1075
en iyi 11'inin değeri tahminen 150 milyon euro'nun üzerinde olan takımdır. böyle bir takımın hollanda, çek, izlanda, letonya, kazakistan grubunda, letonya ve kazakistanla 2'şer kere oynamasına rağmen 7 maçta 9 puan alması çok büyük başarısızlıktır. 2014 elemelerinde ise grup daha kolaydı ve 16 puanla 4. olmuştuk. bu grupta ise pazar günü çekler letonya'yı yenerse 2.lik şansımız (maçların bitmesine daha 2 maç varken) matematiksel olarak da bitiyor. gönül isterdi ki hollanda ile birlikte kol kola gidelim. ama bu saatten sonra hollanda ile ancak sidik yarıştıracağız, becerebilirsek. bizi bitiren ona buna yenilmek değil letonya ile toplam 50 şut atılan 2 maçta da öne geçip berabere kalmaktır.
yine 4. bitirirsek bu son iki grubun puan tablosu riva'daki hasan doğan tesislerinin duvarlarına boy boy asılmalı. nihat ve ilhan'ın gollerinin fotoğrafları çok durdu oralarda, biraz da bu puan tabloları dursun. adım gibi eminim futbolcular çok üzgündür. ama öyle üzülmekle "ah be atsaydık" demekle olmuyor. çok konuşan arda başta olmak üzere hepsinin icraatlarını görelim.
okuduğum kadarıyla; nasıl fenerbahçe aziz yıldırım'ın takımıysa, milli takıma da federasyonun takımı diye bakılıyor. yine yeniden son yıllarda olduğu gibi yanlış yerlere varan yanlış düşüncelere yanlış tepkiler verilip milli takım tutmaktan vazgeçiliyor. "onların" milli takımı diye bir şey yok. senin benim takımım var. milli takım onların elinde diyorsun, kurtarmak için hiçbir şey yapmayıp "rakibi destekliyorum" diyorsun.
değil ya hadi tff'nin takımı olsun. bunlardan kurtulmak için ne yapılmalı? gidip istifa diyeceksin. her yere istifa yazacaksın. her maç istifa diyeceksin, maç öncesinde, devre arasında, çok meşhur ya ilin plakasının dakikası olan o dakikada, maçın olmadığı gün her dakika diyeceksin. aydın yılmaz'ı gönderttik diye övünüyorsun. twitter üzerinden adamın kendisine ve eşine küfür edip takımdan yollattınız. gücünüz 27 yaşındaki gıkı çıkmayan aydın'a mı yetti? yeri geldiğinde "şöyle mücadele ederim böyle yaparım" deniyor. hadi buyurun hep beraber şu federasyonu da gönderelim. şu gruptan çıkamazsak senede 3,5 milyon euro kazanıp "defans oyuncusu yetiştirmemiz lazım" diyen fatih terim'e görevi bıraktıralım. he yok "benim kıçım, üstüne oturduğum koltukta oldukça rahat, buradan sallamak daha zevkli, saldır hollanda" diyorsanız, kusura bakmayın bu işler öyle olmuyor.
bir futbolcu çıkıyor "alt yapı yetersiz, yatırım yapılmalı" diyor. "topunu oyna lan sen" deniyor. ercan taner çıkıp "anılarımdan, birikimlerimden kitap yazacağım" diyor. "sen anlarsın lan kitap yazmaktan" deniyor. önder özen çıkıp "bakın beyler bu yanlış" diyor. "ulan sen kasımpaşa'da her maç 5 yemedin mi?" deniyor. dikkat ederseniz insanlar bunların hepsini oturduğu yerden söylüyor.
ben memnun muyum ülke düzeninden, dünya düzeninden? yıllardır emek verdiğim şey futbol ve ben bunun üzerine somut adımlar atıp bir yere gelmeye, bu alanda söz sahibi olmaya çalışıyorum. mümkün olursa bazı şeyleri değiştirmeye de çalışacağım. ama sen bana söylesene, hollanda'yı desteklemekten başka ne yapıyorsun?
yine 4. bitirirsek bu son iki grubun puan tablosu riva'daki hasan doğan tesislerinin duvarlarına boy boy asılmalı. nihat ve ilhan'ın gollerinin fotoğrafları çok durdu oralarda, biraz da bu puan tabloları dursun. adım gibi eminim futbolcular çok üzgündür. ama öyle üzülmekle "ah be atsaydık" demekle olmuyor. çok konuşan arda başta olmak üzere hepsinin icraatlarını görelim.
okuduğum kadarıyla; nasıl fenerbahçe aziz yıldırım'ın takımıysa, milli takıma da federasyonun takımı diye bakılıyor. yine yeniden son yıllarda olduğu gibi yanlış yerlere varan yanlış düşüncelere yanlış tepkiler verilip milli takım tutmaktan vazgeçiliyor. "onların" milli takımı diye bir şey yok. senin benim takımım var. milli takım onların elinde diyorsun, kurtarmak için hiçbir şey yapmayıp "rakibi destekliyorum" diyorsun.
değil ya hadi tff'nin takımı olsun. bunlardan kurtulmak için ne yapılmalı? gidip istifa diyeceksin. her yere istifa yazacaksın. her maç istifa diyeceksin, maç öncesinde, devre arasında, çok meşhur ya ilin plakasının dakikası olan o dakikada, maçın olmadığı gün her dakika diyeceksin. aydın yılmaz'ı gönderttik diye övünüyorsun. twitter üzerinden adamın kendisine ve eşine küfür edip takımdan yollattınız. gücünüz 27 yaşındaki gıkı çıkmayan aydın'a mı yetti? yeri geldiğinde "şöyle mücadele ederim böyle yaparım" deniyor. hadi buyurun hep beraber şu federasyonu da gönderelim. şu gruptan çıkamazsak senede 3,5 milyon euro kazanıp "defans oyuncusu yetiştirmemiz lazım" diyen fatih terim'e görevi bıraktıralım. he yok "benim kıçım, üstüne oturduğum koltukta oldukça rahat, buradan sallamak daha zevkli, saldır hollanda" diyorsanız, kusura bakmayın bu işler öyle olmuyor.
bir futbolcu çıkıyor "alt yapı yetersiz, yatırım yapılmalı" diyor. "topunu oyna lan sen" deniyor. ercan taner çıkıp "anılarımdan, birikimlerimden kitap yazacağım" diyor. "sen anlarsın lan kitap yazmaktan" deniyor. önder özen çıkıp "bakın beyler bu yanlış" diyor. "ulan sen kasımpaşa'da her maç 5 yemedin mi?" deniyor. dikkat ederseniz insanlar bunların hepsini oturduğu yerden söylüyor.
ben memnun muyum ülke düzeninden, dünya düzeninden? yıllardır emek verdiğim şey futbol ve ben bunun üzerine somut adımlar atıp bir yere gelmeye, bu alanda söz sahibi olmaya çalışıyorum. mümkün olursa bazı şeyleri değiştirmeye de çalışacağım. ama sen bana söylesene, hollanda'yı desteklemekten başka ne yapıyorsun?