1448
kendisi hakkında daha önce çok paragöz demiştim, yanılmışım düzeltiyorum. bu adam benim futbol içinde gördüğüm en paragöz 3-5 insandan biri. türkiye'den sonra avrupa'dan talipleri olmasına rağmen dönemin para babası shakhtar donetsk'i seçmesi olsun, buradan ayrıldıktan sonra daha da büyük bir para babası zenit'e geçmesi olsun hep paranın olduğu yerde var. en sonunda da millete paraları saça saça bitiremeyen türkiye futbol fedarasyonu'nu yolmaya geldi. üstelik gelişinin üstünden 3 hafta geçmemişken yabancı sınırının sıkılaştırılması gerektiği yönünde fikir verdiği basın tarafından yazılıp çizilmekte. diyelim ki federasyon yabancı sınırını düşürmek istiyor ve bunu tepki çekmemek için lucescu üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor. o zaman lucescu göz göre göre türk futbolu için yanlış bir durumun kendi üzerinden yürürlüğe sokulmasına razı geldiği için net karaktersiz. yok bizzat kendisi yabancı sınırının düşmesini istiyorsa zaten futbolu kafasında bitirmiş, bu spordan elini ayağını çekme vakti gelmiş. her halükarda lucescu hanesine eksi yazılır. hem de kocaman bir eksi.
galatasaray - federasyon ikilemine gelirsek,
hiç yok biri sportif direktörlük teklif etti diğeri teknik direktörlük gibi bahaneler üretmenin anlamı yok. esas mesele paraydı. lucescu'ya federasyonun verdiği maaştan 100 tl fazla ver, gelir florya'da bahçıvanlık bile yapar. hatta şöyle de bir iddiam var, teklif edilen makamın aynı olması şartıyla bir takım daha büyük olmasına rağmen 1 dolar eksik maaş önersin gider küçük takımın teklifini kabul eder. yani adamların hayat felsefesi olmuş bu. para para para diyorlar başka bir hayat görüşleri yok.
ayrıca galatasaray başkanını teklifi kabul etmeyecek olmasına rağmen ayağına kadar getirterek karakterini tekrardan ortaya koymuştur.
bu zamana kadar taraftarımız lucescu'ya uğradığı haksızlıktan da dolayı büyük sevgi besledi. her fırsatta da dönüp yarım bıraktığını bitirmesi istendi.
ama artık florya kapıları bu adama kapanmıştır.
ne karakter olarak ne de yaşının zaafiyetinden dolayı teknik direktörlüğü olarak galatasaray seviyesinde değil.
ha bu arada hem kulüp takımı hem milli takım çalıştırıldığına sıkça şahit olduk, lucescu iki milli takım birden çalıştırmaya kalkarsa şaşırmayın derim. valla katar'dan, arabistan bir teklife bakar. demedi demeyin. benden söylemesi. *
galatasaray - federasyon ikilemine gelirsek,
hiç yok biri sportif direktörlük teklif etti diğeri teknik direktörlük gibi bahaneler üretmenin anlamı yok. esas mesele paraydı. lucescu'ya federasyonun verdiği maaştan 100 tl fazla ver, gelir florya'da bahçıvanlık bile yapar. hatta şöyle de bir iddiam var, teklif edilen makamın aynı olması şartıyla bir takım daha büyük olmasına rağmen 1 dolar eksik maaş önersin gider küçük takımın teklifini kabul eder. yani adamların hayat felsefesi olmuş bu. para para para diyorlar başka bir hayat görüşleri yok.
ayrıca galatasaray başkanını teklifi kabul etmeyecek olmasına rağmen ayağına kadar getirterek karakterini tekrardan ortaya koymuştur.
bu zamana kadar taraftarımız lucescu'ya uğradığı haksızlıktan da dolayı büyük sevgi besledi. her fırsatta da dönüp yarım bıraktığını bitirmesi istendi.
ama artık florya kapıları bu adama kapanmıştır.
ne karakter olarak ne de yaşının zaafiyetinden dolayı teknik direktörlüğü olarak galatasaray seviyesinde değil.
ha bu arada hem kulüp takımı hem milli takım çalıştırıldığına sıkça şahit olduk, lucescu iki milli takım birden çalıştırmaya kalkarsa şaşırmayın derim. valla katar'dan, arabistan bir teklife bakar. demedi demeyin. benden söylemesi. *
