• 4338
    boşluğa çok iyi bakarım. iki omuz arasındaki bedene bi sürü yafta koyar üzerini boşlukla kapatırım. değer yargılarıma, değer verdiğim şeylere saygı beklemem. saygı beklenmez. beklenen şey gelmez. ben büyürüm yıllar geçer boşluk genişler taklitlerden ibaret hayatım pek yol katedemez çünkü bekler. ben beklerim. yerimde sayarım uygun adım marş iyidir ritmi yakalarım. bakışlarım değişmez ben değişirim. durduğum yerde değişirim. konuştuklarım değişir çünkü konuşmam. konuşulacak şeyler bitmiş. kaybolmuş. zamanında hor kullanıldığından benden şikayetçi. ben değilim. boşluğa çok iyi bakarım.

    geçen senenin sonbaharında okula kayıt için gittiğimde bölümde benim gittiğim ilk senede asistan olan hocam okul numaramın 2009 ile başlamasından şüpheyle siz bizim bölümde okuduğunuza emin misiniz diye sormuştu kaydımı onaylarken. beş sene ya da altı muhtemelen yedi. bu kadar kibar olmasının tek sebebi hiç tanımadığı biri olmamdı elbette. neyse. ilk kez bu adamdan ders alıyorum. bi dönem geçiyor nerdeyse ve dersine de gidiyorum yoklama falan alıyor. bi gün içim geçti uyuyorum ara vermişler gürültüye uyandım ya dedim imza attım zaten gideyim. diğer dersin sonunda imza kağıdından tek tek isimler okunuyor sınıfta ben yokum. yanıma yıldız konuyor zaten 3 tane olan yıldızımın yanına bi yenisi daha ekleniyor. 4 tane eksik imza da beni sınavına girmemden muaf ediyor. muafız yani hafız kafamız rahat. boşluk korur beni. bu olayı hiç yaşanmamış farz ediyoruz boşluğa bırakıyoruz. bu davranış şeklim arkadaşlarımı rahatsız ediyor bana hocayla odasında konuşan herkesin bu dersi geçtiği söyleniyor. inatla git konuş sen iyi konuşursun azıcık konuşsan bırak sınava girmeyi harf alır geçersin diyorlar. boşluğun övgüyü umursamadığını bilmiyorlar.

    yine de gidiyorum. o atmosferi soluyasım geliyor ve ben gidiyorum. kapı tıklanır ve içerden cevap gelmeden odaya girilir bunu biliyorum ama bekliyorum. yerimde sayıyorum. içerden de ses gelmiyor bi dakika belki daha fazla bekliyorum. ne konuşacağımı bile düşünmüyorum. neden geldiğimi de. neden beklediğimi bilmiyorum çünkü genelde bilmem. durduk yere içeri giriyorum. hocamda bi memnuniyetsizlik. kapıyı tıkladın mı diye soruyor hayır diyorum elimle de tıklama işareti yapıyorum. memnuniyetsizlik bi anda rahatsız birinin odada olmasını fark edince tedirginliğin arkasına saklanıyor. yine o hiç tanışık olunmayan biriyle konuşurkenki ses tonuna dönüyor otoriter ses. ne için geldiğinizi öğrenebilir miyim diyor karşımdaki. talihsiz bi olay yaşamışız geçen hafta hocam diyorum. anlam veremiyor. bakışlarımız birbirimizin gözlerinden bi santim bile sapmıyor. o bana bakıyor ben boşluğa bakıyorum. iki silahşör gibiyiz elini ilk kabzaya atan kazanacak ama onurlu bi düello istiyoruz. lafa ben giriyorum. bu sene başında benim kaydımı onaylarken beni ilk kez gördüğünü hatırlatarak başlıyorum. tedirginlik sırtından inerek rahat bırakıyor hocamı çünkü ben bi öğrenciyim öyle sıradan bi öğrenci de değil onun öğrencisiyim.

    size hocamdan bahsedeyim. kısa sayılabilecek bi boyda iriden bi beden küçük tam bi bilgisayar kurdu. egosu etrafında görünmez bi çemberle varlığını hissettiriyor. asistanlıktan hocalığa geçmenin verdiği özgüven gögüs kafesine sığmıyor. sosyal konularda oldukça beceriksiz olduğundan pek diyaloğa girmiyor ve bu onu başkalarının gözünde karizmatik yapıyor. slayt geçişlerindeki boşluklardaki gerginliği bunu bilmeyen bu dersten umudunu kessin ve türevleri şeyler söylüyor. iki dil biliyor ama konuşamıyor. verdiği örneklerin hepsi vasat. ilk akla gelen şeyi söylüyor. iyi niyetli birisi olduğunu düşünüyorum her zaman ve bu fikrim de değişmiyor. boşluk erişim izni vermiyor. boynunda atkısı her zaman var ve en basit şekilde sıkıca boynuna bağlıyor. her gün farklı renk ve desenlerde derse endam ediyor belki de bilmiyorum haftada bi kere görüyorum. çoğu zaman ilmek gibi sıktığı atkısını gevşetip ona yeni bi hayat vermeyi hayal ediyorum. cellada talimat vererek bağışlıyorum. alçakgönüllülüğüyle halkın gözü önünde idam mahkumunu affediyorum tüm sınıf mutluluktan ağlıyor. kraliyet falan kalmıyor demokrasiye geçiyoruz atatürkü anıyoruz eşitiz hatta çok eşitiz karşılıklı konuşuyoruz. ben ona 2009 girişli olduğumu ilk kez bi hocayla beni neden bıraktınız hocam keşke bırakmasaydınız demek için burda olmam gerektiğinden bahsediyorum.

