1069
galatasaray'ın yakın tarihine baktığımızda, altyapıdan çıkıp a takıma girmeyi başarmış oyuncularımızın çoğunun tek maçta bir şekilde kendini göstermeyi başarıp parlayarak a takıma monte olduğunu görüyoruz. bunun doğru olduğunu savunmuyorum, ama belki gençlere pek sabretmeyen bir kültüre sahip olduğumuzdan, belki de sürekli şampiyonluğa oynadığımız için ufak hatalara tahammül edecek lüksümüz olmadığından gençlere 4-5 maç şans verip de yavaş yavaş geliştiğini izleme şansımız asla olmamıştır bu kulüpte.
genellikle maç tecrübesi kazanması gereken oyuncular bunun için çeşitli anadolu takımlarına kiraya verilmiş; verilmemişse de türkiye kupası, hazırlık maçı gibi fırsatları değerlendirip kendini göstermeye çalışmıştır.
a takıma girmeyi başaran oyuncular ise her altyapı oyuncusunun az ya da çok eline geçen bu küçük fırsatlarda kendisinde bir ışık olduğunu göstermeyi başaran oyuncular olmuştur. örneğin arda turan kiralık manisa tecrübesinden dönüşünde şans verilen ilk maçında mlada boleslav'a karşı unutulmaz bir performans göstererek o sene büyük umutlarla transfer edilen carrusca'nın yedek kulübesine hapsolmasına sebep olmuş, semih kaya gökhan zan'ın sakatlığı ve ayıboğan'ın kart cezalısı olduğu bir kayserispor maçında elde ettiği fırsatı çok iyi değerlendirerek bu iki oyuncudan formayı almayı başarmış, veya kendisini her ne kadar pek sevmesek de aydın yılmaz sonradan girdiği bir konyaspor deplasmanında son dakika golü ile galibiyeti getirerek bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. ya da tersi bir örnek olarak, süper finalli sezonda bu şansı yakalayan mehmet batdal, kariyerini değiştirme şansı olan bu anda kaçmaz denen bir gol pozisyonunu kaçırdığı için bir daha forma şansı bulamamıştır.
bu oyuncuların hiçbirine kendini göstermesi ve futbolunu hata yapa yapa geliştirmesi için en azından 4-5 maç oynama şansı verilmemişti. sinan da eğer kendine bu şansın verilmesini bekliyorsa büyük yanılgı içinde. dediğim gibi bunun doğru olduğunu savunmuyorum, ama bu kulüpte işler maalesef böyle işliyor. eğer formayı kapmak istiyorsa, bulduğu en ufak fırsatta sansasyonel bir şeyler yaparak kendindeki ışığı hem hocasına hem kamuoyuna göstermeli. yoksa bir süre rotasyon oyuncusu olarak kadroda yer aldıktan sonra altyapıdan çıkacak yeni "gelecek vaat eden yıldız adayı" ile birlikte kendini bir anadolu takımında bulması işten bile değil. ve türkiye'de biz 25 yaşındaki oyuncuları bile genç olarak ansak dahi, dünya futbolu standartlarında "genç" denen yaşları geçmek üzere sinan gümüş'ün.
ha tüm bunların yanında, tek maçla parlayan oyuncularımızdan çoğunun sonrasında düştüğü durumlara bakarsak (aydın, şimdilerde semih ve hatta bizdeki son sezonunda arda), belki de yavaş ve emin adımlarla gelmesi daha iyidir diyorum ama bizim kulüpte ve taraftarda onu bekleyecek sabır var mıdır, işte ondan maalesef emin olamıyorum.
genellikle maç tecrübesi kazanması gereken oyuncular bunun için çeşitli anadolu takımlarına kiraya verilmiş; verilmemişse de türkiye kupası, hazırlık maçı gibi fırsatları değerlendirip kendini göstermeye çalışmıştır.
a takıma girmeyi başaran oyuncular ise her altyapı oyuncusunun az ya da çok eline geçen bu küçük fırsatlarda kendisinde bir ışık olduğunu göstermeyi başaran oyuncular olmuştur. örneğin arda turan kiralık manisa tecrübesinden dönüşünde şans verilen ilk maçında mlada boleslav'a karşı unutulmaz bir performans göstererek o sene büyük umutlarla transfer edilen carrusca'nın yedek kulübesine hapsolmasına sebep olmuş, semih kaya gökhan zan'ın sakatlığı ve ayıboğan'ın kart cezalısı olduğu bir kayserispor maçında elde ettiği fırsatı çok iyi değerlendirerek bu iki oyuncudan formayı almayı başarmış, veya kendisini her ne kadar pek sevmesek de aydın yılmaz sonradan girdiği bir konyaspor deplasmanında son dakika golü ile galibiyeti getirerek bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. ya da tersi bir örnek olarak, süper finalli sezonda bu şansı yakalayan mehmet batdal, kariyerini değiştirme şansı olan bu anda kaçmaz denen bir gol pozisyonunu kaçırdığı için bir daha forma şansı bulamamıştır.
bu oyuncuların hiçbirine kendini göstermesi ve futbolunu hata yapa yapa geliştirmesi için en azından 4-5 maç oynama şansı verilmemişti. sinan da eğer kendine bu şansın verilmesini bekliyorsa büyük yanılgı içinde. dediğim gibi bunun doğru olduğunu savunmuyorum, ama bu kulüpte işler maalesef böyle işliyor. eğer formayı kapmak istiyorsa, bulduğu en ufak fırsatta sansasyonel bir şeyler yaparak kendindeki ışığı hem hocasına hem kamuoyuna göstermeli. yoksa bir süre rotasyon oyuncusu olarak kadroda yer aldıktan sonra altyapıdan çıkacak yeni "gelecek vaat eden yıldız adayı" ile birlikte kendini bir anadolu takımında bulması işten bile değil. ve türkiye'de biz 25 yaşındaki oyuncuları bile genç olarak ansak dahi, dünya futbolu standartlarında "genç" denen yaşları geçmek üzere sinan gümüş'ün.
ha tüm bunların yanında, tek maçla parlayan oyuncularımızdan çoğunun sonrasında düştüğü durumlara bakarsak (aydın, şimdilerde semih ve hatta bizdeki son sezonunda arda), belki de yavaş ve emin adımlarla gelmesi daha iyidir diyorum ama bizim kulüpte ve taraftarda onu bekleyecek sabır var mıdır, işte ondan maalesef emin olamıyorum.