79
--- alıntı ---
nasıl başlasam, ne desem bilmiyorum. gran canaria-galatasaray serisi bizim için bitmedi aslında, hala daha etkileri sürüyor. yürürken, arabadayken, otobüse binerken, gece yatarken, ders dinlerken ama her yerde.. hala daha micov’un 6 saniye kala maçı uzatmaya taşıyan basketine inanamıyorum.bu günler bizim günlerimiz, galatasaray basketbol şubesini en kötü günlerinde bile destekleyenlerin günleri . kolay gelmedik buralara; kazıya kazıya, inat ede ede.. 1992 doğumluyum, kolay değildi bir çocuğun 2000’lerin başında basketbolda da galatasaray’ı tutuyorum diyebilmesi. futbolda galatasaray’ı tutuyorum ama basketbolda efes veya ülker’i tutuyorum diyenler bugün “teker teker geçiyoruz turları” tezahüratına eşlik ediyor. burada o zamanlar bu takımı desteklemeyen arkadaşlara sitem etmiyorum; şubeye yıllarını verip abdi ipekçi kültürünün oluşmasının baş mimarlarının hakkını teslim ediyorum. çok inat ettik, çok kafa yorduk. cem akdağ ile savaştık, mahmuti ile bütünleştik, imparator ekrem memnun ve ergin ataman ile kazandık. bağırın şarkılar söyleyin değerli galatasaray ailesi ama 27 nisan’a enerjinizi bırakın. 27 nisan günü hep bir ağızdan “şen ola cimbom, şen ola” diye inleteceğiz dört bir yanı.
çok değil, daha 2 ay önce gruplar aşamasında “ya tamam ya devam” maçını oynayacağımız gün maçtan 4 saat evvel “gelecek sene basketbolda küçülmeye gideceğiz” diyenler 27 nisan ve devamında kupayı alırsak bununla övünecekler. kupayı kazanırsak günlerce basın açıklamaları yapacaklar, kupa ile fotoğraf çekinip gazetelere manşet olacaklar. şimdiden söyleyelim; bu final sizin değil bizim ! bu final abdi ipekçi’yi dolduranların, ülkenin dört bir yanında maçları takip edip takımın derdiyle dertlenenlerin. karşıyaka serisinden önce “haydi başlatalım şu isyanı” başlıklı yazı yazmıştım. biz bu isyanı başlattık son yıllarda olduğu gibi, sizleri utandırmak için. bu yüzden nisan ayı sizin değil bizim ! üzerine basa basa söylüyorum: “siz sevinmeyin, biz sevineceğiz ! “
--- alıntı ---
nasıl başlasam, ne desem bilmiyorum. gran canaria-galatasaray serisi bizim için bitmedi aslında, hala daha etkileri sürüyor. yürürken, arabadayken, otobüse binerken, gece yatarken, ders dinlerken ama her yerde.. hala daha micov’un 6 saniye kala maçı uzatmaya taşıyan basketine inanamıyorum.bu günler bizim günlerimiz, galatasaray basketbol şubesini en kötü günlerinde bile destekleyenlerin günleri . kolay gelmedik buralara; kazıya kazıya, inat ede ede.. 1992 doğumluyum, kolay değildi bir çocuğun 2000’lerin başında basketbolda da galatasaray’ı tutuyorum diyebilmesi. futbolda galatasaray’ı tutuyorum ama basketbolda efes veya ülker’i tutuyorum diyenler bugün “teker teker geçiyoruz turları” tezahüratına eşlik ediyor. burada o zamanlar bu takımı desteklemeyen arkadaşlara sitem etmiyorum; şubeye yıllarını verip abdi ipekçi kültürünün oluşmasının baş mimarlarının hakkını teslim ediyorum. çok inat ettik, çok kafa yorduk. cem akdağ ile savaştık, mahmuti ile bütünleştik, imparator ekrem memnun ve ergin ataman ile kazandık. bağırın şarkılar söyleyin değerli galatasaray ailesi ama 27 nisan’a enerjinizi bırakın. 27 nisan günü hep bir ağızdan “şen ola cimbom, şen ola” diye inleteceğiz dört bir yanı.
çok değil, daha 2 ay önce gruplar aşamasında “ya tamam ya devam” maçını oynayacağımız gün maçtan 4 saat evvel “gelecek sene basketbolda küçülmeye gideceğiz” diyenler 27 nisan ve devamında kupayı alırsak bununla övünecekler. kupayı kazanırsak günlerce basın açıklamaları yapacaklar, kupa ile fotoğraf çekinip gazetelere manşet olacaklar. şimdiden söyleyelim; bu final sizin değil bizim ! bu final abdi ipekçi’yi dolduranların, ülkenin dört bir yanında maçları takip edip takımın derdiyle dertlenenlerin. karşıyaka serisinden önce “haydi başlatalım şu isyanı” başlıklı yazı yazmıştım. biz bu isyanı başlattık son yıllarda olduğu gibi, sizleri utandırmak için. bu yüzden nisan ayı sizin değil bizim ! üzerine basa basa söylüyorum: “siz sevinmeyin, biz sevineceğiz ! “
--- alıntı ---