222
kendisini çok uyanık ya da zeki zanneden adam. düşüncesi ise şu, ben istediğim varsayımı ortaya atarak bunu gayet de mantıklı bir şekilde savunabilirim. son yazısında mustafa denizli'nin önemli bir taktisyen olduğu tezini işlemiş ve bunu desteklemek için de birtakım görüşler öne sürmüş. hıncalın her yazısında ya da konuşmasında konuşan onun o tatmin olmak bilmeyen, zeki olduğunun kendinden başkalarınca da kabülünü bekleyen egosudur her zaman konuşan. bu sebeple, ne zaman kime sallayacağı belli olmaz. hatta bazen öyle fahiş hatalar yapar ki biz bunu artık yaşlandığına veririz. mesela? son yazısında galatasaray'ın sivas gibi 5 maçını da kaybedebileceğini ancak bunun olmadığını söylemiştir. yine yazının başka yerinde ise türkiye'nin en iyi kadrosu demiş galatasaray kadrosu için. eee? bu ne peki? türkiye'nin en iyi kadrosu gelen geçene yenilecekse daha neyin savunusunu yapıyoruz hıncalcım? hımm.. anladım ben diyorsun ki kadro iyi ama teknik ekip kötü. dünyanın en iyi yardımcı antrönerlerinden biri ve en iyi kondisyonerlerden birinin yardımcıları olduğu rijkaard'ın kötü bir teknik ekip olduğunu demeye getiriyorsun sen? ona da mı hayır.. e tabi ya sezon başında rijkaard'ın gelişiyle ağzın kulaklarına varmış ve akabinde galatasaray avrupa sahnesinde yıllardır aşınan repütasyonunu, başka bir deyişle karizmasını yeniden artırmaya başlamıştır diyen sen değil miydin? hıncal uluç, hani bir fıkra vardı ya balık almak üzere karısı tarafından pazara yollanan adam. işte o adamın halinden farkın yok. o müsait yer hiçbir biçimde doğru durmuyor! gün geliyor mantıklı ve akıllıca yorumlarınla dimağımızın pasını alırken gün geliyor saçmalardan seçkiler yapıp bunları utanmadan yayımlatabiliyorsun. hangi hıncal uluçsun sen sayın hıncal uluç? böyle bir şey olabilir mi haşmet, bir insan böylesine ilersiz tutarsız olabilir mi?