87
inancın varsa "alah rahmet eylesin" der geçersin. yoksa da güzel dileklerle üzüntünü ifade edersin. kimse de bir şey demez. ancak topluma uzun süre filmleriyle neşe katmış, yol göstermiş bir sanatçıya zihninin gerisinde biriktirdiğin, ancak söylemeyi uygun bulmadığın için dile getirmediğin şeyleri, üzeri kapalı bir şekilde "sadece damat olarak tanısaydım" diye bir leke sürmeye çalışıyorsan, en başta rahmetliye ve ailesine saygısızlık yapmış oluyorsun. tarık akan adam mı öldürmüş, hırsızlık mı yapmış, kumar mı oynamış, pkk veya fetö denen oluşum ile alakası mı olmuş ki böyle kötü işlere bulaşmış bir insanmış gibi bahsediyorsun arkadaş? sizlerin balyoz ve ergenekon davalarına alkış tuttuğunuz dönemde bu adam bütün parasına, puluna, şöhretine ve rahat yaşama lüksüne sahip olduğu halde, bunları bir kenara bırakıp silivri'de amerikancı hakimlerin, savcıların, polislerin ve askerlerin önüne geçip, haksız yere içeride yatan vatanseverlere destek oldu. tipik bir sanatçı ve aydın duruşu gösterdi. eğer çalgılı, cümbüşlü, soytarılı davetlere gitmedi diyeyse de o zaman daha kötü insansınız. faşizm, söyleme ve yapma zorunluluğu olan bir düzendir. ve siz de bunu yaşatıyorsunuz demektir. özetle insanlar ailesinden birini kaybettiği gün senin pis düşüncelerinle onu andığını duymak ister mi acaba? bu adamlarda hiç mi empati yok, hiç mi dillerinin kemiği yok anlamıyorum. senin deyiminle bitireyim, allah seni de ameline ve inancına göre yargılasın osman altunterim.