344
çinli konsorsiyuma satışı gene ertelenmiş. herhalde yakın zamandaki onuncu erteleniş filandır bu. geçen sene taylandlı bee taechaubol'a satılıyor derken iş yatmıştı. bu yaz başı çinlilerle görüşmeler başladı, hovarda berlusconi satmamakta diretti: (bkz: #1971124) sonradan gönlü oldu, bu sefer de ciddi bir kalp ameliyatı geçirdi iş gene uzadı... bugün (dün) de çinliler bürokratik işlemlerin tamamlanamadığını öne sürerek iki haftalık erteleme talep etmişler. transfer mransfer zaten hak getire de galliani "bu süreç esnasında toplamda 30 milyon avroyu bulabilecek sponsorluklardan olduk." diye açıklama yapmış. zira kulüp satış aşamasında olduğu içün hiçbir anlaşma imzalanamıyormuş. koskoca milan, üzerine çivi bile çakılamayan sit alanına dönüşmüş vaziyette.
peki ne oldu da bu hallere düştü avrupa'nın en başarılı 2. kulübü? öyle ya, neredeyse ana haber bültenlerinin sonunda çıkan "yeşilçam yıldızının yürek burkan dramı..." haberlerine konu olacak kıvama geldiler. milan'daki çöküş aslında 2000'lerin ortasında başladı. daha da spesifik bir tarih vermek gerekirse de 7. kez avrupa'nın en büyüğü oldukları 2007 sezonunun akabinde başladı. o kadro şl'yi kazanmasına kazandı ama bu bir pirus zaferiydi. zira kupayı kaldıran takımın ahvali şöyleydi:
dida: 32 yaşındaydı. bana göre hiçbir zaman üst düzey bir kaleci olmadı.
nesta: 30 yaşındaydı. gelmiş geçmiş en iyi stoperlerden biridir belki (https://www.youtube.com/watch?v=1o1oogEfZNE ) ama gel gör ki müzmin sakattı.
maldini: 38 yaşındaydı. ilk şl kupasını kazandıktan 13 sene sonra kazandığı bu kupa kariyerindeki 3. şl kupasıydı. zaten 2 sezon sonra da futbolu bıraktı.
jankulovski: 29 yaşındaydı.
cafu: 36 yaşındaydı. bir sezon sonra üst düzey futbolu bıraktı.
pirlo: 27 yaşındaydı. bu sezondan sonra gerek formsuzluklardan gerek sakatlıklardan bir daha kendine gelemedi. ta ki juventus'a gidene kadar.
gattuso: 28 yaşındaydı. hiçbir zaman kafasıyla oynayan bir futbolcu olmadı zaten. binaenaleyh yaşı ilerledikçe çabukça formdan düştü.
ambrosini: 29 yaşındaydı.
seedorf: 30 yaşındaydı. çok iyi futbolcuydu.
kaka: 24 yaşındaydı.
inzaghi: 32 yaşındaydı. çok değişik bir golcüydü. belki de dünyanın komple forvet olmaya en uzak forvetiydi* ama ondaki gol sezisi de hiç kimse de yoktu.
hesaplamadım ama şu takımın yaş ortalaması kesin 30'un üzerindedir. yedeklerde iş yapabilecek bir tek alberto gilardino vardı ki o da saman alevi gibi geldi geçti futbol dünyasından. sık sık kullanılan 28'lik khaladze'yle, 35'lik serginho'yu da unutmayalım. ha tabii efsanevi costacurta'yı anmazsak da olmaz; o sezon 40 yaşında olan costacurta kariyerindeki 5. şl'yi kucaklıyordu ki ilkini taa 88-89 sezonunda görmüştü. büyük ihtimalle hem kupa sayısı hem de zaman aralığı olarak bu bir rekordur.
velhasıl, ancelotti yönetimindeki o milan atabileceği son kurşunu atarak o sezon şl'yi kazanmıştı ama koca kadroda kaka ve pirlo dışında ileriye yönelik bel bağlanabilecek tek bir oyuncu bile yoktu. zaten çok da iyi top oynayarak kazanmamışlardı kupayı. misal manchester deplasmanında ezim ezim ezilen takımı kaka'nın şu olağanüstü golü kurtarmıştı: https://www.youtube.com/watch?v=vyAmeDFODtg (tam bir şaheser)
takımın gençleşmeye ve 2000'lerin başındaki gibi yıldız takviyesine ihtiyacı vardı ama siyasi kariyeri tepetaklak giden keranacı berlusconi para musluklarını kesmişti bir kere. zaten 2008'deki global kriz -hani bizi teğet geçen- işleri iyice arapsaçına çevirmişti. italya bu krizden en fazla etkilenen avrupa ülkelerinden biriydi ki serie a'nın düşüşündeki en büyük etmenlerden biri de budur. o krizin milan'a aksetmesi de kaka'nın real'e satışıyla gerçekleşti. ibrahimoviç'i saymazsak -ki o dönem kariyerindeki ender düşüşlerden birini yaşamasa onu da alamazlardı- milan'ın sahip olduğu adamakıllı son yıldız kaka'dır.
