952
benim işimin en önemli parçası performans bilimi. aslında bir nevi profesyonel performans değerlendiricisiyim. eskinin personel sorumlusu gibi düşünebiliriz.
galatasaray’ın mevcut durumunu değerlendirdiğimizde bugün artık muslera’nın performansının eleştirildiği bir ortama gelmişiz ne acı. kesinlikle bu cümleden muslera’nın performansı eleştirilemez çıkmasın. söylemek istediğim bizim toplumumuz eleştirmeyi daha doğrusu olumsuz geri bildirim vermeyi bilmiyor. eleştiri aslında olumsuz bir geri bildirimdir. birisine olumsuz bir geri bildirim vermeden önce elinizdeki verileriniz net ve objektif olması gerekmektedir. önce eleştiri nedir, nasıl yapılır, eleştiri yaparken performans nasıl arttırılır, eleştiri yaparken karşı tarafı kaybetme ihtimali var mı onu öğrenmek lazım. yani olumsuz geri bildirimi bam bam bam verebilirsiniz, bu mantığa göre kaleci karşı karşıya gol yedi üç haftadır da iki hatalı gol yedi aaa eleştirim hemen diyebilirsiniz. tebrikler bunu yaparsanız beyaz tv'de yorumculuk yapabilirsiniz zaten türkiye'de bu para ediyor. şimdi düşük dediğiniz performansı konusunda sizlere işim ile ilgili bir kaç açıklama yapmak isterim.
performans biliminde işin bütününe bakmanız gerekir.
düşünün patronsunuz şirketinizde üç sene satış birincisi olan bir personeliniz var son senesinde performansı düşük. bu personele sen artık kötüsün! eskisi gibi değilsin, kendine gel! dersen tam bir patron kafasındasın demektir. özbek kardeşler mantığı ile ileride galatasaray’a başkan olabilirsin. yani yönetici “ne yapalım bu adamlar kötü oynuyor ve iyi para alıyor hadi eski yöneticiye küfür edin bana değil” diyemez. eğer yönetici o paranın karşılığını almak istiyorsa kötü performansı iyileştirmenin yolunu bulmak zorundadır. bu personelin performans düşüklüğünü araştırıp düşüklüğe neden olan sorunları çözersen profesyonel bir yönetici olabilirsin ve bu sayede performansı düşük olan o kişiyi kazanırsın yani. muslera gibi bir adamı üç maçta asamazsın burada bunu son üç yıldır performansı kötü olan bir oyuncuya yapabilirsin. düşünsenize üç yıldır hedeflerini tutturmayan ve hedefleri tutturmak için çaba göstermeyen bir kişiye neden şirketiniz para ödesin?
bir iş yerinde kişilerin performansları 4 ana evreden oluşur. bu evrelerden birincisi başlangıç evresidir. yeni başladığın bir işte nasıl enerjiksen o enerji ve yeni işin verdiği keyifle işler güzel başlar heyecanla bir şeyler yapmaya çalışırsın. uyum sorunu bu devrede başlar eğer doğru bir sistem içerisinde iyi bir ekiple bu sorunu aşabilirsen sürecin ikinci evresine geçersin.
ikinci evre performans evresidir bu evrede kişi eğer yeni işinde güzel bir uyum yakaladıysa ilk sene gösterdiği performansı devam eder (aynı bizim kaptanımızda olduğu gibi). üçüncü evre ise kişinin kendini tamamen belli eden durum evresidir. durum evresinde eğer şartlarda olan değişiklikler (mesela yöneticinin değişmesi veya ekibe yeni birilerinin katılması eskilerin gitmesi gibi) çok önemlidir. kişi eğer kendisini bu değişikliklere göre şekillendirip performansını devam ettirirse veya değişikliklere başlangıç evresi gibi performans tekpkisi verirse bravo o kişi o şirket için efsane olur. buna örnek olarak bülent korkmaz’ı gösterebiliriz. oynadığı süre boyunca her hoca değişikliğinde ilk gündeki azmi ve performansı ile oynadı ve sürekli performansını devam ettirdi. elbette hatalı maçları oldu ancak bu durum genel performansına bakıldığında onu efsane haline getirir.
son evremiz olan sonuç evresi ise üçüncü evreye göre değişir. eğer kişi performans evresini başarıyla geçerse sonuçta efsane olur ama geçemezse verdiğiniz emekler için teşekkür ederler ve tazminatınızı alırsınız.
unutmadan performans için en önemli nokta çalışan bir sisteminiz ve o sisteme inanan ekibinizin olması. sizin belirli bir sisteminiz varsa ve o sisteme inanmış bir ekibiniz varsa performansınızı arttırabilirsiniz ama sürekli sistem değişikliği yaşarsanız ve ekip inancını kaybederse sonuç yine hüsran olacaktır.
tudor dün gösterdi ki iyi kötü bir sistem oturtmaya çalışıyor ve bu sisteme artık performanslarının son evresinde olan bu ekibini inandırırsa bu ekip kendini sıfırlar, kalan maçlara başlangıç evresinde gibi performans gösterir ve önümüzdeki seneye performans evresine geçer.
