8532
ifrat ve tefritten sıyrılarak yazıyorum entry'yi.
1 - hamza hamzaoğlu teknik direktörlük için yetersizdir. burası net. neden yetersizdir? antreman metodu yetersiz çünkü. bir kaç taktik dışında sistem bilmez. milli takımda görev aldığı sürede üstünün talimatı üzerine izlediği yerli futbolculardan başkasını sadece türkiye liginde oynadıysa bilir. bunu da dünya kupasında yorumculuk yaparken dönemin hollanda milli takımından sadece sneijder ve kuyt ile ilgili yorum yapabilmesine bağlıyorum, başka nedeni yok bunun.
2 - yetenekten anlamaz. ciddiyim bunda, anlamaz. bir oyuncunun istatistiğine baksın, oyuncu 20 maçın 10'unda sahanın en çok koşanı geri kalan 10'unda da ilk 5 içerisindeyse ölene kadar savunur adamı. (bkz: umut bulut) adamın yeteneği ne durumda, ne iş yapar, o koşunun kaç dakikası genel olarak takım savunması yada hücumuna katkıdır vb. analizleri yapamaz. yahu bu adam galatasaray'da bitik sercan yıldırım'ı tutmaya çalıştı "taraftar olmasaydı forvet kadrosunda sercan da olacaktı" diye açıklama yaptı. o inter hazırlık maçında top sercan'a geldiğinde yıldıran büyük galatasaray taraftarı kadar bile futboldan, yetenekten anlamıyor.
3 - futbolculuğunu izlemedim, bazıları çok iyiydi demiş bazıları çok kötü. ben 88 doğumluyum, portakalda vitamin değildim ama vitaminin ne demek olduğundan da emin değildim doğal olarak futbolculuğu döneminde. ama yeteneği saha içinde koşmak zanneden bir teknik direktörün futbolculuğunu da tahmin etmek çok zor değil.
4 - gelelim bu kadar tartışmaya neden olan probleme. attığı gol. yahu arkadaş yapmayın, etmeyin. ben futbol oynayamazdım, yeteneğim hiç yoktu. ciddiyim bak, ayağım hiç yatkın değildir. halı sahaya adam eksikse, okul içi turnuvada sırf kadro dolsun diye seçilirdim. ama o maçlarda bile önümü boş bulup da orta sahadan vurduğum şutları 90'a asmışlığım da mevcuttur taça attığım da. (yuh taça bile atmıştım, düşününce az kazma değilmişim) bu bir teknik direktörü "iyi - kötü" diye değerlendirmeye yeter değil ki. bülent korkmaz'ın diyarbakırspor maçında orta sahadan attığı golü nereye koyalım? hagi'nin monaco golünü? bunlar maçta atılan goller aynı zamanda, ama kaptanın da haginin de teknik direktörlüğü de galatasaray için yeterli değil. değil abi ne yapalım yani yalan mı söyleyelim? ikisini de izledik kenarda hatta hagi'yi iki kere izledik ne oldu?
sadece galatasaray teknik direktörlüğü için değil genel olarak teknik direktörlük için de yetersizdir. herhangi bir kulübün başkanı olsam, hamza hamzaoğlu teknik direktör olarak getireceğim son isimdir. akhisar'ı kümede tutup orada iyi performans göstermesi de galatasaray ile 3 kupa alıp 4. yıldızı takması da, bursaspor performansı da beni ilgilendirmez. teknik direktörün saha dışında sahip olması gereken mental özelliklere sahip değildir. çünkü teknik direktörlük sadece antremanı yaptırıp taktiğe göre oyuncuları dizip "hadi aslanım, hadi kaplanım" demekle olmaz. bugün yılmaz vural bile çalışmadığı dönemde gidip almanya'da elinden geldiğince çok maç izlerken "umut kadar çabalayan kim var" diyecek kadar futbol izlememiş olursan bu tepkiyi görürsün. bunun ne nefretle alakası var ne de yetenekle. kafa yapısını değiştirmediği sürece yetersiz kalacaktır teknik direktörlük için.
1 - hamza hamzaoğlu teknik direktörlük için yetersizdir. burası net. neden yetersizdir? antreman metodu yetersiz çünkü. bir kaç taktik dışında sistem bilmez. milli takımda görev aldığı sürede üstünün talimatı üzerine izlediği yerli futbolculardan başkasını sadece türkiye liginde oynadıysa bilir. bunu da dünya kupasında yorumculuk yaparken dönemin hollanda milli takımından sadece sneijder ve kuyt ile ilgili yorum yapabilmesine bağlıyorum, başka nedeni yok bunun.
2 - yetenekten anlamaz. ciddiyim bunda, anlamaz. bir oyuncunun istatistiğine baksın, oyuncu 20 maçın 10'unda sahanın en çok koşanı geri kalan 10'unda da ilk 5 içerisindeyse ölene kadar savunur adamı. (bkz: umut bulut) adamın yeteneği ne durumda, ne iş yapar, o koşunun kaç dakikası genel olarak takım savunması yada hücumuna katkıdır vb. analizleri yapamaz. yahu bu adam galatasaray'da bitik sercan yıldırım'ı tutmaya çalıştı "taraftar olmasaydı forvet kadrosunda sercan da olacaktı" diye açıklama yaptı. o inter hazırlık maçında top sercan'a geldiğinde yıldıran büyük galatasaray taraftarı kadar bile futboldan, yetenekten anlamıyor.
3 - futbolculuğunu izlemedim, bazıları çok iyiydi demiş bazıları çok kötü. ben 88 doğumluyum, portakalda vitamin değildim ama vitaminin ne demek olduğundan da emin değildim doğal olarak futbolculuğu döneminde. ama yeteneği saha içinde koşmak zanneden bir teknik direktörün futbolculuğunu da tahmin etmek çok zor değil.
4 - gelelim bu kadar tartışmaya neden olan probleme. attığı gol. yahu arkadaş yapmayın, etmeyin. ben futbol oynayamazdım, yeteneğim hiç yoktu. ciddiyim bak, ayağım hiç yatkın değildir. halı sahaya adam eksikse, okul içi turnuvada sırf kadro dolsun diye seçilirdim. ama o maçlarda bile önümü boş bulup da orta sahadan vurduğum şutları 90'a asmışlığım da mevcuttur taça attığım da. (yuh taça bile atmıştım, düşününce az kazma değilmişim) bu bir teknik direktörü "iyi - kötü" diye değerlendirmeye yeter değil ki. bülent korkmaz'ın diyarbakırspor maçında orta sahadan attığı golü nereye koyalım? hagi'nin monaco golünü? bunlar maçta atılan goller aynı zamanda, ama kaptanın da haginin de teknik direktörlüğü de galatasaray için yeterli değil. değil abi ne yapalım yani yalan mı söyleyelim? ikisini de izledik kenarda hatta hagi'yi iki kere izledik ne oldu?
sadece galatasaray teknik direktörlüğü için değil genel olarak teknik direktörlük için de yetersizdir. herhangi bir kulübün başkanı olsam, hamza hamzaoğlu teknik direktör olarak getireceğim son isimdir. akhisar'ı kümede tutup orada iyi performans göstermesi de galatasaray ile 3 kupa alıp 4. yıldızı takması da, bursaspor performansı da beni ilgilendirmez. teknik direktörün saha dışında sahip olması gereken mental özelliklere sahip değildir. çünkü teknik direktörlük sadece antremanı yaptırıp taktiğe göre oyuncuları dizip "hadi aslanım, hadi kaplanım" demekle olmaz. bugün yılmaz vural bile çalışmadığı dönemde gidip almanya'da elinden geldiğince çok maç izlerken "umut kadar çabalayan kim var" diyecek kadar futbol izlememiş olursan bu tepkiyi görürsün. bunun ne nefretle alakası var ne de yetenekle. kafa yapısını değiştirmediği sürece yetersiz kalacaktır teknik direktörlük için.