225
aynı zamanda ilk gittiğim maç olan 24 nisan 1994 gençlerbirliği galatasaray maçıdır. babadan yalvar yakar izin alarak gitmiştim. şimdiki nesil bilmez, o zamanlar gündüz 12.00 maçları olurdu. bu da o maçlardan biriydi. heyecandan gebere gebere stadın yolunu tutmuştum sabahın sekizinde. o zamanlar şimdiki gibi on line satış, internetten satış, bileti önceden almak falan yok. biletin almanın tek yolu gişeye gidip sırada beklemek. ben de öyle yapıp stat gişelerinin birine yanaşıp beklemeye başlamıştım. o kadar heyecanlıydım ki gidip gençlerbirliği gişesinin önünde beklediğimi sonradan farkettim. neyse buldum maraton gişesini, başladım beklemeye. kuyruğun ucu bucağı yok, korkuyorum sıra bana gelmeden kapıları kapatacaklar diye. bu sırada içeriden marş sesleri, tezahurat sesleri geliyor, kafayı yiyorum. sonunda sıra geldi, bilet alıp üst baş aramasından sonra uçarak çıktım merdivenleri. mazur görün, yaşım 16 bile değil, çocuğum neredeyse. sonunda merdivenleri bitirdiğimde stadyum olduğu gibi gözümün önüne geldi. ankara 19 mayıs stadı öyle görkemli, devasa bir stadyum değildir ama ilk defa maça gitmiş benim için adeta bir nou camp olarak görünmüştü. içerisi neredeyse dolmuş, her yer sarı kırmızı. yemyeşil saha vs vs.
bundan sonrası çok önemli değil. önemli olan o ilk izlenimdi benim için. sonra insan alışıyor zaten. ha maçta 2-1 yenilmiştik ama sezonu şampiyon bitirdiğimiz için sadece istatistik olarak kalmıştı o maçın sonucu.
bundan sonrası çok önemli değil. önemli olan o ilk izlenimdi benim için. sonra insan alışıyor zaten. ha maçta 2-1 yenilmiştik ama sezonu şampiyon bitirdiğimiz için sadece istatistik olarak kalmıştı o maçın sonucu.