• 10518
    inci sözlük'ü severdim bir zamanlar.

    şöyle ki; ilk çıktığı dönemde bizim (en azından kendi adıma) beğenmediğimiz kişilerin yazdığı, toplandığı bir oluşumdu. yani sokakta görüp de müptezel dediğimiz tiplerden ve görece yaşı küçük ergenlerden oluşmaktaydı. bu adamlar da sokaktaki, toplumdaki itilmişliklerini, hor görülmelerini, kabul edilmemelerinin acısını burada çıkarıyordu. dönen muhabbetlere, ortaya çıkan esprilere ve hatta bazı fikirlere hayran olmuştum. kendimi hiç öyle bir ortamda hayal edemedim. dahil olamadım ki olmam da mümkün değil sanırım. ancak inci sözlük bir tepkiydi. özellikle ekşi sözlük gibi "elitist" bir yapıya karşı. orijinaldi ve kendi çapında başarılı bir anti-popülist sözlüktü. gerçi sadece sözlük demek de biraz eksik olabilir, bu farklı bir konu. ne zaman ki inci sözlük ve anti-popülizm popüler oldu, ondan sonra tadı kaçmaya başladı.

    o zamandan bu zamana geldiğinde yalnızca sözlükler özelinde değil, toplumun neredeyse tamamına -özellikle genç nüfusa- yayılan bir etkisi oldu. oluşturduğu kültür, espri anlayışı v.s. her yanımızı sardı. üstte dediğim gibi hayran olduğum muhabbetleri, esprileri falan tamam iyi hoştu ancak çizgi korunamadı. daha da kötüsü bozulmuş haliyle yayıldı çoğunlukla. ortaya yeni nesil troller çıktı ki tamamına yakını kötü taklitlerden başka bir şey değil. bir de bunun yanında ekran arkasından yazmanın da verdiği rahatlıkla kafasına göre atıp tutan, karşısında yazan kişinin de insan olduğunu unutan, farklı fikirlere, eleştirilere ve olumsuz yorumlara kapalı oluşunu espri, laf sokma kılıfı arkasına saklayıp karşısındakine hakaret eden, aşağılayan, düşüncelerini küçük gören tiplerin sayısı çok fazla arttı. hatta bunlar artık her yerdeler ve çok kalabalıklar. üstelik bunların çoğu da o kadar cahiller, okumaktan, araştırmaktan, dinlemekten o kadar acizler ki insanın cevap veresi gelmiyor. fikir alışverişi zaten mümkün değil. ekşi sözlüğün hali malum. bundan 5 yıl öncekiyle şimdiki arasında, negatif yönde dünya kadar fark var.

    aslında bunlar hep vardı, hep de var olacaklar ancak, en azından şu an için daha baskın ve daha kalabalıklar maalesef. zamanla düzelir mi? bilemiyorum. ancak zaten azalmış olan aklı başında insanları da sindirdiler ve sindiriyorlar. insanları küstürüyorlar. meydan tamamen bunlara kaldığında "anancılık" oynamaktan başka yapacak bir şeyleri de kalmayacak.

    bütün bunların ışığında sözlüğümüzün de bunlardan etkilenmemesi mümkün değil. ancak benim anlamadığım konu ise burada herkesin derdinin galatasaray olması ve buna rağmen bazen rezil durumların ortaya çıkabiliyor olması. "o öyleydi, bu böyleydi" diye anlatmayacağım ama içimizdeki sorunları büyüten, kendi iç çatışmalarımızı körükleyen bir durum var ve son derece anlamsız.

    "futbol sadece futbol değildir" ki gerçekten öyle. herhangi bir şeye sevindiğinde karşına çıkan ilk insana sarılmazsın. ancak tribünde, sokakta, restoranda, kahvede maç izlerken galatasaray'ın attığı golde yanında hiç tanımadığın bir adama sarılabilirsin. ortak nokta galatasaray çünkü. ve o sarıldığın adam burada küfür ettiğin, aşağıladığın, düşüncesine katılmayıp ezmeye çalıştığın adam olabilir. gerek yok yani böyle şeylere.
App Store'dan indirin Google Play'den alın