2609
öncelikle daha ilk günden bu adamla olmayacağını iddia eden arkadaşlardan özür diliyorum. zira açıktır ki ben bu adamdan umutluydum ta ki 2016-2017 sezonunda oynanan fenerbahçe maçına kadar. sezon başında yine bir umut belki farklı bir takım izleriz demiştim ama kendisi gerçekten balta sapı bile olamayacak bir adam.
dün galatasaray'ın rakibi olan garip isimli takıma karşı sözlükten 11 kişi bulup saha çıkartsak sonuç yine en kötü 2-0 olurdu. bence gol bile atardık. bu turun gitmesine sebep olan adamın, bu takımın teknik direktörlüğünden acilen azledilmesi lazım. hala turun geçilebileceğini düşünen varsa uyansın uykusundan.
şimdi gelelim asıl konuya. bu adam gönderilince yerine geçecek kişinin mevzusuna. o kara 24 mayıs 2015 tarihinden itibaren galatasaray'ın teknik direktörlerini bir sayalım.
1) hamza hamzaoğlu
2) mustafa denizli
3) jan olde riekerink
4) igor tudor
bütün bu isimlerin ortak özelliği nedir? riekerink'in de o dönem altyapıda olduğunu göz önüne alırsak hepsi yerel pazardan transferi yapılmış hocalardır. (bazılarına hoca demek bile mümkün değil.) yine aynı dönemde transferi gerçekleşen oyunculara bakarsanız hemen yepsi yerel pazardan alınan oyunculardır. peki bütün bunlar tesadüf müdür?
dursun özbek denilen andaval ve saz arkadaşları kesinlikle sadece yerel bağlantıları olan bir grup. hele ki o başkan olacak zırtapoz, bugünkü oteller zinciri başarısını ilk önce galatasaray lisesi bağlantılarına, sonra da siyasi bağlantılarına borçludur. bu adamın herhangi bir enternasyonel bağlantısı olmadığı gibi, yeterli derecede yabancı dili olduğundan bile şüphe duyuyorum. bu şartlar altında bugüne sezona kadar yapılan bütün yurtdışı transferleri tamamen menejer bağlantılı yapılmıştır ve bu transferlerin hemen hepsi istisna podolski haricinde ( o da taraftar baskısı ile gerçekleşmiştir.) ağır vasat oyunculardır. değerlerinin çok üzerine transfer edilmişlerdir ve bizim tahmin ettiğimiz gibi ağır menejer komisyonları ödenmiş olması kuvvetle muhtemeldir. bu sene ise taraftarın kendisini çarmıha gereceğinin farkında olan yerel dursun yabancı transferi için ahmet bulut ile anlaşmış, nispeten daha kaliteli oyuncular yine değerlerinin aşırı üzerinde bedeller ile transfer edilmiştir. yine tahmin edeceğimiz üzere bu bedellerin yüksek miktarı komisyon olarak dağıtılmıştır.
şimdi tudor'u göndermek isteyen bu yerel yönetimin yurtdışı pazarından hoca getirebileceğine mi inanalım? bu muhteremlerin yurtdışı ile hiçbir bağlantısı yok. onu da geçtim, bu adamların kimseyi ikna edebilme kabiliyetleri yok. yani tudor'un gidişi bize yine türkiye'den bir teknik direktörün geleceği anlamına geliyor. artık kemal özdeş olur, yılmaz vural olur, cihat arslan olur, eminim ki bunlardan birisi galatasaray'ın başına geçirilmeye çalışılacaktır. hatta dursun son bir çılgınlık yapıp hamza'yı bile getirmeye çalışabilir.
diyeceğim o ki, tudor gitse dahi, dursun ve zevatı gitmeden biz bu takımın başında kaliteli bir teknik adam göremeyeceğiz.
dün galatasaray'ın rakibi olan garip isimli takıma karşı sözlükten 11 kişi bulup saha çıkartsak sonuç yine en kötü 2-0 olurdu. bence gol bile atardık. bu turun gitmesine sebep olan adamın, bu takımın teknik direktörlüğünden acilen azledilmesi lazım. hala turun geçilebileceğini düşünen varsa uyansın uykusundan.
şimdi gelelim asıl konuya. bu adam gönderilince yerine geçecek kişinin mevzusuna. o kara 24 mayıs 2015 tarihinden itibaren galatasaray'ın teknik direktörlerini bir sayalım.
1) hamza hamzaoğlu
2) mustafa denizli
3) jan olde riekerink
4) igor tudor
bütün bu isimlerin ortak özelliği nedir? riekerink'in de o dönem altyapıda olduğunu göz önüne alırsak hepsi yerel pazardan transferi yapılmış hocalardır. (bazılarına hoca demek bile mümkün değil.) yine aynı dönemde transferi gerçekleşen oyunculara bakarsanız hemen yepsi yerel pazardan alınan oyunculardır. peki bütün bunlar tesadüf müdür?
dursun özbek denilen andaval ve saz arkadaşları kesinlikle sadece yerel bağlantıları olan bir grup. hele ki o başkan olacak zırtapoz, bugünkü oteller zinciri başarısını ilk önce galatasaray lisesi bağlantılarına, sonra da siyasi bağlantılarına borçludur. bu adamın herhangi bir enternasyonel bağlantısı olmadığı gibi, yeterli derecede yabancı dili olduğundan bile şüphe duyuyorum. bu şartlar altında bugüne sezona kadar yapılan bütün yurtdışı transferleri tamamen menejer bağlantılı yapılmıştır ve bu transferlerin hemen hepsi istisna podolski haricinde ( o da taraftar baskısı ile gerçekleşmiştir.) ağır vasat oyunculardır. değerlerinin çok üzerine transfer edilmişlerdir ve bizim tahmin ettiğimiz gibi ağır menejer komisyonları ödenmiş olması kuvvetle muhtemeldir. bu sene ise taraftarın kendisini çarmıha gereceğinin farkında olan yerel dursun yabancı transferi için ahmet bulut ile anlaşmış, nispeten daha kaliteli oyuncular yine değerlerinin aşırı üzerinde bedeller ile transfer edilmiştir. yine tahmin edeceğimiz üzere bu bedellerin yüksek miktarı komisyon olarak dağıtılmıştır.
şimdi tudor'u göndermek isteyen bu yerel yönetimin yurtdışı pazarından hoca getirebileceğine mi inanalım? bu muhteremlerin yurtdışı ile hiçbir bağlantısı yok. onu da geçtim, bu adamların kimseyi ikna edebilme kabiliyetleri yok. yani tudor'un gidişi bize yine türkiye'den bir teknik direktörün geleceği anlamına geliyor. artık kemal özdeş olur, yılmaz vural olur, cihat arslan olur, eminim ki bunlardan birisi galatasaray'ın başına geçirilmeye çalışılacaktır. hatta dursun son bir çılgınlık yapıp hamza'yı bile getirmeye çalışabilir.
diyeceğim o ki, tudor gitse dahi, dursun ve zevatı gitmeden biz bu takımın başında kaliteli bir teknik adam göremeyeceğiz.
