263
iş bilmez insanların, işi bilen insanlara bu kadar çok haksızlık yaptığı başka bir ülke yoktur diye tahmin ediyorum. bugün de bu haksızlıklara kendileri tarafından bir yenisi eklendi.
önceki döneminde, ertuğrul sağlam, bursa'dan ayrılmadan önce ıslıklanıp "istifa" dendiğinde bir yorumcu (kim hatırlamıyorum) şöyle demişti. "bursa meydanında bir atatürk heykeli var değil mi? o meydanın kenarına köşesine bir yerine küçük bir ertuğrul sağlam heykeli dikilmeli bence. çünkü günümüz koşullarında bir anadolu takımını şampiyon yapmak olacak iş değil."
her teknik direktör her takımdan ayrılır. kimse bir alex ferguson değil. jurgen kloop dortmund'u bıraktı. guardiola barcelona'yı. yarın bir gün simeone atletico'yu bırakır. ertuğrul sağlam bursa'yı, şenol güneş trabzon'u. "artık yürümüyor" denir el sıkışarak ayrılınır. hatırlayacaksınız, geçen yıl erciyesspor yenilgi yüzü görmemiş ve beşiktaş'ı yenmişken edinho'yu oynatmıyor diye bülent korkmaz'ı gönderdi. umarım dibe vururlar diyordum ki düştüler. şu an ptt lig'de sonuncular. umuyorum oradan da düşerler.
bu ülkedeki bir kesim vasıfsızların, bir şeyler başarmaya çalışan insanların kalbini kırma, onları ağlatma, küçümseme, alay etme gibi erdemsiz davranışları var. son 4-5 yılda, bilgiye ulaşmanın kolaylığı yüzünden artan yüzsüzlükle birlikte her şeyi bildiğini sanan insanlarda artık utanma arlanma hissiyatları da azaldı. insanlar yaptıkları hatalardan utanıp özür dileyecekleri yerde hatasını savunuyor, herkesi hor görüyor. bu hayatın her alanına olduğu gibi futbola da yansıyor. bugün de gördük. insan ertuğrul sağlam'ı yuhalarken, ağlatırken bir düşünür. "ben kimi ıslıklıyorum" der yahu? ne kadar gevşek, ne kadar basiretsiz insanlar bunlar.
önceki döneminde, ertuğrul sağlam, bursa'dan ayrılmadan önce ıslıklanıp "istifa" dendiğinde bir yorumcu (kim hatırlamıyorum) şöyle demişti. "bursa meydanında bir atatürk heykeli var değil mi? o meydanın kenarına köşesine bir yerine küçük bir ertuğrul sağlam heykeli dikilmeli bence. çünkü günümüz koşullarında bir anadolu takımını şampiyon yapmak olacak iş değil."
her teknik direktör her takımdan ayrılır. kimse bir alex ferguson değil. jurgen kloop dortmund'u bıraktı. guardiola barcelona'yı. yarın bir gün simeone atletico'yu bırakır. ertuğrul sağlam bursa'yı, şenol güneş trabzon'u. "artık yürümüyor" denir el sıkışarak ayrılınır. hatırlayacaksınız, geçen yıl erciyesspor yenilgi yüzü görmemiş ve beşiktaş'ı yenmişken edinho'yu oynatmıyor diye bülent korkmaz'ı gönderdi. umarım dibe vururlar diyordum ki düştüler. şu an ptt lig'de sonuncular. umuyorum oradan da düşerler.
bu ülkedeki bir kesim vasıfsızların, bir şeyler başarmaya çalışan insanların kalbini kırma, onları ağlatma, küçümseme, alay etme gibi erdemsiz davranışları var. son 4-5 yılda, bilgiye ulaşmanın kolaylığı yüzünden artan yüzsüzlükle birlikte her şeyi bildiğini sanan insanlarda artık utanma arlanma hissiyatları da azaldı. insanlar yaptıkları hatalardan utanıp özür dileyecekleri yerde hatasını savunuyor, herkesi hor görüyor. bu hayatın her alanına olduğu gibi futbola da yansıyor. bugün de gördük. insan ertuğrul sağlam'ı yuhalarken, ağlatırken bir düşünür. "ben kimi ıslıklıyorum" der yahu? ne kadar gevşek, ne kadar basiretsiz insanlar bunlar.