142
oyunu aldığımdan beri en zevkli kariyerimi yaşıyorum.
galatasarayımız ile ilk sezonu şampiyon tamamladım. ikinci sezona başlarken kadroda geniş bir dönüşüme gittim. eski as oyuncularımdan yalnızca rodrigues, podolski, linnes, selçuk ve semih'i takımda tuttum. muslera ve bruma ile de sözleşme yenilemek istedim ama maalesef şartlarda anlaşamadık, sattım. wesley sneijder'in de maaşı performansını karşılamıyordu, onunla da yolları ayırdım.
ikinci sezona başlarken mehmet ekici'nin yanında birçok genç isim kadroya katıldı. dinamik bir orta saha oluşturdum. gary cahill ve clichy gibi önemli isimlerle savunmayı güçlendirdim - ki diğer sol bekim ilk sezon da enfes oynayan caju. ileriye enes ünal'ı kiraladım. lige harika başlasam da barcelona, schalke ve celtic'ten oluşan şampiyonlar ligi grubuma deplasmanda celtic'e mağlup olarak başladım. ikinci maçım da barça'ylaydı... olanlar oldu: adeta bir cehennemi andıran ali sami yen'e çıktığında ayakları titremeye başlayan barçalı oyuncular daha ne olduğunu anlayamadan 2-0 öne geçtim. sonrası çanakkale geçilmez! barça bir gol bulsa da, ikinciyi bulamadı: 2-1. sonra schalke'ye mağlup oldum, içerdeki maçlarda ise hem schalke'yi hem de celtic'i yendim. gruptaki kaderim son maça, deplasmandaki barcelona maçına kaldı... yenilmezsem gruptan çıkıyordum, yenilirsem uefa yoluna düşüyordum. barcelona maça müthiş başladı, ilk maçtaki kontratak taktiğimi paramparça ettiler. çabucak 1-0 oldu. bu esnada rumen kanadım william sakatlanınca, "en iyi savunma oyunu oynamaktır" deyip ileride korkunç bir prese ve yüksek tempoya dayanan, daha önce udinese'de kullandığım taktiğe geçtim. bu taktikle beşiktaş'a, celtic'e, fenerbahçe'ye 4 atmıştım. nitekim, barcelona bir anda şaşkına uğradı. öldürücü presim, maçı bir orta saha mücadelesine çevirdi. ancak dakikalar ilerliyordu... tam umutlarım tükenmişti ki, clichy ortaya çıktı: gol! 86. dakikada clichy kırmızı kart ile atılsa da, son dakikaları da müthiş bir savunmayla geçirdim ve gruplardan çıkmayı başardım! barcelona ise uefa'ya gidiyor...
galatasarayımız ile ilk sezonu şampiyon tamamladım. ikinci sezona başlarken kadroda geniş bir dönüşüme gittim. eski as oyuncularımdan yalnızca rodrigues, podolski, linnes, selçuk ve semih'i takımda tuttum. muslera ve bruma ile de sözleşme yenilemek istedim ama maalesef şartlarda anlaşamadık, sattım. wesley sneijder'in de maaşı performansını karşılamıyordu, onunla da yolları ayırdım.
ikinci sezona başlarken mehmet ekici'nin yanında birçok genç isim kadroya katıldı. dinamik bir orta saha oluşturdum. gary cahill ve clichy gibi önemli isimlerle savunmayı güçlendirdim - ki diğer sol bekim ilk sezon da enfes oynayan caju. ileriye enes ünal'ı kiraladım. lige harika başlasam da barcelona, schalke ve celtic'ten oluşan şampiyonlar ligi grubuma deplasmanda celtic'e mağlup olarak başladım. ikinci maçım da barça'ylaydı... olanlar oldu: adeta bir cehennemi andıran ali sami yen'e çıktığında ayakları titremeye başlayan barçalı oyuncular daha ne olduğunu anlayamadan 2-0 öne geçtim. sonrası çanakkale geçilmez! barça bir gol bulsa da, ikinciyi bulamadı: 2-1. sonra schalke'ye mağlup oldum, içerdeki maçlarda ise hem schalke'yi hem de celtic'i yendim. gruptaki kaderim son maça, deplasmandaki barcelona maçına kaldı... yenilmezsem gruptan çıkıyordum, yenilirsem uefa yoluna düşüyordum. barcelona maça müthiş başladı, ilk maçtaki kontratak taktiğimi paramparça ettiler. çabucak 1-0 oldu. bu esnada rumen kanadım william sakatlanınca, "en iyi savunma oyunu oynamaktır" deyip ileride korkunç bir prese ve yüksek tempoya dayanan, daha önce udinese'de kullandığım taktiğe geçtim. bu taktikle beşiktaş'a, celtic'e, fenerbahçe'ye 4 atmıştım. nitekim, barcelona bir anda şaşkına uğradı. öldürücü presim, maçı bir orta saha mücadelesine çevirdi. ancak dakikalar ilerliyordu... tam umutlarım tükenmişti ki, clichy ortaya çıktı: gol! 86. dakikada clichy kırmızı kart ile atılsa da, son dakikaları da müthiş bir savunmayla geçirdim ve gruplardan çıkmayı başardım! barcelona ise uefa'ya gidiyor...