işler ilerleyen sezonlarda da pek değişmedi. takım güçleneceğine ya çöp oyuncuları ya da büyük takımların artıklarını topluyordu: brezilyalı ronaldo, ronaldinho, robinho, 2. sheva dönemi, 2. kaka dönemi, beckham, zambrotta, emerson, van bommel, torres...
gerçi taraftarlar bu saydıklarıma bile fit olmuştur o zamanlar çünkü bunlar gelmediğinde hem isimsiz hem de artık burnuna çoktan toprak kokmaya başlamış ihtiyarlara sarıyorlardı: favalli, oddo, yepes, legrottaglie... hele bir ara (2009) kaleci rotasyonları ciddi ciddi şu şekildeydi:
cristian abbiati: 32
zelijko kalac: 36
dida: 35
marco storari: 32
flavio roma: 35
işte bu 2007 sonrası dönemde milan'ın tek bir şampiyonluğu var: 2011-2012. o sezon gelen şampiyonluğun hikayesi de mourinho sonrası öksüz kalan bir inter, yapılanma aşamasındaki bir juventus; kaliteli hoca allegri yönetiminde hayatının futbolunu oynayan kevin prince boateng, robinho ve pato ile her daim belli bir kalitede oynayan thiago silva-ibrahimoviç ikilisi şeklinde özetlenebilir. zaten o thiago silva ile ibo da bir sezon sonra psg'ye paket halinde satılmıştı. yerleri elbette doldurulamadı. bu ikiliyle birlikte allegri de istifa edince milan'ın tabutuna son çivi de çakılmış oldu. ondan sonra evlat kontenjanından seedorf ve flippo inzaghi getirildi tutmadı, sampdoria'da fena gitmeyen mihajlovic getirildi tutmadı, şimdi de eski roma'lı montella getirildi ki bence onun da tutma ihtimali yok. zira elinde içler acısı bir kadro var herifin. koca takımda iş yapabilecek bir tek bacca var ki ona da teklif üzerine teklif geliyor. onun dışında da benim çok beğendiğim bonaventura ve birkaç tane kaliteli genç var: mbaye niang, donnarumma, romagnoli, de sciglio.
milan taraftarı şu son on seneden genelde galliani'yi sorumlu tutuyor, elbet onun da bu eriyişte payı çok ama baş sorumlu bence berlusconi'den başkası değil. kulübü aldıktan sonra 2000'lerin ortasına kadar çok doğru işler yaptı, milan'ı bir dünya devi haline getirdi ama ondan sonra hem siyasi kariyerinin götün götün gitmesi hem özel hayatındaki çarpıklıklar (reşit olmayan kızla birlikte olduğu için hapis cezası yedi bu adam) hem de italya'daki ekonomik durgunluk kendisiyle alakadar bütün müspet görüşleri yıktı attı. zaten çoğu milan taraftarına göre kulübü 30 küsur senedir sevdiği için filan değil tamamen pr amaçlı elinin altında bulunduruyor.
demek ki bazı şeyleri tadında bırakmak gerek.
peki ne oldu da bu hallere düştü avrupa'nın en başarılı 2. kulübü? öyle ya, neredeyse ana haber bültenlerinin sonunda çıkan "yeşilçam yıldızının yürek burkan dramı..." haberlerine konu olacak kıvama geldiler. milan'daki çöküş aslında 2000'lerin ortasında başladı. daha da spesifik bir tarih vermek gerekirse de 7. kez avrupa'nın en büyüğü oldukları 2007 sezonunun akabinde başladı. o kadro şl'yi kazanmasına kazandı ama bu bir pirus zaferiydi. zira kupayı kaldıran takımın ahvali şöyleydi:
dida: 32 yaşındaydı. bana göre hiçbir zaman üst düzey bir kaleci olmadı.
nesta: 30 yaşındaydı. gelmiş geçmiş en iyi stoperlerden biridir belki (https://www.youtube.com/watch?v=1o1oogEfZNE ) ama gel gör ki müzmin sakattı.
maldini: 38 yaşındaydı. ilk şl kupasını kazandıktan 13 sene sonra kazandığı bu kupa kariyerindeki 3. şl kupasıydı. zaten 2 sezon sonra da futbolu bıraktı.
jankulovski: 29 yaşındaydı.
cafu: 36 yaşındaydı. bir sezon sonra üst düzey futbolu bıraktı.
pirlo: 27 yaşındaydı. bu sezondan sonra gerek formsuzluklardan gerek sakatlıklardan bir daha kendine gelemedi. ta ki juventus'a gidene kadar.
gattuso: 28 yaşındaydı. hiçbir zaman kafasıyla oynayan bir futbolcu olmadı zaten. binaenaleyh yaşı ilerledikçe çabukça formdan düştü.
ambrosini: 29 yaşındaydı.
seedorf: 30 yaşındaydı. çok iyi futbolcuydu.
kaka: 24 yaşındaydı.
inzaghi: 32 yaşındaydı. çok değişik bir golcüydü. belki de dünyanın komple forvet olmaya en uzak forvetiydi* ama ondaki gol sezisi de hiç kimse de yoktu.
hesaplamadım ama şu takımın yaş ortalaması kesin 30'un üzerindedir. yedeklerde iş yapabilecek bir tek alberto gilardino vardı ki o da saman alevi gibi geldi geçti futbol dünyasından. sık sık kullanılan 28'lik khaladze'yle, 35'lik serginho'yu da unutmayalım. ha tabii efsanevi costacurta'yı anmazsak da olmaz; o sezon 40 yaşında olan costacurta kariyerindeki 5. şl'yi kucaklıyordu ki ilkini taa 88-89 sezonunda görmüştü. büyük ihtimalle hem kupa sayısı hem de zaman aralığı olarak bu bir rekordur.
velhasıl, ancelotti yönetimindeki o milan atabileceği son kurşunu atarak o sezon şl'yi kazanmıştı ama koca kadroda kaka ve pirlo dışında ileriye yönelik bel bağlanabilecek tek bir oyuncu bile yoktu. zaten çok da iyi top oynayarak kazanmamışlardı kupayı. misal manchester deplasmanında ezim ezim ezilen takımı kaka'nın şu olağanüstü golü kurtarmıştı: https://www.youtube.com/watch?v=vyAmeDFODtg (tam bir şaheser)
takımın gençleşmeye ve 2000'lerin başındaki gibi yıldız takviyesine ihtiyacı vardı ama siyasi kariyeri tepetaklak giden keranacı berlusconi para musluklarını kesmişti bir kere. zaten 2008'deki global kriz -hani bizi teğet geçen- işleri iyice arapsaçına çevirmişti. italya bu krizden en fazla etkilenen avrupa ülkelerinden biriydi ki serie a'nın düşüşündeki en büyük etmenlerden biri de budur. o krizin milan'a aksetmesi de kaka'nın real'e satışıyla gerçekleşti. ibrahimoviç'i saymazsak -ki o dönem kariyerindeki ender düşüşlerden birini yaşamasa onu da alamazlardı- milan'ın sahip olduğu adamakıllı son yıldız kaka'dır.
işler ilerleyen sezonlarda da pek değişmedi. takım güçleneceğine ya çöp oyuncuları ya da büyük takımların artıklarını topluyordu: brezilyalı ronaldo, ronaldinho, robinho, 2. sheva dönemi, 2. kaka dönemi, beckham, zambrotta, emerson, van bommel, torres...
gerçi taraftarlar bu saydıklarıma bile fit olmuştur o zamanlar çünkü bunlar gelmediğinde hem isimsiz hem de artık burnuna çoktan toprak kokmaya başlamış ihtiyarlara sarıyorlardı: favalli, oddo, yepes, legrottaglie... hele bir ara (2009) kaleci rotasyonları ciddi ciddi şu şekildeydi:
cristian abbiati: 32
zelijko kalac: 36
dida: 35
marco storari: 32
flavio roma: 35
işte bu 2007 sonrası dönemde milan'ın tek bir şampiyonluğu var: 2011-2012. o sezon gelen şampiyonluğun hikayesi de mourinho sonrası öksüz kalan bir inter, yapılanma aşamasındaki bir juventus; kaliteli hoca allegri yönetiminde hayatının futbolunu oynayan kevin prince boateng, robinho ve pato ile her daim belli bir kalitede oynayan thiago silva-ibrahimoviç ikilisi şeklinde özetlenebilir. zaten o thiago silva ile ibo da bir sezon sonra psg'ye paket halinde satılmıştı. yerleri elbette doldurulamadı. bu ikiliyle birlikte allegri de istifa edince milan'ın tabutuna son çivi de çakılmış oldu. ondan sonra evlat kontenjanından seedorf ve flippo inzaghi getirildi tutmadı, sampdoria'da fena gitmeyen mihajlovic getirildi tutmadı, şimdi de eski roma'lı montella getirildi ki bence onun da tutma ihtimali yok. zira elinde içler acısı bir kadro var herifin. koca takımda iş yapabilecek bir tek bacca var ki ona da teklif üzerine teklif geliyor. onun dışında da benim çok beğendiğim bonaventura ve birkaç tane kaliteli genç var: mbaye niang, donnarumma, romagnoli, de sciglio.
milan taraftarı şu son on seneden genelde galliani'yi sorumlu tutuyor, elbet onun da bu eriyişte payı çok ama baş sorumlu bence berlusconi'den başkası değil. kulübü aldıktan sonra 2000'lerin ortasına kadar çok doğru işler yaptı, milan'ı bir dünya devi haline getirdi ama ondan sonra hem siyasi kariyerinin götün götün gitmesi hem özel hayatındaki çarpıklıklar (reşit olmayan kızla birlikte olduğu için hapis cezası yedi bu adam) hem de italya'daki ekonomik durgunluk kendisiyle alakadar bütün müspet görüşleri yıktı attı. zaten çoğu milan taraftarına göre kulübü 30 küsur senedir sevdiği için filan değil tamamen pr amaçlı elinin altında bulunduruyor.
demek ki bazı şeyleri tadında bırakmak gerek.