7702
2012 yılında bana sorsalar:
"gelecek 5-6 sene içinde mevcut kadrodan kimi eleştirmezsin sence?" deseler, ben muslera ve selçuk derdim.
çünkü her futbolcunun bir yanını bulurdum eleştirecek.
elmander dahi eleştirildi bizde. gol atmıyor dendi. hatta adama umut bulut'un isveçlisi dendi.
sneijder eleştiriliyor, melo eleştirildi, sabri, ceyhun gülselam, ontivero... herkes eleştirildi, ben de eleştirdim herkesi, farklı şeyler için.
gün içinde kendimi en az 4-5 kez eleştiriyorum mesela. hepimiz yapıyoruzdur "oğlum ne malsın la, o öyle denir mi? o öyle yapılır mı?" diye kızarız kendimize.
ben selçuk'a kızacağımı hiç düşünmemiştim. fark ediyorum ki gerek statta olayım, gerekse bir kahvehanede veya evde. ben selçuk'tan artık ne gördüğümü anlayamıyorum.
özellikle son başakşehir maçında öyle şeyler hissettim, gördüm ki, kendime anlam veremedim.
maçın başından sonuna kadar selçuk hep etkisizdi, sahada selçuk mu var yoksa mustafa sarp mı var inanın çözemedim.
abartmıyorum, yemin ediyorum selçuk başakşehir maçında görevden kaçtı, sorumluluk istemedi.
oysa ki bir önceki haftadan itibaren 2 hafta cezalı olarak yani bir nevi dinlenerek gelmişti.
selçuk artık o selçuk değil gibi. dönemiyor. topu alıp ya yana bırakıyor ya da paralel bir pas yapıp ileri deplase oluyor ki top kendisine gelmesin.
bir de ezelden beri bildiğimiz selçuk hareketi vardır, orta sahada topu alır ve baskı görürse çok iyi faul alırdı. artık onu da doğru düzgün yapamayıp top kaybına neden olmaya başladı.
burak'ı yerlere vuruyoruz arkadaşlar. çoğunuz haklısınız da ama burak'tan aldığımı ben selçuk'tan alamıyorum.
oysa ki selçuk galatasaraylı ve bu takımın kaptanı. burak sonradan galatasaraylı oldu ki hala çok samimi bulmam kendisini.
selçuk'un performansının aldığı para ve sözleşmesinin de etken olduğunu düşünüyorum. selçuk bu parayı hak etmiyor. çoğu gibi o da hak ettiğinin fazlasına oynuyor.
bu parayı garanti gördükçe de performansı ya yerinde sayıyor ya da geriye gidiyor.
aynı durumun bir benzerini semih kaya'da da görüyorum. ona da yazacağım hatta. semih de bırakmış gibi.
selçuk şu an 31 yaşında. önünde birkaç senesi daha var ve galatasaray'da kalırım düşüncesiyle oynamaya devam ederse bundan zararlı maddi ve manevi galatasaray ayrılacaktır.
selçuk toparlanır mı? zannetmiyorum.
ne yapılabilir? en isteyeceği hoca geldi, hamza hamzaoğlu. o'nunla dahi bu sıçramayı yapamadıysa ali sami yen çıkıp gelse düzeltemez.
bize düşen, yani galatasaray'a düşen selçuk'tan alabildiğimiz kadar verim alıp olabildiği kadar erken ve isabetli kararla yolları ayırmak. zamanı ne zaman inanın emin değilim ama selçuk bizde daha uzun zaman kalacak gibi...
inşallah beni yanıltır ve dirilir. yoksa arkasından dua edecek kişi günden güne azalıyor.
"gelecek 5-6 sene içinde mevcut kadrodan kimi eleştirmezsin sence?" deseler, ben muslera ve selçuk derdim.
çünkü her futbolcunun bir yanını bulurdum eleştirecek.
elmander dahi eleştirildi bizde. gol atmıyor dendi. hatta adama umut bulut'un isveçlisi dendi.
sneijder eleştiriliyor, melo eleştirildi, sabri, ceyhun gülselam, ontivero... herkes eleştirildi, ben de eleştirdim herkesi, farklı şeyler için.
gün içinde kendimi en az 4-5 kez eleştiriyorum mesela. hepimiz yapıyoruzdur "oğlum ne malsın la, o öyle denir mi? o öyle yapılır mı?" diye kızarız kendimize.
ben selçuk'a kızacağımı hiç düşünmemiştim. fark ediyorum ki gerek statta olayım, gerekse bir kahvehanede veya evde. ben selçuk'tan artık ne gördüğümü anlayamıyorum.
özellikle son başakşehir maçında öyle şeyler hissettim, gördüm ki, kendime anlam veremedim.
maçın başından sonuna kadar selçuk hep etkisizdi, sahada selçuk mu var yoksa mustafa sarp mı var inanın çözemedim.
abartmıyorum, yemin ediyorum selçuk başakşehir maçında görevden kaçtı, sorumluluk istemedi.
oysa ki bir önceki haftadan itibaren 2 hafta cezalı olarak yani bir nevi dinlenerek gelmişti.
selçuk artık o selçuk değil gibi. dönemiyor. topu alıp ya yana bırakıyor ya da paralel bir pas yapıp ileri deplase oluyor ki top kendisine gelmesin.
bir de ezelden beri bildiğimiz selçuk hareketi vardır, orta sahada topu alır ve baskı görürse çok iyi faul alırdı. artık onu da doğru düzgün yapamayıp top kaybına neden olmaya başladı.
burak'ı yerlere vuruyoruz arkadaşlar. çoğunuz haklısınız da ama burak'tan aldığımı ben selçuk'tan alamıyorum.
oysa ki selçuk galatasaraylı ve bu takımın kaptanı. burak sonradan galatasaraylı oldu ki hala çok samimi bulmam kendisini.
selçuk'un performansının aldığı para ve sözleşmesinin de etken olduğunu düşünüyorum. selçuk bu parayı hak etmiyor. çoğu gibi o da hak ettiğinin fazlasına oynuyor.
bu parayı garanti gördükçe de performansı ya yerinde sayıyor ya da geriye gidiyor.
aynı durumun bir benzerini semih kaya'da da görüyorum. ona da yazacağım hatta. semih de bırakmış gibi.
selçuk şu an 31 yaşında. önünde birkaç senesi daha var ve galatasaray'da kalırım düşüncesiyle oynamaya devam ederse bundan zararlı maddi ve manevi galatasaray ayrılacaktır.
selçuk toparlanır mı? zannetmiyorum.
ne yapılabilir? en isteyeceği hoca geldi, hamza hamzaoğlu. o'nunla dahi bu sıçramayı yapamadıysa ali sami yen çıkıp gelse düzeltemez.
bize düşen, yani galatasaray'a düşen selçuk'tan alabildiğimiz kadar verim alıp olabildiği kadar erken ve isabetli kararla yolları ayırmak. zamanı ne zaman inanın emin değilim ama selçuk bizde daha uzun zaman kalacak gibi...
inşallah beni yanıltır ve dirilir. yoksa arkasından dua edecek kişi günden güne azalıyor.