3532
mancini gelmeden önce unutulmaya yüz tutmuş da bunu kabul edecekmişiz. "yahu bu kadar iddialı konuştuğuna göre herhalde bir bildiği vardır, herhalde ben son 4 sezonu unutacak kadar unutkan olmaya başladım, eyvah bana." deyip 'kabul etmeye' kadar verdim. nasıl bu kadar unutkan olduğumu hatırlamak için şöyle bir maziyi yoklamak istedim...
2011-2012 sezonunda, bir sezon önce en çok sövülen oyunculardan biri olan, kimsenin takımda görmek istemediği hakan balta, o sezon ligde 31 maçta 2781 dk, süper final'de 6 maçta 540 dk, kupada 1 maçta 90 dk olmak üzere 40'a yakın maçta 3411 dk sahada kalmış. ki bu sezon hakan balta'nın 2007-2008 ile birlikte en iyi sezonudur bana göre. hayata dönüş sezonudur.
2012-2013 sezonunda hakan balta'nın formunun nasıl düştüğünü, buna binaen de albert riera'dan nasıl zoraki sol bek yapıldığını hepimiz hatırlıyoruz. yani hatırlıyoruz diye düşünüyordum bugüne kadar. bu kötü performansına rağmen hakan balta o sezon 14 lig, 1 süper kupa, 1 türkiye kupası, 1 şampiyonlar ligi olmak üzere 17 maçta 1356 dk forma giymiş.
şimdi gelelim zurnanın zırt dediği mancini'li 2013-2014 sezonuna. mancini'den önce 'unutmaya yüz tuttuğumuz', zoban raftik'in galatasaray dergisi'ndeki z raporu sayfasında "yahu bir hakan balta vardı, ne oldu ona?" diye yazılar yazmaya başladığı hakan balta, mancini gelmeden önceki 5 lig maçının tamamında sahada kalıp 540 dk forma giymiş.
bazen hakikaten aklım almıyor bazı şeyleri. atıyorum, kendi hayatınla ilgili bir şey anlatırsın, "ya işte ben 17 yaşında kamerun'da aslan avlıyordum." dersin, bunu kabul etme ihtimalimiz var. çünkü hatırlama, araştırma, bilme, öğrenme imkanımız yok. ama böyle kesin ve keskin bir iddiada bulunup karşındakini "kabul edeceksin işte yaa banane!" diye 'ikna' etmeye çalıştığın bir mevzunun son derece objektif ve kolay bir şekilde -bilinmese dahi- öğrenilebilir bir şey olduğunu da biraz düşünmen gerekmiyor mu?
tamam 'lan' tamam, tamam hadi kabul ettik tamam. kabul ettik ve hala ölmedik, bak orada bile haklı çıktın. helal.
2011-2012 sezonunda, bir sezon önce en çok sövülen oyunculardan biri olan, kimsenin takımda görmek istemediği hakan balta, o sezon ligde 31 maçta 2781 dk, süper final'de 6 maçta 540 dk, kupada 1 maçta 90 dk olmak üzere 40'a yakın maçta 3411 dk sahada kalmış. ki bu sezon hakan balta'nın 2007-2008 ile birlikte en iyi sezonudur bana göre. hayata dönüş sezonudur.
2012-2013 sezonunda hakan balta'nın formunun nasıl düştüğünü, buna binaen de albert riera'dan nasıl zoraki sol bek yapıldığını hepimiz hatırlıyoruz. yani hatırlıyoruz diye düşünüyordum bugüne kadar. bu kötü performansına rağmen hakan balta o sezon 14 lig, 1 süper kupa, 1 türkiye kupası, 1 şampiyonlar ligi olmak üzere 17 maçta 1356 dk forma giymiş.
şimdi gelelim zurnanın zırt dediği mancini'li 2013-2014 sezonuna. mancini'den önce 'unutmaya yüz tuttuğumuz', zoban raftik'in galatasaray dergisi'ndeki z raporu sayfasında "yahu bir hakan balta vardı, ne oldu ona?" diye yazılar yazmaya başladığı hakan balta, mancini gelmeden önceki 5 lig maçının tamamında sahada kalıp 540 dk forma giymiş.
bazen hakikaten aklım almıyor bazı şeyleri. atıyorum, kendi hayatınla ilgili bir şey anlatırsın, "ya işte ben 17 yaşında kamerun'da aslan avlıyordum." dersin, bunu kabul etme ihtimalimiz var. çünkü hatırlama, araştırma, bilme, öğrenme imkanımız yok. ama böyle kesin ve keskin bir iddiada bulunup karşındakini "kabul edeceksin işte yaa banane!" diye 'ikna' etmeye çalıştığın bir mevzunun son derece objektif ve kolay bir şekilde -bilinmese dahi- öğrenilebilir bir şey olduğunu da biraz düşünmen gerekmiyor mu?
tamam 'lan' tamam, tamam hadi kabul ettik tamam. kabul ettik ve hala ölmedik, bak orada bile haklı çıktın. helal.