49
başlığa yazmaya değer bulan tüm yazar arkadaşlara öncelikle içten teşekkür ederim.
dün mocuishle ile konuşurken artık bir şeyler yapma düşüncesi ve bunu sözlükten oluşturma hedefi gerçekten meyvesini vermiş gibi görünüyor. emin olun, her birinizin yazdığı entry'yi okudum. sonuna kadar destek vermeye hazır olan kardeşimin entrysini de bir şey çıkmaz diyen kardeşimin entrysini de.
sonuçta bu başlığın amacı galatasaray'ın geleceği, kurtuluşu. bir çok arkadaşımız yasin çakmak ve ali güvenç kiraz'ın geleceğin galatasarayı projesini okumuş, değerlendirmiş olduğunu bilmek de güzel. ancak, suya atılan bir taş ilk olarak en büyük dalgayı oluşturmaz. küçük bir dalga, giderek büyür ve mesafesine göre büyük bir dalga olarak kıyıya vurur. biz de bu taşın meydana getirdiği etki ile hareket etmeliyiz bence. şöyle ki;
bu başlıkta insanları bir araya getirmeye çalışma amacımız aslında sadece değişmesini istediğimiz şeyler için birlikte hareket ederek, birlikte sonuçlara ulaşmak isteği. yazdığım diğer entryde bahsettiğim gibi, galatasaray'ın esas gücü taraftar yani sen, ben, biz. ve bu güç artık bazı güç sahiplerinden bağımsız olarak harekete geçmediği sürece ne bizi dinleyen olur, ne duyan olur, ne de ilgilenen olur.
sosyal medyada daha önce belirli sayfalar etkinlikler düzenlemeye çalıştı ancak beklenildiği gibi kolay bir durum değil bu doğal olarak. çünkü klavyenin arkasında kimin ne gibi bir destek verdiğini kestirmek çok kolay değil. mesela galatasaray taraftara açılsın şeklinde bir imza kampanyası yapılmıştı, hani taner aşkın'ın "fanları kontrol altına almalıyız" açıklamasına neden olacak şekilde dalga dalga büyüyen. 73.823 destekçi vardı change.org üzerinden yapılan kampanyada. konu ciddi anlamda ilgi görünce lisenin önünde protesto hedeflenmişti ancak katılım o kadar düşüktü ki hatta bazı hesaplar ana taraftar grubunun gücünden ve oradaki insanlara müdahale edebileceğini düşündüğünden gitmedi ve gidilmemesi çağrısı yaptı. sonuç? etki sıfır. taner aşkın'ın konuşması dışında hiç bir şey elde edilemedi.
evet, sosyal medya platformları günümüzün en etkili iletişim aracı. yaptığınız kampanya doğru hedef kitle ile dijital ortamda ciddi ses getirebilir. ancak, siz bu dijital ortamın gücünü fiziki güce çeviremediğiniz sürece herhangi bir başarı da elde edemezsiniz. edemediğiniz gibi bu sefer güç sahiplerinin "bak işte bunlar bu kadar ancak oturduğu yerden yazarlar" söylemlerine maruz kalırsınız.
bizim yapmamız gereken ise öncelikle dijital ortamda sayıyı belirleyip sonra bu sayı üzerinden fiziki güce farklı şekillerde nasıl dönüştürüp neler yapabilip yapamayacağımızın değerlendirilmesi. elbette yapılması gerekenler ortada. sıralayacak olursak;
1 - dursun aydın özbek yönetiminin istifaya zorlanması.
2 - taraftar gruplarından kurtularak sadece galatasaray taraftarı düşüncesinin insanlara aşılanması.
3 - tüzükte gerekli değişiklikleri sağlayabilmek ve taraftarın da kulübe üye olmasının önünün açılmasının sağlanması.
4 - galatasaray'ı kendi oyuncağı gibi kullanan derin galatasaray denilen yapının ve liseci düşünce hegemonyasının çökertilmesi.
kolaydan zora doğru gittim illa ki bu sıralama olması gerekli değil ancak bu sıralamada gidilmesi daha da güçlenerek büyüyen bir ekibi ortaya getirecektir doğal olarak.
çıkılan yol basit bir yol değil, bunun hepimiz farkındayız. ancak, en zorlu yolların aşılması bile bir adımın atılmasıyla başlar.
1. adımı harekete geçirmek için aklınızda olan her fikri dinlemeye, değerlendirmeye ve uygulamaya sonuna kadar hazırım. dileyen arkadaşlar yeşillendirebilir mesaj kutumu.
galatasaray bizim.
galatasaray biziz.
