2684
yönetimin piyonudur. tıpkı zamanında hamza hamzaoğlu, orhan atik, mustafa denizli ve jan olde riekerink gibi. orhan atik hariç, hepsi çok güzel bir şekilde göreve ballandıra ballandıra getirildi, hepsiyle zamanında iyi geçiniyor gibi göründüler. yine hepsini işi bitince anında kıçına tekmeyi vurup şutladılar. igor tudor'un da sonu bu antrenörlerden farklı olmayacak. o da harika bir planla teknik direktör koltuğuna getirildi, harika bir şekilde yönetimin zırhı olmaya devam ediyor. yine o zırh paralanınca öncekiler gibi kıçına tekmeyi yiyip gönderilecek. dursun ve avaneleri ise tudor yerine getirecekleri yeni paratonerleri ile hiçbir şey olmamış gibi bundan sonra da galatasaray'ı bitirme planına devam ediyor olacaklar.
olay bundan ibaret. bu anlattıklarım da 2015 yılı sonrası galatasaray'ın özeti niteliğindedir.
ha şunu da söyleyeyim, hamza hamzaoğlu da tam olarak bir kukla, riekerink de kukla ve pek tabi igor tudor da çok kullanışlı bir kukla. kimseye hak geçmesin. galatasaray ise iğrenç bir oyuna alet edilmiş durumda.
dursun özbek'in asla galatasaray'ın menfaatlerini gözettiğine inanmıyorum. kim veya kimlerden olduğunu, kimlere hizmet ettiğini bilmemekle beraber, kesinlikle camiaya zarar vermeye bilinçli olarak devam ettiğine inanıyorum.
hani malum kitlenin seviciler 'büyük oyun, büyük resim, üst akıl' diye kendi kendilerini kandırıyorlar ya; işte onun gerçek olanı burada işte. ortada galatasaray'ı bitirme planı var ve herkes rolünü çok güzel bir şekilde oynuyor.
bu dönemde asla ne yönetimde ne de taraftar arasında bir bütünlük olmadı. riva yok pahasına elden çıkarılıyor. galatasaray'ın bütün kaliteli sporcuları ve antrenörleri birer birer takımdan küstürülüp gönderiliyor. ya sneijder gönderilir mi babacım, bu adamdan vazgeçilir mi?
tudor özelinde başlayıp, genel bir galatasaray yazısı yazdım, zahmet edip okuyanlara teşekkür ederim. keşke buraya kendimce değerlendirme ve durum tespit yazısı yerine bir kurtuluş ve çözüm planı yazıp uygulamaya dökebilme kudretine haiz olabilseydim. gerçekten çok üzgünüm.
olay bundan ibaret. bu anlattıklarım da 2015 yılı sonrası galatasaray'ın özeti niteliğindedir.
ha şunu da söyleyeyim, hamza hamzaoğlu da tam olarak bir kukla, riekerink de kukla ve pek tabi igor tudor da çok kullanışlı bir kukla. kimseye hak geçmesin. galatasaray ise iğrenç bir oyuna alet edilmiş durumda.
dursun özbek'in asla galatasaray'ın menfaatlerini gözettiğine inanmıyorum. kim veya kimlerden olduğunu, kimlere hizmet ettiğini bilmemekle beraber, kesinlikle camiaya zarar vermeye bilinçli olarak devam ettiğine inanıyorum.
hani malum kitlenin seviciler 'büyük oyun, büyük resim, üst akıl' diye kendi kendilerini kandırıyorlar ya; işte onun gerçek olanı burada işte. ortada galatasaray'ı bitirme planı var ve herkes rolünü çok güzel bir şekilde oynuyor.
bu dönemde asla ne yönetimde ne de taraftar arasında bir bütünlük olmadı. riva yok pahasına elden çıkarılıyor. galatasaray'ın bütün kaliteli sporcuları ve antrenörleri birer birer takımdan küstürülüp gönderiliyor. ya sneijder gönderilir mi babacım, bu adamdan vazgeçilir mi?
tudor özelinde başlayıp, genel bir galatasaray yazısı yazdım, zahmet edip okuyanlara teşekkür ederim. keşke buraya kendimce değerlendirme ve durum tespit yazısı yerine bir kurtuluş ve çözüm planı yazıp uygulamaya dökebilme kudretine haiz olabilseydim. gerçekten çok üzgünüm.