galatasaray’ın mevcut durumunu değerlendirdiğimizde bugün artık muslera’nın performansının eleştirildiği bir ortama gelmişiz ne acı. kesinlikle bu cümleden muslera’nın performansı eleştirilemez çıkmasın. söylemek istediğim bizim toplumumuz eleştirmeyi daha doğrusu olumsuz geri bildirim vermeyi bilmiyor. eleştiri aslında olumsuz bir geri bildirimdir. birisine olumsuz bir geri bildirim vermeden önce elinizdeki verileriniz net ve objektif olması gerekmektedir. önce eleştiri nedir, nasıl yapılır, eleştiri yaparken performans nasıl arttırılır, eleştiri yaparken karşı tarafı kaybetme ihtimali var mı onu öğrenmek lazım. yani olumsuz geri bildirimi bam bam bam verebilirsiniz, bu mantığa göre kaleci karşı karşıya gol yedi üç haftadır da iki hatalı gol yedi aaa eleştirim hemen diyebilirsiniz. tebrikler bunu yaparsanız beyaz tv'de yorumculuk yapabilirsiniz zaten türkiye'de bu para ediyor. şimdi düşük dediğiniz performansı konusunda sizlere işim ile ilgili bir kaç açıklama yapmak isterim.
performans biliminde işin bütününe bakmanız gerekir.
düşünün patronsunuz şirketinizde üç sene satış birincisi olan bir personeliniz var son senesinde performansı düşük. bu personele sen artık kötüsün! eskisi gibi değilsin, kendine gel! dersen tam bir patron kafasındasın demektir. özbek kardeşler mantığı ile ileride galatasaray’a başkan olabilirsin. yani yönetici “ne yapalım bu adamlar kötü oynuyor ve iyi para alıyor hadi eski yöneticiye küfür edin bana değil” diyemez. eğer yönetici o paranın karşılığını almak istiyorsa kötü performansı iyileştirmenin yolunu bulmak zorundadır. bu personelin performans düşüklüğünü araştırıp düşüklüğe neden olan sorunları çözersen profesyonel bir yönetici olabilirsin ve bu sayede performansı düşük olan o kişiyi kazanırsın yani. muslera gibi bir adamı üç maçta asamazsın burada bunu son üç yıldır performansı kötü olan bir oyuncuya yapabilirsin. düşünsenize üç yıldır hedeflerini tutturmayan ve hedefleri tutturmak için çaba göstermeyen bir kişiye neden şirketiniz para ödesin?
bir iş yerinde kişilerin performansları 4 ana evreden oluşur. bu evrelerden birincisi başlangıç evresidir. yeni başladığın bir işte nasıl enerjiksen o enerji ve yeni işin verdiği keyifle işler güzel başlar heyecanla bir şeyler yapmaya çalışırsın. uyum sorunu bu devrede başlar eğer doğru bir sistem içerisinde iyi bir ekiple bu sorunu aşabilirsen sürecin ikinci evresine geçersin.
ikinci evre performans evresidir bu evrede kişi eğer yeni işinde güzel bir uyum yakaladıysa ilk sene gösterdiği performansı devam eder (aynı bizim kaptanımızda olduğu gibi). üçüncü evre ise kişinin kendini tamamen belli eden durum evresidir. durum evresinde eğer şartlarda olan değişiklikler (mesela yöneticinin değişmesi veya ekibe yeni birilerinin katılması eskilerin gitmesi gibi) çok önemlidir. kişi eğer kendisini bu değişikliklere göre şekillendirip performansını devam ettirirse veya değişikliklere başlangıç evresi gibi performans tekpkisi verirse bravo o kişi o şirket için efsane olur. buna örnek olarak bülent korkmaz’ı gösterebiliriz. oynadığı süre boyunca her hoca değişikliğinde ilk gündeki azmi ve performansı ile oynadı ve sürekli performansını devam ettirdi. elbette hatalı maçları oldu ancak bu durum genel performansına bakıldığında onu efsane haline getirir.
son evremiz olan sonuç evresi ise üçüncü evreye göre değişir. eğer kişi performans evresini başarıyla geçerse sonuçta efsane olur ama geçemezse verdiğiniz emekler için teşekkür ederler ve tazminatınızı alırsınız.
unutmadan performans için en önemli nokta çalışan bir sisteminiz ve o sisteme inanan ekibinizin olması. sizin belirli bir sisteminiz varsa ve o sisteme inanmış bir ekibiniz varsa performansınızı arttırabilirsiniz ama sürekli sistem değişikliği yaşarsanız ve ekip inancını kaybederse sonuç yine hüsran olacaktır.
tudor dün gösterdi ki iyi kötü bir sistem oturtmaya çalışıyor ve bu sisteme artık performanslarının son evresinde olan bu ekibini inandırırsa bu ekip kendini sıfırlar, kalan maçlara başlangıç evresinde gibi performans gösterir ve önümüzdeki seneye performans evresine geçer.