28
artık yapılması, olması gerekendir. fenerbahçe'si, beşiktaş'ı, galatasaray'ı, bursa'sı, trabzon'u hiç fark etmez. istisnasız bütün takımların taraftarları içinde lüzumsuz tipler mevcut maalesef. ancak bunlar o 52000 kişlik arena'da taş çatlasın 100-200 kişilik yer kaplar. geri kalan taraftarlar da eğer bunlara "oturun lan yerinize" diyemiyorsa o zaman sıkıntı var. kendi adıma fenerbahçe'yi günahım kadar sevmem. eskişehir'liyim ancak taraftar ve genel yönetici profili nedeniyle eskişehirspor'u da en az bir o kadar sevmem. ama eskişehir'in ve insanının yeri ayrıdır benim için. burada da mesele şu saatten sonra galatasaray veya fenerbahçe olmamalı. derdimiz "biz" olmalı. ve o "biz"in içinde herkes olmalı. ben çok fazla hatırlamıyorum yarı yarıya tribünlerle maç izlendiği günleri. ama neden olmasın? heysel faciasından sonra everton ve liverpool taraftarları bir araya gelip, kupa finalinde birlikte maç izleyebildiyse (ki ingiliz holiganlarını biliyoruz) biz de izleyebiliriz. zaten tribün dışında cafe, restoran gibi yerlerde karışık olarak birlikte maç izleniyor. tek tük şeyler dışında da büyük bir olay yaşandığını ben hatırlamıyorum. kendi izlediklerimde de hiç kötü bir şey yaşamadım. biz attık sevindik, onlar attı sevindi. birlikte gelenler birbiriyle dalga geçti. olan, olması gereken de bu zaten.
bunun dışında; böyle bir adım ilerisi için ciddi bir umut olabilir. zira; deplasman yasağının kalkmasının önü açılabilir. ileride kadıköy'de biz, arena'da onlar maç izleyebilir. olması gereken de budur zaten. 3-5 tane lüzumsuz yönetici yüzünden (ki kim oldukları herkesin malumu) son 15 yılda büyük bir kutuplaşma oldu ve biz taraftarlar da onlara uyduk bu hale geldik. bu saatten sonra da onlardan düzeltmek adına bir adım geleceğini ben sanmıyorum. düzelecekse yine taraftarlar düzeltecek bu işi ve önümüzde tarihi bir fırsat var. değerlendirmek lazım.
bunun ötesinde; artık bu son olsun dediğimiz bir terör olayı yaşandı. kısa zaman içinde üçüncü defa hem de. bu travmayı millet olarak atlatmak zor ve uzun sürecek maalesef. bu derbide işin siyasi yönünü, renk yönünü bir kenara bırakıp hep birlikte "biz buradayız ulan, birbirimizi yesek de birlikteyiz" demenin bir yolu. bir araya gelebildiğimizi, o kadar da bölünüp ayrışmadığımızı, birbirimizden o kadar da nefret etmediğimizi yeri geldiğinde sırt sırta verebileceğimizi, kol kola olabileceğimiz göstermek için güzel bir fırsat.
"bir işe yaramaz, birlikte izleyeceğiz de ne olacak, maç kadıköy'de olsa 12 numara böyle bir şey demezdi" gibi bahaneleri de bırakalım kenara, lafta kalsın. öyle olsaydı, böyle olsaydı kısmını bilemiyoruz. bilmeyelim de zaten. bunu öğrenmek için kadköy'de oyananacak bir derbiden önce bir patlama daha görmeyelim.
tek maçlık bile olsa, şu ateşi yakmayı bir deneyelim. bir şey kaybetmeyiz. senelerce takımlar avrupa maçlarını karışık formalarla izledi. galatasaraylısı, fenerbahçelisi, beşiktaşlısı birbirini destekledi. uefa finalinde popescu'nun golüne çılgınlar gibi sevinen fenerbahçeliler, beşiktaşlılar tanıyorum. yine öyle olsun. takımlar arasında yine rekabet olacak. ezeli olacak hem de ama devamındaki "ebedi dost"un içini dolduralım birlikte artık. bu kadar yeter...
bunun dışında; böyle bir adım ilerisi için ciddi bir umut olabilir. zira; deplasman yasağının kalkmasının önü açılabilir. ileride kadıköy'de biz, arena'da onlar maç izleyebilir. olması gereken de budur zaten. 3-5 tane lüzumsuz yönetici yüzünden (ki kim oldukları herkesin malumu) son 15 yılda büyük bir kutuplaşma oldu ve biz taraftarlar da onlara uyduk bu hale geldik. bu saatten sonra da onlardan düzeltmek adına bir adım geleceğini ben sanmıyorum. düzelecekse yine taraftarlar düzeltecek bu işi ve önümüzde tarihi bir fırsat var. değerlendirmek lazım.
bunun ötesinde; artık bu son olsun dediğimiz bir terör olayı yaşandı. kısa zaman içinde üçüncü defa hem de. bu travmayı millet olarak atlatmak zor ve uzun sürecek maalesef. bu derbide işin siyasi yönünü, renk yönünü bir kenara bırakıp hep birlikte "biz buradayız ulan, birbirimizi yesek de birlikteyiz" demenin bir yolu. bir araya gelebildiğimizi, o kadar da bölünüp ayrışmadığımızı, birbirimizden o kadar da nefret etmediğimizi yeri geldiğinde sırt sırta verebileceğimizi, kol kola olabileceğimiz göstermek için güzel bir fırsat.
"bir işe yaramaz, birlikte izleyeceğiz de ne olacak, maç kadıköy'de olsa 12 numara böyle bir şey demezdi" gibi bahaneleri de bırakalım kenara, lafta kalsın. öyle olsaydı, böyle olsaydı kısmını bilemiyoruz. bilmeyelim de zaten. bunu öğrenmek için kadköy'de oyananacak bir derbiden önce bir patlama daha görmeyelim.
tek maçlık bile olsa, şu ateşi yakmayı bir deneyelim. bir şey kaybetmeyiz. senelerce takımlar avrupa maçlarını karışık formalarla izledi. galatasaraylısı, fenerbahçelisi, beşiktaşlısı birbirini destekledi. uefa finalinde popescu'nun golüne çılgınlar gibi sevinen fenerbahçeliler, beşiktaşlılar tanıyorum. yine öyle olsun. takımlar arasında yine rekabet olacak. ezeli olacak hem de ama devamındaki "ebedi dost"un içini dolduralım birlikte artık. bu kadar yeter...