açıkçası dün oynanan eskişehir maçında yaptıklarının saçma ve ayıp olduğunu düşünüyorum. öte yandan ertuğrul ile hamza'yı veya iki takımın yönetimini de karşılaştırmamak lazım.
bursaspor transfer sezonunda volkan şen, ozan tufan, fernandao, şener gibi 4 çok önemli adamını satmıştır.
- volkan zaten sevmediğim bir adam. sen trabzonda ağlayıp sahadan çıkmış adamsın. bunlara rağmen, yine bursa sana kucak açmış, bir sene parlayınca "ben gideyim" diye tutturuyorsan sana diyecek lafım yok.
- ozan tufan. "futbolcu adamın babası çalışmaz" mantığındaki bir adam. kendi beyanı. kendisine para verecek feneri elbette ister. kaldı ki yabancı sınırının olmadığı bir düzende kendisinden gelecek 7 milyon euro ile yeri net dolar
- fernandao. adamın parasını versen dahi ekonomik olarak fener ile aynı teklifi yapamayacağı için eli kolu bağlıydı bursanın.
- şener özbayraklı. iyi adam ama gitmek istiyordu ve gitti.
şimdi bursa bunların yerine bence çok iyi adamlar aldı. "içimizden hallederiz" demedi. gitti, ekonomik olarak alabileceği en iyi isimleri kattı. hatta isim bazında bakarsak hepsi en az giden adam kadar iyi; ne var ki ne yeni gelenler birbirini, ne eskiden kalanlar yenileri tanıyor. kritik noktada değişim yaşayan takımlarda adaptasyon süreci sıkıntılı olabilir. misal veriyorum gidip x takımdan 4 tane iyi adam alsalar bugün farklı bir yerde olabilirlerdi; sezon sonunda da olacaklardır diye tahmin ediyorum.
özetle bursaspor giden adamlarının her birinin yerine adam almış, açıklarını kapamak üzere hamle yapmıştır. tutar, tutmaz. yapabileceklerini yaptılar mı? evet. o zaman diyecek bir şey (en azından ligin 6. haftasında) yok.
öte yandan bizim eleştirdiğimiz hamza hamzaoğlu ve yönetim, taraftarın dahi görebileceği kadar açık şekilde forvet, sağ bek, sağ açık eksiği olan takıma hiç kimseyi almadı.
ne yapıldı? melo gibi bir adam gönderildi, yerine kimse alınmadı. sağ bek'e ihtiyacımız yok dendi ne var ki, stoper oynasın diye aldığımız ve mevkii stoper olan adamın, fazlasıyla yeterli (ihtiyaç yok bu demektir çünkü) görülen sağ bek pozisyonundaki iki adamı birden kesmesi sadece 45 dakika (atletico maçı) sürdü (çok da iyi oldu). yani, bangır bangır takviye istenen yere "sağ beklerimiz yeterli" denilerek adam alınmamış olmasının yanlış (hata demiyorum bak, hata istemeden olur, yanlış isteyerek olur) ve transfer dönemi boyunca sağ beklerimizin yeterli olduğu iddiasının yalan olduğu ligin 6. haftası itibariyle net bir şekilde anlaşıldı.
burak ile rekabet edecek adam arıyoruz vb. derken forvet de alınmadı. podolski alındı ancak burak paşam kesilemediğinden kadroda forvet dışında sağ veya sol açığa sürüldü. hatta poldi için hamza hoca "memnun değilim" dedi. performansının zirvesinde olmadığını biliyor olmamıza rağmen, formundan memnun olmadığın adam forvet dahi oynamıyorken iki forvetin kadar gol atıyorsa ve sen bu adamdan halen memnun değilsen forvetlerinin anasına bacısına sövüyor olman lazım. ama yok. burak ve umut hep afferim, podolski vay ibne. forvet açığımızın ne kadar büyük olduğu, burak-umut ikilisinin iddia edilenin aksine ne kadar yetersiz oldukları da 6.hafta itibariyle sabit hale geldi.
kanat. yok. yok yani kanat. var mı? yok. sinan var. oynuyor mu? yok. ee nasıl oynuyoruz? umut falan oynuyor orada. umut? kanat? top sürmek? pas? yok ama iyi niyetli. futbol islam dini olmadığından iyi niyetin bir önemi yok arkadaşlar. kimse kimseyi kandırmasın. melo dünyanın en çirkef adamlarından biriydi ama umut'un hiçbir zaman erişemeyeceği noktada gözümüzde. kanat da alınmadı, umutla atak yapamadık (halen milli takıma çağrılabilmesi için oynatıldığına inanıyorum - arka bahçe teorisi), puan kaybettik. ama iyi niyetli yani. koşuyor felan. kanada da ihtiyaç duyduğumuz net şekilde ortaya çıktı.
e melo gitti yerine adam? yok abi. içimizden içimizden. mutluluk içimizde amk cem yılmaz repliği gibi. ( merak edenler için:
https://www.youtube.com/watch?v=SbBLNj2CkRI ) jem mem oynuyor lan koskoca galatasaray takımında. halen kesici orta sahamız yok, orta sahaya zibilyar transferi kesmesi için chedjou'yu monte ediyoruz (ki jose - şecu ikilisi yürür) ama gitmek isteyen adamın yerine inat ile adam alınmadı. gidenin yerine bir takviye yapılmadı. tutma şansı bile verilmedi.
dolayısıyla ertuğrul hoca'ya yapılan eleştiriler ne kadar haksız ve zamansız ise, hamza hoca'ya yapılan eleştiriler bir o kadar doğru, yerinde ve hatta geçtir.