883
santrforların makus talihinin getirdiği en büyük dezavantajı yaşamaktadır;
- futbolda santrfor, popüleritesi ya da saygınlığı en hızlı değişen mevkidir, bir anda kral hatta qral, bir anda soytarıya dönebilirsiniz. üst üste gol atıp "efsane" statüsüne çıkabilir, üst üste gol atamayıp "balon" nitelemesine maruz kalabilir, ara ara gol atıp ara ara sessiz kalırsanız "yetersiz" nitelemelerine maruz kalırsınız.
galatasaray tarihinin en önemli golcülerinden birisi olan hakan şükür avrupa çapında bir golcü olarak nitelenmesine rağmen oynadığı senelerde
- duygusallaşınca haftalarca gol atamayan
- kaleciyle karşı karşıya saçma sapan goller kaçıran
- zeka eksikliği bulunduğu düşünülen
- italya'ya giderken lakabı "torinolu şaban"a evrilen
bir futbolcuydu. ancak kendini bulduğunda "durdurulamaz", "kule", "kral" gibi nitelemelerle sesleniliyordu kendisine...
bir golcünün, bir santrforun tek başına bir şeyler vermesi çok olası değildir. golcüler, "son işi yapan" ve "imzayı atan" kişiler olduklarından, öncesinde kendilerinden başkalarının ne yaptığıyla çok ilintili bir meslek icra ederler;
- hava toplarında üstünseniz size gelen ortalar kesildiğinde bitersiniz,
- topla hızlıysanız, geriye dönük biçimde arkadaşlarınızdan top alamıyorsanız bitersiniz,
- sırtı dönük servis eden bir oyuncuysanız, servis ettiğinizde servisi alıp skor yapabilecek adam yoksa bitersiniz,
- fizikli ve mücadeleci bir santrforsanız mücadele etmenizi sağlayacak kadar rakip ceza sahasına oyunu yıkamıyorsanız bitersiniz
- elmander tarzı mücadeleci ve nefesli bir forvetseniz kendi kendinize skor yaratıp taraftarın sevgilisi olabilirsiniz, ancak istatistikleriniz genellikle düşük olur ve bu sizin tek başınıza bir golcü olarak takımda kimlik kazanmanızı imkansız hale getirir
bu sebeple, şu anki takım kurgusunda temel planlama ve oyun kültürü sorunları çözülmeden eren için yapılacak her türlü eleştiri havada kalacaktır. eren kendisini gösterebileceği fırsatları bulduğunda gayet güzel işler yaptı, ancak takımın şimdiki gidişatı, oyun kurgusu ve planlaması eren'in son zamanlarda kendini göstermesine engel...
rakipler galatasaray'ın ilk haftalardaki hücum planını analiz edip önlem almakta başarılı oldular.
haliyle takımın yeni bir hücum planını etkin hale getirmesi eren'i yargılamamız için yeni bakış açıları sunacaktır.
eren'in bu zamana kadar galatasaray'da kaçırdığı ve "nasıl olur ya?" dedirttiği tek pozisyon başakşehir maçında bruma'nın çizgiye inip kendisine çıkardığı pas... o da hemen hemen tüm golcülerin başına gelebilecek saniyelik bir zamanlama zaafı...
- futbolda santrfor, popüleritesi ya da saygınlığı en hızlı değişen mevkidir, bir anda kral hatta qral, bir anda soytarıya dönebilirsiniz. üst üste gol atıp "efsane" statüsüne çıkabilir, üst üste gol atamayıp "balon" nitelemesine maruz kalabilir, ara ara gol atıp ara ara sessiz kalırsanız "yetersiz" nitelemelerine maruz kalırsınız.
galatasaray tarihinin en önemli golcülerinden birisi olan hakan şükür avrupa çapında bir golcü olarak nitelenmesine rağmen oynadığı senelerde
- duygusallaşınca haftalarca gol atamayan
- kaleciyle karşı karşıya saçma sapan goller kaçıran
- zeka eksikliği bulunduğu düşünülen
- italya'ya giderken lakabı "torinolu şaban"a evrilen
bir futbolcuydu. ancak kendini bulduğunda "durdurulamaz", "kule", "kral" gibi nitelemelerle sesleniliyordu kendisine...
bir golcünün, bir santrforun tek başına bir şeyler vermesi çok olası değildir. golcüler, "son işi yapan" ve "imzayı atan" kişiler olduklarından, öncesinde kendilerinden başkalarının ne yaptığıyla çok ilintili bir meslek icra ederler;
- hava toplarında üstünseniz size gelen ortalar kesildiğinde bitersiniz,
- topla hızlıysanız, geriye dönük biçimde arkadaşlarınızdan top alamıyorsanız bitersiniz,
- sırtı dönük servis eden bir oyuncuysanız, servis ettiğinizde servisi alıp skor yapabilecek adam yoksa bitersiniz,
- fizikli ve mücadeleci bir santrforsanız mücadele etmenizi sağlayacak kadar rakip ceza sahasına oyunu yıkamıyorsanız bitersiniz
- elmander tarzı mücadeleci ve nefesli bir forvetseniz kendi kendinize skor yaratıp taraftarın sevgilisi olabilirsiniz, ancak istatistikleriniz genellikle düşük olur ve bu sizin tek başınıza bir golcü olarak takımda kimlik kazanmanızı imkansız hale getirir
bu sebeple, şu anki takım kurgusunda temel planlama ve oyun kültürü sorunları çözülmeden eren için yapılacak her türlü eleştiri havada kalacaktır. eren kendisini gösterebileceği fırsatları bulduğunda gayet güzel işler yaptı, ancak takımın şimdiki gidişatı, oyun kurgusu ve planlaması eren'in son zamanlarda kendini göstermesine engel...
rakipler galatasaray'ın ilk haftalardaki hücum planını analiz edip önlem almakta başarılı oldular.
haliyle takımın yeni bir hücum planını etkin hale getirmesi eren'i yargılamamız için yeni bakış açıları sunacaktır.
eren'in bu zamana kadar galatasaray'da kaçırdığı ve "nasıl olur ya?" dedirttiği tek pozisyon başakşehir maçında bruma'nın çizgiye inip kendisine çıkardığı pas... o da hemen hemen tüm golcülerin başına gelebilecek saniyelik bir zamanlama zaafı...