#galatasaraydiriliyor
dün mocuishle ile konuşurken artık bir şeyler yapma düşüncesi ve bunu sözlükten oluşturma hedefi gerçekten meyvesini vermiş gibi görünüyor. emin olun, her birinizin yazdığı entry'yi okudum. sonuna kadar destek vermeye hazır olan kardeşimin entrysini de bir şey çıkmaz diyen kardeşimin entrysini de.
sonuçta bu başlığın amacı galatasaray'ın geleceği, kurtuluşu. bir çok arkadaşımız yasin çakmak ve ali güvenç kiraz'ın geleceğin galatasarayı projesini okumuş, değerlendirmiş olduğunu bilmek de güzel. ancak, suya atılan bir taş ilk olarak en büyük dalgayı oluşturmaz. küçük bir dalga, giderek büyür ve mesafesine göre büyük bir dalga olarak kıyıya vurur. biz de bu taşın meydana getirdiği etki ile hareket etmeliyiz bence. şöyle ki;
bu başlıkta insanları bir araya getirmeye çalışma amacımız aslında sadece değişmesini istediğimiz şeyler için birlikte hareket ederek, birlikte sonuçlara ulaşmak isteği. yazdığım diğer entryde bahsettiğim gibi, galatasaray'ın esas gücü taraftar yani sen, ben, biz. ve bu güç artık bazı güç sahiplerinden bağımsız olarak harekete geçmediği sürece ne bizi dinleyen olur, ne duyan olur, ne de ilgilenen olur.
sosyal medyada daha önce belirli sayfalar etkinlikler düzenlemeye çalıştı ancak beklenildiği gibi kolay bir durum değil bu doğal olarak. çünkü klavyenin arkasında kimin ne gibi bir destek verdiğini kestirmek çok kolay değil. mesela galatasaray taraftara açılsın şeklinde bir imza kampanyası yapılmıştı, hani taner aşkın'ın "fanları kontrol altına almalıyız" açıklamasına neden olacak şekilde dalga dalga büyüyen. 73.823 destekçi vardı change.org üzerinden yapılan kampanyada. konu ciddi anlamda ilgi görünce lisenin önünde protesto hedeflenmişti ancak katılım o kadar düşüktü ki hatta bazı hesaplar ana taraftar grubunun gücünden ve oradaki insanlara müdahale edebileceğini düşündüğünden gitmedi ve gidilmemesi çağrısı yaptı. sonuç? etki sıfır. taner aşkın'ın konuşması dışında hiç bir şey elde edilemedi.
evet, sosyal medya platformları günümüzün en etkili iletişim aracı. yaptığınız kampanya doğru hedef kitle ile dijital ortamda ciddi ses getirebilir. ancak, siz bu dijital ortamın gücünü fiziki güce çeviremediğiniz sürece herhangi bir başarı da elde edemezsiniz. edemediğiniz gibi bu sefer güç sahiplerinin "bak işte bunlar bu kadar ancak oturduğu yerden yazarlar" söylemlerine maruz kalırsınız.
bizim yapmamız gereken ise öncelikle dijital ortamda sayıyı belirleyip sonra bu sayı üzerinden fiziki güce farklı şekillerde nasıl dönüştürüp neler yapabilip yapamayacağımızın değerlendirilmesi. elbette yapılması gerekenler ortada. sıralayacak olursak;
1 - dursun aydın özbek yönetiminin istifaya zorlanması.
2 - taraftar gruplarından kurtularak sadece galatasaray taraftarı düşüncesinin insanlara aşılanması.
3 - tüzükte gerekli değişiklikleri sağlayabilmek ve taraftarın da kulübe üye olmasının önünün açılmasının sağlanması.
4 - galatasaray'ı kendi oyuncağı gibi kullanan derin galatasaray denilen yapının ve liseci düşünce hegemonyasının çökertilmesi.
kolaydan zora doğru gittim illa ki bu sıralama olması gerekli değil ancak bu sıralamada gidilmesi daha da güçlenerek büyüyen bir ekibi ortaya getirecektir doğal olarak.
çıkılan yol basit bir yol değil, bunun hepimiz farkındayız. ancak, en zorlu yolların aşılması bile bir adımın atılmasıyla başlar.
1. adımı harekete geçirmek için aklınızda olan her fikri dinlemeye, değerlendirmeye ve uygulamaya sonuna kadar hazırım. dileyen arkadaşlar yeşillendirebilir mesaj kutumu.
galatasaray bizim.
galatasaray biziz.
#galatasaraydiriliyor