• 2
    gelirler meselesinde büyük kulüpleri bir kenara bırakalım asıl gençlerbirliği, kasımpaşa gibi kulüpler ne yapsın. tamam herkes harcamalarını arttırmak için gelirlerini arttırma yoluna gidecek ama ya bu çeşit kulüplerin tabanından onların merchandise ürünlerine vb. türden gelir kalemlerine doğrudan bir talep oluşmuyorsa ne olacak?

    süper lig kulüplerinin* başlıca gelirleri aşağıdakiler değil mi?
    -naklen yayın gelirleri,
    -iddaa'dan elde ettikleri isim hakkı gelirleri ve ek gelirler(oynanma payı vs.),
    -sponsorluklar,
    -forma vb. gibi taraftar ürünleri ...
    -sezonluk bonservis bazlı transfer gelirleri

    eee sonra? nasıl olacak bu iş?

    bana sorarsanız büyük balığa bak "sen asıl sofrandan vazgeç, gel az ileride beraber plankton yiyelim biz." diyemezsiniz. yani onlar büyük bir yolunu bulur gene ibreyi döndürürler lehlerine. sonuçta gençlerbirliği'nin barcelona gibi bir bakkalda markette cipsi satılmıyor, ya da galatasaray gibi bir şekeri yok, ya da bayern münih gibi enerji şekeri satılmıyor piyasada.

    nba'deki salary cap benzeri bir şeyin hayalini kuran platini artık zurnanın zırt dediği yerdedir.
    soruyorum platini'ye sözünü ettiği futbolun satın alma tavrı ne kendince? yani onun prensipte kabul gören arz-talep fikri nedir? men cezası vermek nedir peki? nasıl bir futbol piyasası istiyor? bunu yapmak yerine oyuncular açısından kariyer istatistikleri ve rekorları kayıtlı bonservis sistemi yaratmak daha kolay değil mi peki?

    soruyorum ona gelir-harcama parametresinde cazibe merkezi olmayan, sana neden destek olayım sorusuna yanıt veremeyen kulüpleri kim ne yapsın?

    bu duruma avrupa'da da var örnekler. milano'da 60 kişi ile yürüyen atalanta bergamasca calciolular ne yapsın? kasımpaşa ne yapsın? altay ne yapsın? her yer bir premier league, bir bundesliga, bir ligue 1 değil!

    bu söylediklerimin ne demek olduğunun farkında mısın sen platini?
App Store'dan indirin Google Play'den alın