olarak, mevcut yabancı sınırı uygulamasının daha önceki anlamsız sınırlamalardan çok daha isabetli olduğunu düşünüyorum. aksi yöndeki çağdışı uygulama, yetersizliği ödüllendirmekten başka bir şey değildir. umarım hiçbir şekilde geri adım da atılmaz.
öte yandan, altyapıdan oyuncu çıkarma konusu da ilgilenilmesi gereken bir konu ve mevcut yabancı sınırı uygulaması içerisinde bu soruna çözüm üretilmesi de mümkün. bu konudaki önerim ise; mevcut uygulamanın (14 yabancı) dahi ötesine gidilerek yabancı sınırının tamamen kaldırmak ve gerek türkiye'de yetişmiş, gerek genç oyuncu kullanımını teşvik etmek. bu teşvik de farklı şekillerde yapılabilir. altınordu gibi takımlara maddi teşvik sağlanabileceği gibi; takımların 28 kişilik kadrolarında belli sayıda türkiye'de yetişmiş (altyapı eğitimini türkiye'de almışsa oyuncunun türk olması şart değil), belli sayıda da 21 yaş altı oyuncu kullanımı (yine aynı şekilde oyuncunun türk olması şart değil) zorunluluğu getirmek de düşünülebilir.