68
johan cruyff'un çok sevdiğim bir lafı vardır : kaliteli futbol kaliteli futbolculara oynanır.
kimsenin arması,forması güzel futbol oynatmaz.gerçekten de öyle.kadromuz o yıl ligin çok çok üstünde bir kadroydu.
defans:
sağ bekte eboue gibi -özellikle hamitin ortaya geçmesinden sonra- sağ kanadı tek başına kullanan bir adam vardı.defansı zaten yapıyordu.ortada henüz ujfa'dan öğrendiklerini unutmayan,enerjik,yürekli aklını futbola veren bir semih vardı.yanında hiç sırıtmayan güçlü fiziği ve hızıyla o yıl gayet iş görmüş bir dany vardı.solda ise hücumda yaptıklarını zaten beklediğimiz ancak defansta adam geçirmemesiyle bizleri şaşırtan riera vardı.kalede de muslera olunca adeta istemediğimiz sürece gol yemiyorduk.
orta saha:
melo-selçuk ikilisi ligi zaten domine ederken yanlarına gelen hamit ile birlikte defansif olarak da ofansif olarak da ligin çok üstünde bir merkeze sahip olduk.bu üçlünün önünde oynayan sneijder ise o yıl henüz ağırlığı pek koymasa da taraftarı tekrar heyecanlandırdı ve karabük deplasmanında kritik bir gol attı.
forvet :
zaten burak inanılmaz formdayken yanına gelen drogba ile bu lige 5 gömlek fazla bir forvet hattımız oldu.özellikle drogba'nın yaptığı katkı inanılmazdı.
o yıl aslında drogba-sneijder gelmese de şampiyon olacağımız kesin gibiydi.onlar taraftarı daha fazla çekmek ve özellikle şampiyonlar liginde katkı sağlamaları için gelmişti çok daha fazlasını verdiler.
o yıldan sonra baştan sona domine ettiğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez belkide.çünkü o kadronun üstüne çıkmak bir yana her yıl kalite düştü.o yıldan sonra hala da stoper tandemi oturtamadık.sol bekler hep bir şekilde eksik oldu.sağ bekin durumu zaten ortada.selçuk inanılmaz bir düşüş yaşadı.burak sanki yeteneklerini başka yerde bırakmış gibiydi.hamit bir türlü sahalara dönemedi.maalesef çok keskin bir kalite düşüşü yaşadık.o kalite düşüşünü ligde bu yıl görmeye başlarken şampiyonlar liginde 2 yıldır çok acı şekilde görüyoruz.
ve her şeyden önce ünal aysal ve fatih terim gibi inanılmaz güven veren iki isim vardı.ancak her zaman olduğu gibi başarı cezasız kalmadı..
kimsenin arması,forması güzel futbol oynatmaz.gerçekten de öyle.kadromuz o yıl ligin çok çok üstünde bir kadroydu.
defans:
sağ bekte eboue gibi -özellikle hamitin ortaya geçmesinden sonra- sağ kanadı tek başına kullanan bir adam vardı.defansı zaten yapıyordu.ortada henüz ujfa'dan öğrendiklerini unutmayan,enerjik,yürekli aklını futbola veren bir semih vardı.yanında hiç sırıtmayan güçlü fiziği ve hızıyla o yıl gayet iş görmüş bir dany vardı.solda ise hücumda yaptıklarını zaten beklediğimiz ancak defansta adam geçirmemesiyle bizleri şaşırtan riera vardı.kalede de muslera olunca adeta istemediğimiz sürece gol yemiyorduk.
orta saha:
melo-selçuk ikilisi ligi zaten domine ederken yanlarına gelen hamit ile birlikte defansif olarak da ofansif olarak da ligin çok üstünde bir merkeze sahip olduk.bu üçlünün önünde oynayan sneijder ise o yıl henüz ağırlığı pek koymasa da taraftarı tekrar heyecanlandırdı ve karabük deplasmanında kritik bir gol attı.
forvet :
zaten burak inanılmaz formdayken yanına gelen drogba ile bu lige 5 gömlek fazla bir forvet hattımız oldu.özellikle drogba'nın yaptığı katkı inanılmazdı.
o yıl aslında drogba-sneijder gelmese de şampiyon olacağımız kesin gibiydi.onlar taraftarı daha fazla çekmek ve özellikle şampiyonlar liginde katkı sağlamaları için gelmişti çok daha fazlasını verdiler.
o yıldan sonra baştan sona domine ettiğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez belkide.çünkü o kadronun üstüne çıkmak bir yana her yıl kalite düştü.o yıldan sonra hala da stoper tandemi oturtamadık.sol bekler hep bir şekilde eksik oldu.sağ bekin durumu zaten ortada.selçuk inanılmaz bir düşüş yaşadı.burak sanki yeteneklerini başka yerde bırakmış gibiydi.hamit bir türlü sahalara dönemedi.maalesef çok keskin bir kalite düşüşü yaşadık.o kalite düşüşünü ligde bu yıl görmeye başlarken şampiyonlar liginde 2 yıldır çok acı şekilde görüyoruz.
ve her şeyden önce ünal aysal ve fatih terim gibi inanılmaz güven veren iki isim vardı.ancak her zaman olduğu gibi başarı cezasız kalmadı..