1692
yabancı sınırı var diye yüklü bonservis vermeye mecburduk, hadi ona tamam diyelim. "genç futbolcudur bir patlama yaparsa bonservissiz kaçmasın" diye uzun vadeli sözleşme de yapıldı, hadi ona da tamam.
peki bu adama 1.300.000 euro maaş vermek nedir yahu? 600.000-650.000 teklif etsen tarık çamdal seni red mi edecek? "benim muhteşem kariyerimde 1860 münih var, eskişehirspor var, 1 milyondan aşağısına oynamayı kabul edemem" mi diyecek? yahu adam zaten eski kulübüyle kanlı bıçaklı olmuş, galatasaray'a oynaya oynaya geliyor, niye sen hayvan gibi maaş veriyorsun? "tarıkçım düşük maaşla başlayacaksın, kendini ispatladıkça artıracağız" desene? bu adamın eti ne budu ne, milli takımda bir tane hazırlık maçına çıkmak dışında neyi başardı da 1.300.000 maaş alıyor?
yabancı sınırı 5'e düşmüşken sabri'nin durduk yerde kadro dışı bıraktırılması, "sabri ne yaptı da kadro dışı kaldı" diye soran gazetecilere "hocamızın kararı bizim haberimiz yok :s" denmesi, ondan sonra tarık için eşek yüküyle bonservis verilmesi, o da yetmezmiş gibi iki kişilik maaş verilmesi, sonra ünal aysal istifa eder etmez prandelli'nin sabri'yi ilk 11'e alarak yalancılığını ispat etmesi, sonra "sabri'ye bir şey olur da tarık oynarsa biteriz" diyen taraftarın sezon boyunca sabri'nin sakatlanmaması için duacı olması, şampiyonluk gelince sabri'ye 1.600.000 euro maaşla yeni sözleşme verilmesi. yabancı sınırının kalktığı sezonda, milli takıma giremeyen iki yerli sağ beke toplam 3 milyon euro garanti maaş ödeyen galatasaray'ın mali yetersizlikler sebebiyle bir tane düzgün sağ bek alamaması.
bu hikayede her şey var, yalan var, entrika var, para var, gözyaşı var, mutluluk var, acı var... bir tek yöneticilik yok, futbol aklı yok. isimler değişiyor, tarihler değişiyor, kötü yönetimler ve kulübe çöreklenmiş olan futbol cahilleri değişmiyor.
peki bu adama 1.300.000 euro maaş vermek nedir yahu? 600.000-650.000 teklif etsen tarık çamdal seni red mi edecek? "benim muhteşem kariyerimde 1860 münih var, eskişehirspor var, 1 milyondan aşağısına oynamayı kabul edemem" mi diyecek? yahu adam zaten eski kulübüyle kanlı bıçaklı olmuş, galatasaray'a oynaya oynaya geliyor, niye sen hayvan gibi maaş veriyorsun? "tarıkçım düşük maaşla başlayacaksın, kendini ispatladıkça artıracağız" desene? bu adamın eti ne budu ne, milli takımda bir tane hazırlık maçına çıkmak dışında neyi başardı da 1.300.000 maaş alıyor?
yabancı sınırı 5'e düşmüşken sabri'nin durduk yerde kadro dışı bıraktırılması, "sabri ne yaptı da kadro dışı kaldı" diye soran gazetecilere "hocamızın kararı bizim haberimiz yok :s" denmesi, ondan sonra tarık için eşek yüküyle bonservis verilmesi, o da yetmezmiş gibi iki kişilik maaş verilmesi, sonra ünal aysal istifa eder etmez prandelli'nin sabri'yi ilk 11'e alarak yalancılığını ispat etmesi, sonra "sabri'ye bir şey olur da tarık oynarsa biteriz" diyen taraftarın sezon boyunca sabri'nin sakatlanmaması için duacı olması, şampiyonluk gelince sabri'ye 1.600.000 euro maaşla yeni sözleşme verilmesi. yabancı sınırının kalktığı sezonda, milli takıma giremeyen iki yerli sağ beke toplam 3 milyon euro garanti maaş ödeyen galatasaray'ın mali yetersizlikler sebebiyle bir tane düzgün sağ bek alamaması.
bu hikayede her şey var, yalan var, entrika var, para var, gözyaşı var, mutluluk var, acı var... bir tek yöneticilik yok, futbol aklı yok. isimler değişiyor, tarihler değişiyor, kötü yönetimler ve kulübe çöreklenmiş olan futbol cahilleri değişmiyor.
