• 611
    ''yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz ismet.''

    bir devrin başlamasına saatler kala köşkte, gazi mustafa kemal yeni devletin ileri gelenlerini davet etmiş ve ağırlamıştı. rakı masasında bazen gülücükler saçıp bazen kedere dalan gazi, kafasında yapmak istedikleri ve önünde de anadolu gerçekleriyle düşünceliydi. en büyük sıkıntısı koca devleti tek akılla yürütmek zorunda kalmasıydı. fikren ondan daha makul, modern, cesur bir siyasi mevcut değildi ülkede. tüm devrimler, yapılacak olan onca iş sadece bu adamcağızın düşünebildikleri, üretebildikleriyle yürüyebilecekti. bunu o da biliyordu.

    silah arkadaşları onun bedenen yanında ancak fikren çok uzağındalar, hatta kemal paşa'dan bedenen de koptu kopacaklardı. ''saltanat isteriz, osmanlı'yı yaşatalım'' diyen rauf paşalar, refet paşalar, ali fuat paşalar, kazım paşalardan yeni düzene hayır gelmeyeceği aşikar olup gazi'nin yanında destek olarak sadece büyük komutan ismet paşa vardı. 28 ekim günü davetliler dağıldıktan sonra ismet'e ''sen kal'' dedi paşa.

    kimsecikler kalmayıp ismet paşa yanına geldiğinde de en üstteki sözü söyleyiverdi.

    anayasa taslağını beraber hazırladılar, yıllarca tüm devlet meselelerini beraberce tartıştılar.
    gazi ilerici ve yenilikçiydi ne var ki sabırsız bir adamdı. ismet paşa ise
    yenilik konusunda ata'nın izinde olmakla beraber belki de dönemin en sabırlı siyasetçisiydi dünyada.
    lozan görüşmeleri'nde onun sabrını ve inatçılığını tüm dünya da tatmıştı.

    yıllarını birbirlerine omuz omuza dayalı geçiren dava adamları, cumhuriyeti tek başlarına sırtladılar. ne ismet'siz bir gazi ne gazi'siz bir ismet düşünülebilirdi. birbirlerini tamamlayıcı yapıları dünya basınında dahi zaman zaman yer bulmuş, memlekette ise en güvenilen iki isim olmuşlardı. refetler, rauflar, kazımlar gitmiş onlar kalmıştı.

    latin alfabesi devriminden önce ismet ile anlaşamaz gazi. gazi latin alfabesinden yanadır, ismet paşa ise eskiden yana. neyse devrim gerçekleşir ve devlet yazışmaları dahil her şey latin alfabesi ile yazılmaya başlanır. devletin ileri gelenleri kısa sürede latin alfabesini öğrenirler. ismet paşa ve gazi de öyle. bir gün mustafa kemal yanında siyasiler ve dostları varken kağıda bir şeyler karalamak ister, yılların alışkanlığı olarak yazıyı arap alfabesiyle yazmıştır gazi mustafa kemal. tam o esnada mekana ismet paşa girer. mustafa kemal paşa ve etrafındakiler büyük bir aceleye telaşa tutuşurlar ve gazi elindeki kağıdı buruşturup hemen ortadan kaybeder. sonra da yanındakilere dönüp şöyle der:

    -''ismet benim arap alfabesiyle yazdığımı görseydi mahvederdi bizi.''

    işte başta karşı çıkan ismet paşa şimdi latin'in en büyük korumacısı olabiliyordu çünkü
    tam bir kanun adamıydı. eğer bir şey yürürlükteyse mutlak suretle o uygulanacaktı
    ona göre.

    birbirlerine ağlayarak mektuplar yazarlar. ata, ismet'in gönderdiği mektupları baş ucundaki çekmecede saklar. soyadı kanunu çıkacağı vakit ismet paşa atatürk'ü ''atatürk'' yapar. memleketin kötü gidişi üzerine çokça içer ve kederlenirler beraber.

    ismet paşa ve ağabeyim dediği gazi mustafa kemal atatürk... dünyanın en büyük dostluğuna sahiplerdi.

    tüm bunları neden anlattım biliyor musunuz?

    cumhuriyetin tasası, memleketin bekası bu dostluğa dargınlık getirdi. ikili, cumhuriyeti daha iyi konuma getirebilmek için çokça tartışma yaşar oldu, ekonomi politikalarında zamana zaman çok sert kavgalara tutuştular son 3-4 yıllarında. fiziken kavga ettikleri bile iddia edildi. yıllarca görüşmediler. sırf cumhuriyet daha iyi olsun diye. sırf halk refaha kavuşsun diye tartışmalara girdiler. sırf milletin karnı doysun daha iyi olsun diye oldu bunlar. dünyanın en büyük dostluğu mahşere kaldı.,

    atatürk hastalığının ağırlaştığı senelerde ismet'ini hiç göremedi. gezecek seyahat edecek dermanı yoktu. aslında belki gerçeklerden haberi olsa öleceğini bilse ismet'ini bulurdu. bulamadı... ata'ya ismet paşa'nın öldüğünü söyledi yakınındakiler. arada ismet'in daha önce gönderdiği mektupları açıp okurdu kimseler yokken. ağlıyordu sürekli. ismet yoktu, can kardeşi ismet ölmüştü onun için. halbuki bir sesini duysa can kardeşinin,

    yine o şiddetli kavgalarını etseler... kavgalarını dahi özlemişti. gözlerim yaşlı yazıyorum öyle büyüktü bu dostluk. ismet de çok seviyordu ağabeyini, gururundan inadından yanına gitmemişti. 10 kasım günü en çok o üzülmüştür.

    biz sizi unutmayacağız koca yürekli önderler. ebedi şef ve milli şef!
    cumhuriyet için telef olan dostluğunuzu unutmayacağız. cumhuriyet için döktüğünüz yaşları unutmayacağız. cumhuriyet için verdiğiniz emekleri asla unutmayacağız.

    işte o cumhuriyeti birkaç menfaatçi yıktılar. ellerinde milyon dolarlarla, altlarında yatlar, yattıkları saraylarla.
    bir hiç uğruna gitti her şey, bitti paşam bitti!

    kurduğunuz cumhuriyeti devletin yanından kaldırdılar ama biz o cumhuriyeti askıda bırakmadık. aldık ve kalbimize taşıdık cumhuriyeti... tüm devrileriyle ve fikirleriyle, emekleriyle ve dostluklarıyla, her şeyiyle!

    cumhuriyet'te emeği geçen başta ata'm ve ismet paşa, sonra da tüm isimsiz kahramanlara selam olsun, ruhunuz şad olsun ışıklar içinde uyuyun güzel insanlar...

    ek fotoğraf: http://gss.gs/KJN
App Store'dan indirin Google Play'den alın