145
kitabın ortasından konuşmayı seviyor gibi gözüküyor. böyle adamları taraftar ve gazeteciler çok sever. taraftar dobra olduğu için ve yeri geldiğinde futbolcuları/hocayı eleştirebildiği için sever... gazeteciler ise bol malzeme verdiği için sever. ben ise olaya başka türlü bakıyorum. bana kalırsa yönetici ketum olmalıdır. kol kırılır yen içinde kalır atasözü boşa söylenmemiştir. mesela karabük maçından sonra forvet eksiğimizin olduğu söyledi levent nazifoğlu. birincisi bu eksiği söylemek yöneticiye düşmez. ikincisi bu sözü duyan eren ne hisseder? üçüncüsü kusura bakmasın ama bunu diyen adam futboldan çok ta anlamıyordur. sanki eren'e orta üstüne orta açtık, ara pasına boğduk ama çocuk kötü oynadı. bu takımın eksikleri bellidir. ortasahamız kadayıf gibi. selçuk ve sneijder yaşları ilerledikçe bizim için kabus olmaya başladılar. ikisinin de genç ve kaliteli muadilleri kadroya monte edilmelidir. josue hamlesi on numara oldu bu açıdan ama bakalım sneijder'i kesebilecek babayiğit çıkacak mı. sırada yapılması gereken hamle ise selçuk'u kesecek adamı bulmakta. lassana oraya çok iyi olur ama eğer senelik 4.5 milyon euro falan istiyorsa koşarak uzaklaşmak gerek. ben zaten bizim bu takıntılı transfer anlayışımızı hiç anlamam. koca yazı hep bir tek adamın peşinde heba ederiz. geçen yaz ibrahimoviç'ti bu yaz lassana. laf lafı açtı ama levent nazifoğlu'nun tavırlarından hiç memnun değilim kısacası. sosyal medyanın ve gazetelerin gazına gelmeden çalışmalı. gelmiş geçmiş en başarılı galatasaray yöneticilerinden ali dürüst'ü kendine örnek almalı.