1146
maalesef ilkelerle hareket edilen bir futbol kültürüne sahip olmadığımız için bu tip kural değişiklikleri birer silah gibi insanlar tarafından kullanılabiliyor.
açalım; altyapıdan oyuncu yetişme meselesi bir yatırım ve niyet işidir. önce kendi yetiştirdiğin oyuncularla oynamayı arzulayacaksın, sonra da bunu başarabilmek için neler yapacağını planlayıp, o yönde adımlar atacaksın. yetiştirici kulüpleri bir kenara bırakıyorum, yarışmacı kulüplerin bunu tercih etmediğini görüyoruz. o an için verilecek 1 milyon euroyu yarışmacı seviyede kendilerine bir destek olarak görüp, tercihlerini de bu yönde yapıyorlar. bu durum tek bir şekilde tolere edilebilir onun da yolu iyi bir gözlemci ağına sahip olmaktan geçer. uygun maliyette, yaşı da müsait olan yabancı oyuncuları takımına kazandırırsın, ileride onu aldığının 2 veya 3 katına satarak kulübe ekonomik girdi sağlarsın.
sözün özü; yabancı sayısı beş de olsa, sınırsız da olsa oyuncu yetiştirmeyi mesele edinen herkes bu işin meyvesini toplar. fakat amaç farklı. rıdvan dilmen'in futbola dair bu denli derinlik gerektiren konularda yüzeysel yaptığı yorumlarını ciddiye almıyorum ancak mevcut düzlemde sahip olduğu etki gücünü, bağlantılarını dikkate aldığımda söylemek istediği şeyin altında yatan sebebi önemsemem gerektiğine kanaat getiriyorum. zira, en başta söylediğim gibi, ilkelerle hareket eden bir yapıda olsak bu tutarsız açıklamaların izini sürebilirdik. lakin söyleyen kişinin amacı da fikri takip yapmak değil zaten. rıdvan dilmen ve onun dümen suyuna giren ekibin amacı şu; önce tff'yi ele geçirmek, ardından da türk futboluna yön vermek. aralarına birkaç tane galatasaraylı ve fenerbahçeli'nin serpiştirildiği, beşiktaş futbol şubesi yönetimini andıran federasyonu gönderdikten sonra yapacakları ilk iş kurulları yeniden dizayn ederek fenerbahçe hegemonyası kurmak ve güç dengelerini ''her açıdan'' kendi lehlerine döndürmek. böylesine muhtemel bir değişimden elbette ki hakemler de gerekli mesajı alacaktır.
dolayısı ile bu tip sinir uçlarına dokunan açıklamaları, söyleyen kişinin futbol bilgisinden bağımsız şekilde dikkate almamız gerekiyor. üzücü ama olan bu.
açalım; altyapıdan oyuncu yetişme meselesi bir yatırım ve niyet işidir. önce kendi yetiştirdiğin oyuncularla oynamayı arzulayacaksın, sonra da bunu başarabilmek için neler yapacağını planlayıp, o yönde adımlar atacaksın. yetiştirici kulüpleri bir kenara bırakıyorum, yarışmacı kulüplerin bunu tercih etmediğini görüyoruz. o an için verilecek 1 milyon euroyu yarışmacı seviyede kendilerine bir destek olarak görüp, tercihlerini de bu yönde yapıyorlar. bu durum tek bir şekilde tolere edilebilir onun da yolu iyi bir gözlemci ağına sahip olmaktan geçer. uygun maliyette, yaşı da müsait olan yabancı oyuncuları takımına kazandırırsın, ileride onu aldığının 2 veya 3 katına satarak kulübe ekonomik girdi sağlarsın.
sözün özü; yabancı sayısı beş de olsa, sınırsız da olsa oyuncu yetiştirmeyi mesele edinen herkes bu işin meyvesini toplar. fakat amaç farklı. rıdvan dilmen'in futbola dair bu denli derinlik gerektiren konularda yüzeysel yaptığı yorumlarını ciddiye almıyorum ancak mevcut düzlemde sahip olduğu etki gücünü, bağlantılarını dikkate aldığımda söylemek istediği şeyin altında yatan sebebi önemsemem gerektiğine kanaat getiriyorum. zira, en başta söylediğim gibi, ilkelerle hareket eden bir yapıda olsak bu tutarsız açıklamaların izini sürebilirdik. lakin söyleyen kişinin amacı da fikri takip yapmak değil zaten. rıdvan dilmen ve onun dümen suyuna giren ekibin amacı şu; önce tff'yi ele geçirmek, ardından da türk futboluna yön vermek. aralarına birkaç tane galatasaraylı ve fenerbahçeli'nin serpiştirildiği, beşiktaş futbol şubesi yönetimini andıran federasyonu gönderdikten sonra yapacakları ilk iş kurulları yeniden dizayn ederek fenerbahçe hegemonyası kurmak ve güç dengelerini ''her açıdan'' kendi lehlerine döndürmek. böylesine muhtemel bir değişimden elbette ki hakemler de gerekli mesajı alacaktır.
dolayısı ile bu tip sinir uçlarına dokunan açıklamaları, söyleyen kişinin futbol bilgisinden bağımsız şekilde dikkate almamız gerekiyor. üzücü ama olan bu.
