2241
igor tudor hakkında yazılanları anlamamak, satır aralarını okuyamamak bir de anladığını zannetmek ne büyük bir sıradanlık.
tudor, iki sezon kaldığı hırvatistan'ın iki büyük kulübünden birisi olan h. siplit'te sadece bir kupa alabilmiş. o da geldikten bir ay sonra çıktığı hırvatistan kupası finalini kazanarak. sonuçta yönetimle sorunlar yaşamış ve ayrılmış. futbolcular belki de başarısız iki sezon sonucunda satılmıştır. nitekim oynadığı toplam 76 maçta 33 galibiyet, 23 mağlubiyet 20 beraberlik almış hırvatistan liginde. yani başarısız olmuş.
yunanistan'ın iki büyük kulübünden biri olan paok'ta ise üst üste altı maçı kazanamamış, en son kaybettiği maç sonucunda taraftar tesisleri basmış, tudor'a küfürlü tezahürat yapıp aracına saldırmış. (berbatov ile yaşadığı sorun da üzerine tuz biber ekmiş)
daha sonra kaybedilen 8. maç sonrası bütün takımı otele kilitlemiş. belki de onların da kendisini sattığı paranoyasına kapılmıştır. başka niçin böyle bir şey yapsın ki? paok'ta 44 maçta 17 galibiyet, 17 beraberlik, 10 mağlubiyet almış ve kovulmuş.
sonuç olarak her iki takımda da başarısız olduğu tartışmasız. bu başarısızlıklar ve futbolcularla yaşadığı sorunlar, tudor'un krizleri yönetemediğinin delili değil midir?
bize geldikten sonra ne yaptığını hatırlayalım. gelir gelmez bruma ile takıştı, rize'ye götürmedi iki puan bıraktık. daha sonra sneijder ve podolski'ye taktı başakşehir maçında cezalandırmaya kalktı 60 dakikada üçlük olduk. bruma'yı on numara pozisyonunda oynatma saçmalığını denedi olmayınca vaz geçti.
bir td'ün deneme yapması garip değil. garip olan saçmasapan denemeler yapması. tudor'un yaptıkları bu cinsten olduğu için eleştiriyoruz.
her gittiği takımda bu tür sorunlar yaşayan başka bir td var mıdır? bunların hepsinde haklı olan tudor mudur?
tudor'a sabretmek ve şans tanımak gerekir diyenlere saygı duyuyorum ama yarım sezon o şansı tanıdığımızı düşünüyorum. nasrettin hoca misali tepsi kırılmadan tokatı atıyorum. bu sezonu da kaybettikten sonra bağırıp çığırmamın ne anlamı var. tudor asla krizleri yönetebilecek ve baskıları kaldırabilecek kişiliğe sahip değil. bu çok net gözüküyor.
tudor'u savunanların hiçbir argümanı yoktur. söyleme cesaretini gösterememekle birlikte tek gerekçeleri sneijder yerine selçuk inan'ı tercih etmesi. bize göre ise vizyonsuzluğunun göstergelerinden sadece birisi bu. diğerlerini de yukarıda izaha çalıştık.
zamanında hamza hamzaoğlu ve mustafa denizli için yazdıklarımız da ortada. hatta riekerink için de. galatasaray böyleleriyle avrupa'da kupa hedefine varamaz. bizim tek derdimiz galatasaray. sneijder'i de bruma'yı da diğerlerini de galatasaray için severiz ya da yereriz. kanıtları bu güne kadar yazdığımız entrylerdedir. herkes bruma'yı satalım 3-5 m €'ya kurtulalım diye avaz avaz bağırırken biz yeteneklerini farkedip şiddetle karşı çıktık. zamanın kimi haklı çıkardığı ortada. sneijder gönderilirse de göreceğiz olacakları. ama olan galatasaray'a olacak ona üzülüyorum.
tudor, iki sezon kaldığı hırvatistan'ın iki büyük kulübünden birisi olan h. siplit'te sadece bir kupa alabilmiş. o da geldikten bir ay sonra çıktığı hırvatistan kupası finalini kazanarak. sonuçta yönetimle sorunlar yaşamış ve ayrılmış. futbolcular belki de başarısız iki sezon sonucunda satılmıştır. nitekim oynadığı toplam 76 maçta 33 galibiyet, 23 mağlubiyet 20 beraberlik almış hırvatistan liginde. yani başarısız olmuş.
yunanistan'ın iki büyük kulübünden biri olan paok'ta ise üst üste altı maçı kazanamamış, en son kaybettiği maç sonucunda taraftar tesisleri basmış, tudor'a küfürlü tezahürat yapıp aracına saldırmış. (berbatov ile yaşadığı sorun da üzerine tuz biber ekmiş)
daha sonra kaybedilen 8. maç sonrası bütün takımı otele kilitlemiş. belki de onların da kendisini sattığı paranoyasına kapılmıştır. başka niçin böyle bir şey yapsın ki? paok'ta 44 maçta 17 galibiyet, 17 beraberlik, 10 mağlubiyet almış ve kovulmuş.
sonuç olarak her iki takımda da başarısız olduğu tartışmasız. bu başarısızlıklar ve futbolcularla yaşadığı sorunlar, tudor'un krizleri yönetemediğinin delili değil midir?
bize geldikten sonra ne yaptığını hatırlayalım. gelir gelmez bruma ile takıştı, rize'ye götürmedi iki puan bıraktık. daha sonra sneijder ve podolski'ye taktı başakşehir maçında cezalandırmaya kalktı 60 dakikada üçlük olduk. bruma'yı on numara pozisyonunda oynatma saçmalığını denedi olmayınca vaz geçti.
bir td'ün deneme yapması garip değil. garip olan saçmasapan denemeler yapması. tudor'un yaptıkları bu cinsten olduğu için eleştiriyoruz.
her gittiği takımda bu tür sorunlar yaşayan başka bir td var mıdır? bunların hepsinde haklı olan tudor mudur?
tudor'a sabretmek ve şans tanımak gerekir diyenlere saygı duyuyorum ama yarım sezon o şansı tanıdığımızı düşünüyorum. nasrettin hoca misali tepsi kırılmadan tokatı atıyorum. bu sezonu da kaybettikten sonra bağırıp çığırmamın ne anlamı var. tudor asla krizleri yönetebilecek ve baskıları kaldırabilecek kişiliğe sahip değil. bu çok net gözüküyor.
tudor'u savunanların hiçbir argümanı yoktur. söyleme cesaretini gösterememekle birlikte tek gerekçeleri sneijder yerine selçuk inan'ı tercih etmesi. bize göre ise vizyonsuzluğunun göstergelerinden sadece birisi bu. diğerlerini de yukarıda izaha çalıştık.
zamanında hamza hamzaoğlu ve mustafa denizli için yazdıklarımız da ortada. hatta riekerink için de. galatasaray böyleleriyle avrupa'da kupa hedefine varamaz. bizim tek derdimiz galatasaray. sneijder'i de bruma'yı da diğerlerini de galatasaray için severiz ya da yereriz. kanıtları bu güne kadar yazdığımız entrylerdedir. herkes bruma'yı satalım 3-5 m €'ya kurtulalım diye avaz avaz bağırırken biz yeteneklerini farkedip şiddetle karşı çıktık. zamanın kimi haklı çıkardığı ortada. sneijder gönderilirse de göreceğiz olacakları. ama olan galatasaray'a olacak ona üzülüyorum.
