987
fatih terim ile objektif şartlarda kıyaslanabilmesi için aynı şartlarda yarışması gerekir. birinin altında mercedes varken diğerine ford verip sonrada mercedes'i geçemedi diye kötü şöför demek adil değil. trabzonspor gibi bir takımı son 20 yılda 3 kere şampiyonluğa oynatmış ve üçünde de şampiyonluğun kıyısından dönmüştür(birinde şampiyon oldu aslında ama neyse!) ve bu kendisini loser yapmaz. zira trabzonsporu şampiyonluğa oynatmak ile istanbul büyüklerini şampiyonluğa oynatmak aynı şey değildir. başarı kıstasını bir tarafa bırakacak olursak, kendisi gittiği her takıma göze hoş gelen hücum futbolu oynatmaya çalışmıştır. bunu bazen başarmış bazen başaramamış olsa da oyun felsefesinde hep hücum futbolu olmuştur. geçen yıl lig sıralamasına bakınca bursaspor çok başarılı görülmeyebilir ama birçok futbolsever her hafta bursaspor'un maçlarını izlemeye çalıştı ise bunun nedeni şenol güneş'in oynatmaya çalıştığı keyif veren hücum futboluydu. şu ana kadar çalıştırdığı en büyük takımın beşiktaş olması onun suçu değil çünkü türkiye'de profesyonellik hala oturmadı, aykut kocaman, rıza çalımbay, bülent korkmaz kolayca efsanesi oldukları takımların başına teknik direktör olarak gelirken bu takımlarda oynamamış yerli bir teknik direktörün bu takımların başına geçmesi çok zordur. ersun fenerin başına geçmek için yıllarını verdi, galatasaray'da geçmişte kulüpte oynamamış bir yerli ismin teknik direktörlük yaptığını hatırlamıyorum. şenol güneş'in 62 yaşında ilk kez bir istanbul büyüğünün başına geçebilmesi onun değil kötü yönetilen istanbul büyüklerinin hatasıdır bence.
