3956
takımımızda 11 sezon geçiren ayhan akman iyisiyle kötüsüyle hatta bir dönem meşhur bam üçlüsüne katılmasına rağmen öyledir ya da değildir ama netice itibariyle 2011-2012 sezonu sonunda efsane gibi uğurlandı. futbolculuğu aşırı üst düzey olmasa da galatasaraylı olduğu şüphe götürmeyen karakteri, aşırı entelektüel ve elit bir yaşam tarzı da aramaksızın tamamen normal, halkın içinden ve abartısız tavırları bugün kendisine makul bir saygınlık olarak geri döndü.
hakan balta'nın bu 10. sezonu ve önümüzdeki yaz da büyük ihtimalle satılmayacağını göz önüne alırsak 2018'de bitecek olan sözleşmesi sonunda aynen ayhan gibi 11 sezon takımımıza hizmet etmiş olacak.
mesela hakan balta'yı performans açısından berbat dönemler geçirmesine karşın selçuk inan'dan ayıran en büyük özelliği yedek kalmayı da, ilk on bir oynamayı da, kısacası hiçbir şeyi sorun etmeyişi, kendisine ne görev verilirse elinden geleni yapmasıdır. hakan balta has galatasaraylıdır ama orada burada galatasaraylılık taslamaz. yerlidir ama yeniçeri değildir. gurbetçidir ama ne bileyim "brezilyalılar" veya "hollandalılar" gibi takım içi gurbetçi çetesi gibi bir oluşumda da yer almamıştır. 15 senedir türk futbolunun havasını solumuştur, belki her şeyi ciğeri gibi bilir ama orada burada konuşmaz, yani hakan balta lobisi diye bir şey yoktur, günahı da sevabı da kendinedir. hatta sesini soluğunu bile nadiren duyarız. en yüksek performans gösterdiği dönemlerde de, en boktan oynadığı zamanlarda da hep aynı kişidir, ne bir şımarıklığı, ne bir ciddiyetsizliği yoktur; çıkar, topunu oynar, elinden geleni yapar ve duşunu alıp evine gider. herhangi bir hocayla da hiçbir şey yaşamamıştır, herkesle iyi ve profesyonelce geçinir gider. dillere destan bir fiziği olmamasına rağmen açın bakın hep ufak tefek sakatlıklar yaşamış ve kendisine ne zaman ihtiyaç varsa çıkmış aslanlar gibi sahaya.
işte bu hakan balta 21 ocak 2017 kardemir karabükspor galatasaray maçında gördüğü kırmızı karttan sonra arkasını döndü ve sessizce soyunma odasına gitti, sahaya dönüp bir kerecik bakmadı bile...
vallahi ister baksın ister bakmasın, hatta isterse gidip hakeme kafa göz dalsın umurumda değil. dünya futbol tarihinde her sezon maksimum performans ortaya koymuş pek az oyuncu vardır ve futbolcuların kariyerleri genelde hakan balta'nınki gibi inişli çıkışlı ama hep belli bir seviyeyi koruyan düzeydedir. buna ek olarak saha içinde de, saha dışında da şu kabak tadı vermiş bir kerelik sigara olayı dışında hiçbir falsosu yoktur.
hakan balta bizden ayrıldığında da, futbolu bıraktığında da kendisini gerçekten çok özleyeceğim. bundan adım gibi eminim ve daha şimdiden kafamda canlandırabiliyorum. "keşke şöyle hakan gibi bir adamımız olsaydı" diyeceğim çok kez bunun da farkındayım. o yüzden pozisyon icabı değil bir kırmızı kart, on kırmızı kart görse de, yine maç içinde değil bir kez, on kez üst üste çalım yese de ben bu adama kızmam, kızsam da en fazla üç beş saniye, çünkü kendisi gerçekten adamdır.
işte tüm bu sebeplerden dolayı sabri'den de, selçuk'tan da, semih'ten şundan bundan herkesten de burun farkıyla da değil uzak ara ayrılır. işte en başta örneklemeye çalıştığım üzere belki biraz ayhan akman'a yakınsar... kötü maç oynadı diye kendisini aforoz etmem, tespitimi yapar, küçük eleştirimi, yorumumu iliştirir geçer giderim ama şu noktadan sonra yerden yere vurmam, kırıcı veya aşağılayıcı bir şey demem. insanları yaptıkları işe ve gösterdikleri performansa dair eleştirmekten daha doğal bir şey olamaz fakat bunun ötesindeki hiçbir şeyi hak etmedi bu adam. hele şunca emeğinden sonra asla yani, hak edecek hiçbir şey de yapmadı zaten...
inşallah futbolu bıraktığında efsanemiz ve galatasaraylı hakan balta olarak anılır...
http://www.cumcuma.com/...alta-galatasaray.jpg
hakan balta'nın bu 10. sezonu ve önümüzdeki yaz da büyük ihtimalle satılmayacağını göz önüne alırsak 2018'de bitecek olan sözleşmesi sonunda aynen ayhan gibi 11 sezon takımımıza hizmet etmiş olacak.
mesela hakan balta'yı performans açısından berbat dönemler geçirmesine karşın selçuk inan'dan ayıran en büyük özelliği yedek kalmayı da, ilk on bir oynamayı da, kısacası hiçbir şeyi sorun etmeyişi, kendisine ne görev verilirse elinden geleni yapmasıdır. hakan balta has galatasaraylıdır ama orada burada galatasaraylılık taslamaz. yerlidir ama yeniçeri değildir. gurbetçidir ama ne bileyim "brezilyalılar" veya "hollandalılar" gibi takım içi gurbetçi çetesi gibi bir oluşumda da yer almamıştır. 15 senedir türk futbolunun havasını solumuştur, belki her şeyi ciğeri gibi bilir ama orada burada konuşmaz, yani hakan balta lobisi diye bir şey yoktur, günahı da sevabı da kendinedir. hatta sesini soluğunu bile nadiren duyarız. en yüksek performans gösterdiği dönemlerde de, en boktan oynadığı zamanlarda da hep aynı kişidir, ne bir şımarıklığı, ne bir ciddiyetsizliği yoktur; çıkar, topunu oynar, elinden geleni yapar ve duşunu alıp evine gider. herhangi bir hocayla da hiçbir şey yaşamamıştır, herkesle iyi ve profesyonelce geçinir gider. dillere destan bir fiziği olmamasına rağmen açın bakın hep ufak tefek sakatlıklar yaşamış ve kendisine ne zaman ihtiyaç varsa çıkmış aslanlar gibi sahaya.
işte bu hakan balta 21 ocak 2017 kardemir karabükspor galatasaray maçında gördüğü kırmızı karttan sonra arkasını döndü ve sessizce soyunma odasına gitti, sahaya dönüp bir kerecik bakmadı bile...
vallahi ister baksın ister bakmasın, hatta isterse gidip hakeme kafa göz dalsın umurumda değil. dünya futbol tarihinde her sezon maksimum performans ortaya koymuş pek az oyuncu vardır ve futbolcuların kariyerleri genelde hakan balta'nınki gibi inişli çıkışlı ama hep belli bir seviyeyi koruyan düzeydedir. buna ek olarak saha içinde de, saha dışında da şu kabak tadı vermiş bir kerelik sigara olayı dışında hiçbir falsosu yoktur.
hakan balta bizden ayrıldığında da, futbolu bıraktığında da kendisini gerçekten çok özleyeceğim. bundan adım gibi eminim ve daha şimdiden kafamda canlandırabiliyorum. "keşke şöyle hakan gibi bir adamımız olsaydı" diyeceğim çok kez bunun da farkındayım. o yüzden pozisyon icabı değil bir kırmızı kart, on kırmızı kart görse de, yine maç içinde değil bir kez, on kez üst üste çalım yese de ben bu adama kızmam, kızsam da en fazla üç beş saniye, çünkü kendisi gerçekten adamdır.
işte tüm bu sebeplerden dolayı sabri'den de, selçuk'tan da, semih'ten şundan bundan herkesten de burun farkıyla da değil uzak ara ayrılır. işte en başta örneklemeye çalıştığım üzere belki biraz ayhan akman'a yakınsar... kötü maç oynadı diye kendisini aforoz etmem, tespitimi yapar, küçük eleştirimi, yorumumu iliştirir geçer giderim ama şu noktadan sonra yerden yere vurmam, kırıcı veya aşağılayıcı bir şey demem. insanları yaptıkları işe ve gösterdikleri performansa dair eleştirmekten daha doğal bir şey olamaz fakat bunun ötesindeki hiçbir şeyi hak etmedi bu adam. hele şunca emeğinden sonra asla yani, hak edecek hiçbir şey de yapmadı zaten...
inşallah futbolu bıraktığında efsanemiz ve galatasaraylı hakan balta olarak anılır...
http://www.cumcuma.com/...alta-galatasaray.jpg