    ders arası verdiğinizde ben uyanmıştım. bunun bi ayıp olduğunu düşündüm. 26 yaşında adam gelmiş akranları bi şeylerin ucundan tutmayı bırak kavramış sahip olmuşken bu arkadaşımız uyuyor. ben uyuyorum. gitmeye karar veriyorum. imzamı da zaten attım diyorum. diğer derse gelip de yoklama alacağınızı hiç düşünmediğimi de söyleyip suçlu yerine koyuyorum bi de adamı. gülüşüyoruz hayır ben gülümsüyorum adam dinliyor. konuşurken de bi yandan iyi gidiyorum hee falan diyorum içimden. zaten pek şirin bi sıfatım yok. ama ilgiyle dinlemeye devam ediyor. o dinledikçe sanki benim konuşacak bi şeyim varmış gibi elimi boşluğa daldırıp daldırıp yeni şeyler çıkarıyorum. anlatıyorum iyi gidiyorum. ya zaten 3 yıldızı 4 yapmanız güzel bi jest olmuş açıkcası inanın ben bu yaptığınıza zerre kızmadım. bu bi yöntemdir sonuçta beni avladınız. aslında kaçmayan bi şey avlanmaz diyorum. tezatlarla konuşmaya devam ediyorum bi yerde artık susuyorum. neyse hocam vaktinizi aldım iyi günler diyorum kapıyı tıklayarak açma esprisi nedense hala aklımda tam tıklayarak çıkacakken adımı soruyor. erkan diyorum. soyadını da söyle diyor. bi tane erkan var diyorum neyin tribiyse bendeki de. listede adımı buluyor sondaki yıldıza çarpı atıp haftaya derse gelmemi öğütlüyor. ben o arada kapı tıklama esprisini unutuyorum lap diye çıkıyorum dışarı sonra hayıflanıyorum ulan keşke yapsaydım diye çok fiyakalı hareket olurdu ulan ya diyorum. teşekkür etmediğimi fark ediyorum. ayıp be yaptığın diyorum koskoca kral hayatımı bağışladı ve ben bi teşekkürü bile çok görüyorum. sınıfta kimse ağlamıyor koridorda bi tek ben yürüyorum. ayakkabımdan çıkan sese dikkat ediyorum. ritmi severim ritim iyidir ayak uydururum. keşke beni unutmayın hocam deseydim diyorum. ben arada unutuyorum hocam siz yapmayın bari deseydim diyorum. ulan en azından iki dakka sussaydım da adam da konuşsaydı hangi takımlı onu bile öğrenemedik diyorum. çoğul konuşuyorum boşluğun doyması lazım sonra kendisini yiyor biliyorum.

    sınava giriyorum. sınavdan çıkıyorum. beklediğim gibi vasat bi not alacağımı düşünüp boşluğa atacağımı düşünüyorum. öyle de oluyor. artık zaman bi şeyler getirmiyor götürüyor. sigara 8 lira olmuş ben hala içiyorum ilkinde 3,5 lira mıydı neydi bilmiyorum ama nonda gol atmıştı. edu volkan'a çarpmıştı ben sevinçten camı kırmıştım. 3 hafta sonu ceza ve yeni camın faturasını bana kitlemişlerdi. ilk kez aşık olduğumda hasan kabze dakika doksanda yapıştırmıştı golü aslanım benim. ben de doksana takmıştım ondan sonra helal be bize. çiğköfteyi yapmayı öğrendiğimde florin bratu vardı aq bi kere bile patlama yapamadı. bende çiğköfteyi tavana yapıştırdım. kardeşimin doğduğu seneden sonra uefa kupasını aldık. ayağı uğurlu pezevengin aramızda 9 yaş var. o daha piyasada yokken iskenderunda oturuyorduk annemi babamı eğer bana kardeş yapmazlarsa evden kaçacağımı onları terk edeceğimi söylüyordum. kilotlarımı siyah poşete koyup olayı daha da ciddi bi boyuta getiriyordum. ama hagi vardı be bizde. ulan solak olmaya bi insan özenir mi? ya da şöyle söyleyeyim hangimiz solak olmaya özenmedik ki onun yüzünden. gaziantep'e bi kere yenilmiştik. kupa maçı falan olabilir ya hatırlamıyorum o kadar da önemli değil ama sessiz sessiz ağlıyorum. enn fazla 9 yaşındayım ağlıyorum. babamın futbolla alakası yok hiç oldu mu gençken onu da bilmiyorum. üzme kendini oğlum diyor sanki bize ekmek mi getirirler diyor zaten ben ekmek sevmiyorum baba hagi üzüldü ondan ağlıyorum diyorum. ben büyüyorum bi adım daha hagi milli takıma veda ediyor o ağlıyor ben ağlıyorum. ulan çocuğun işte çocuk gibi ağlıyorum.

    ben büyüyorum. gençliğimin ortasında hayata adım atamadan bekliyorum. yok öyle bi sitem gibi bi şey olsun diye anlatmıyorum hayatımı seviyorum. sadece çok sıkılıyorum. gögüs kafesimin içinde kocaman bi boşluğu besliyorum. ben o boşluğu seninle dolduruyorum. iyi ki varsın. iyi ki seninleyim. inan sana benzedim diye hocaya yıldızı sildirtemiyordum bile ulan. iyi ki varsı galatasaray. çok güzelsin.

    iyi kötü yaşayacağım şu hayatta bilmiyorum. pek çok şeyi algılayamıyorum bi şeyden kesin eminim ki hayatta verdiğim en güzel sendin sen olacaksın. mezar taşıma da şerefti seni sevmek yazdıracağım. yeni yılımız kutlu olsun. gözlerinden öpüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın