1293
türkiye'nin aynası gibi takım. her şeyden biraz var ama hiçbir şeyden tam yok.
savunma hattına bakıyorsun aslında hiçbirisi tam savunmacı değil.
orta sahaya bakıyorsun, hani tam "mc" futbolcusu olur ya, biraz selçuk hariç bir tane böyle topçun yok. orta sahanın her santimetresinde oynattığın futbolcular amc özellikli.
forveye bakıyorsun, bir tane gerçek forvetin yok. bir tanesi hala daha forvetliği tartışılan ve çin'de top oynayan burak, diğeri de beşiktaş'ın yedeği cenk.
belki biraz kalecimiz kaleci gibi ama o da piyangodan.
bu şartlar altında bu takımdan başarı beklemek zaten hayalcilik olur. belki teknik olarak ya da isim olarak fransa, ingiltere, almanya, ispanya gibi takımların ardından sıralanabiliriz diye düşünüyorsun ama gerçekte bakınca arnavutluk'tan bile kötü takımız. bakın bugüne kadar hiçbir maçta 3-0'lık bir maç olmadı. sebebi ne? çünkü her takım hayvanlar gibi koşuyor. hayvanlar gibi mücadele ediyor. takır takır top oynuyorlar. mücadele gücü, baskı gücü, savunma derinliği en kötü takımız. onca hücum futbolcumuz olmasına rağmen de en kötü hücum eden takımız. ispanya gibi topu koşturan bir takım bile bizden 5 kilometre fazla koşuyor. bu gerçekten inanılmaz bir şey amk.
normal şartlar altında bu gruba düştüğümüzde, yoğun bir mücadele ile hırvatistan'dan 1 puan alırız, çek cumhuriyeti'ni de yeneriz 4 puan alırız diye düşünüyordum. 4 puan süpriz olmazdı. hatta 3 puan bile süpriz olmazdı bence kimse için. yani hırvatistan ve ispanya bizden iyi takımlar. ama mücadele? mücadele tarafında kimsenin bu tembelliğe hakkı yok.
x oynamış, y oynamış ben çok bir şey değişeceğini sanmıyorum. sonuç olarak izlanda'yı, çek cumhuriyeti'ni, hollanda'yı büyük mücadeleler sonucu bu takım yendi. birebir aynı oyuncu topluluğu yendi hemde. o zaman da çok iyi oynamıyorduk ama savaşıyorduk. koşuyorduk. yardımlaşıyorduk. sahada yürümüyordu kimse. temel mesele bu.
yoksa arda oynamış, ozan oynamış, ömer toprak kadroya alınmamış pek önemi yok. bugün turnuvada isim olarak bizden çok daha kötü takımlar olmasına rağmen bizden 3 kat fazla mücadele ediyorlar. biz bir hücum takımı değiliz. savunma takımı da değiliz. belli şablonumuz yok maalesef. yapabileceğimiz şey ağır işçilik. onu da yapmıyoruz. böyle olunca sonuç kaçınılmaz oluyor.
savunma hattına bakıyorsun aslında hiçbirisi tam savunmacı değil.
orta sahaya bakıyorsun, hani tam "mc" futbolcusu olur ya, biraz selçuk hariç bir tane böyle topçun yok. orta sahanın her santimetresinde oynattığın futbolcular amc özellikli.
forveye bakıyorsun, bir tane gerçek forvetin yok. bir tanesi hala daha forvetliği tartışılan ve çin'de top oynayan burak, diğeri de beşiktaş'ın yedeği cenk.
belki biraz kalecimiz kaleci gibi ama o da piyangodan.
bu şartlar altında bu takımdan başarı beklemek zaten hayalcilik olur. belki teknik olarak ya da isim olarak fransa, ingiltere, almanya, ispanya gibi takımların ardından sıralanabiliriz diye düşünüyorsun ama gerçekte bakınca arnavutluk'tan bile kötü takımız. bakın bugüne kadar hiçbir maçta 3-0'lık bir maç olmadı. sebebi ne? çünkü her takım hayvanlar gibi koşuyor. hayvanlar gibi mücadele ediyor. takır takır top oynuyorlar. mücadele gücü, baskı gücü, savunma derinliği en kötü takımız. onca hücum futbolcumuz olmasına rağmen de en kötü hücum eden takımız. ispanya gibi topu koşturan bir takım bile bizden 5 kilometre fazla koşuyor. bu gerçekten inanılmaz bir şey amk.
normal şartlar altında bu gruba düştüğümüzde, yoğun bir mücadele ile hırvatistan'dan 1 puan alırız, çek cumhuriyeti'ni de yeneriz 4 puan alırız diye düşünüyordum. 4 puan süpriz olmazdı. hatta 3 puan bile süpriz olmazdı bence kimse için. yani hırvatistan ve ispanya bizden iyi takımlar. ama mücadele? mücadele tarafında kimsenin bu tembelliğe hakkı yok.
x oynamış, y oynamış ben çok bir şey değişeceğini sanmıyorum. sonuç olarak izlanda'yı, çek cumhuriyeti'ni, hollanda'yı büyük mücadeleler sonucu bu takım yendi. birebir aynı oyuncu topluluğu yendi hemde. o zaman da çok iyi oynamıyorduk ama savaşıyorduk. koşuyorduk. yardımlaşıyorduk. sahada yürümüyordu kimse. temel mesele bu.
yoksa arda oynamış, ozan oynamış, ömer toprak kadroya alınmamış pek önemi yok. bugün turnuvada isim olarak bizden çok daha kötü takımlar olmasına rağmen bizden 3 kat fazla mücadele ediyorlar. biz bir hücum takımı değiliz. savunma takımı da değiliz. belli şablonumuz yok maalesef. yapabileceğimiz şey ağır işçilik. onu da yapmıyoruz. böyle olunca sonuç kaçınılmaz oluyor.