4343
kısa vadede muhteşem işler başardı. öyle sonradan gelip üç kupa birden almak kolay iş değildir. çok da beyefendi bir insan, iyi niyetinden zerre şüphem yok. kendisiyle ilgili yapılan eleştirilerin çoğunu da haksız buluyorum. mesela "burak'ı küstürmemeliyiz..." söylemi üzerinden çok fena yükleniliyor adama. halbuki olayın kökenine kimse inmiyor. bu sikik tüpçü federasyonu yabancı sayısını kademeli olarak düşüreceğini beyan etti mi? etti. mesela planlama uygulansa şu an yabancıyla sahaya çıkmamız gerekecekti. dolayısıyle yerli futbolcular çok değerliydi. ve daha da değerlenecekti. çünkü türkiye'de yerli havuzu yok. burak'tan başka bana ikinci bir tane yerli forvet ismi verebilecek olan var mı? aynı şey selçuk için de geçerli. iki sene evvel selçuk'tan kıymetli yerli orta saha var mıydı? ünal aysal da muhtemelen bu düşünceyle bu ikisiyle katır yükündeki paralara sözleşmeler imzaladı. şimdi burak dediğin adam yıllık 3 milyon euro alıyor mu? hem de 2019'a kadar bu sürecek mi? e kardeş sen chelsea filan değilsen o maaşı alan adamı yedek oturtamazsın. burak'ın iyi veya kötü forvet olması olayına girmiyorum. büyük bir takımın oyun sistemine uymuyor bence. lakin durum böyleyken böyle. şimdi senin elin bu adamı oynatmaya hoca olarak mahkumsan mecburen böyle açıklamalar yapacaksın. çünkü muhtemelen yönetim de burak'tan daha evla bir forvet alamayacağını iletmiştir hamza'ya. yoksa eşek mi lan bu adam ibrahimoviç dururken burak'ın atacağı tripi düşünecek? ama öyle bir dünya yok. borçlarının salt faizleri 30 milyon euro olan bir kulübüz. etimiz, budumuz, sınırlarımız bu kadar işte. ünal aysal drogba'yı getirdi, evet, fakat geleceğimizden çalarak da getirdi. riva'nın imar iznini alamayacağını anlayınca da bıraktı gitti işte. tatlı tatlı yemenin acı acı sıçması olur, demişler. sabri'nin sözleşmesinin uzatılmasını hamza istemiş olabilir. ama arkadaş o adama o paraları veren yönetime kızacaksın. hoca gidip de "şu meblağı önerin." demez yöneticiye. aleni bir yönetici aymazlığıdır o sözleşme. transfer konusunda hamza'nın tek hatası varsa jpk denen ne idüğü belirsiz adamı aldırmasıdır. işin yapılanma boyutu böyledir bence.
geçelim kendisiyle ilgili menfi noktalara. oyun anlamında en büyük hatası yanlış oyuncu değişikliğine had safhada gitmesi ama o hallolabilecek bir şey. hamza'nın çok daha büyük ve yüksek ihtimalle de kariyerindeki sıçramayı yapmasına engel olacak bir eksiği var. hitler'de, che'de, lenin'de, phil jackson'da, mourinho'da, terim'de olan şey: lider karizması. hamza hamzaoğlu ayan beyan ortadaki futbolcularına söz geçiremiyor. 8 ağustos 2015 galatasaray bursaspor maçında sneijder oyundan alınıyor hocaya gider yapıyor, elini sıkmıyor. böyle bir olay olamaz. sadece dünkü maçta da değil. 14-15 sezonunda çok daha kötülerini de gördük üstelik. burak oyundan alındı küfrede küfrede çıktı. o küfrettiği hoca kendisini henüz sakatlığı tam geçmemişken çok istedi diye oyuna sokup, sakatlanınca da tefe konulmuştu üstelik. yasin'i oyundan çıkardı mırıldana mırıldana çıktı ki çok yanlış bir değişiklikti, başakşehir iki tane atıp berabere bitirdi o maçı. ama yasin kardeş, o hoca olmasa şu an sen antalyaspor'da mıydın, sivasspor'da mıydın? hepsini geçtim emre çolak. oyundan alındığı maçta "hep ben, hep ben amk" diyerek geldi kenara, hocaya yüzünü bile çevirmedi, küçük düşürdü. emre sen kimsin koçum? terim anana avradına küfrettiğinde de böyle karşışık verebilmiş miydin? peki tüm bunları yapan oyunculara hoca herhangi bir yaptırım uyguladı mı? uygulamadığı müddetçe yarın eray işçan da gider yapar.
ama balık baştan kokar. hoca olarak sen emre çolak'tan bile atar yiyorsan suç sendedir hamza hocam. ve takım üzerindeki bu iktidarsızlığınla da bir arpa boyu yol alamayız. her hafta bir başka kriz yaşarız. şunu da söylemek gerek ki takımda arıza bir adam yok. fatih terim'i düşünüyorum, adam hagi gibi futbol yetenekleri kadar egosu da yüksek, real-barça yapmış bir adam üzerinde bile tahakküm sağlayabilmişti. engin baytar gibi bir psikopattan bir sezon boyunca tam randıman almayı sağlayabilmişti. şimdi ibrahimoviç konuşuluyor ya, mesele ibo'yu almak değil ki. eğer ibo gelsin ve hamza hocanın bu pısırıklıklarını görsün yemin ediyorum kendi krallığını kurar lan florya'da. emre çolak'tan zılgıt yiyen adama zlatan neler yapmaz? guaridola'ya posta koyan adamdan bahsediyoruz.
hamza aslında beşeriyet içerinde de sıkça yapılan kadim bir hataya düşüyor: arasını herkesle, her daim iyi tutmaya çalışıyor. halbuki işler asla böyle yürümez. belirli bir noktadan sonra, uzatılan el geri çevriliyorsa yumruğa dönüşmelidir. mourinho dünyanın en iyi hocası ve mükemmel bir mentör diyoruz. fakat o da sorunlar yaşıyor oyuncularıyla. misal inter'e geldiğinde baktı balotelli arıza, iyi para vereni de bulunca sepetledi. ya da real'deyken isco'yu neden oynatmadığını soran gazetecilere "sanki zidane ya da di stefano'dan bahsediyorunuz, oynatmayı düşünmüyorum." demesini hatırlayalım. hamza hocaysa kafasının üzerinde kelebekler dolaşan bir sevgi pıtırcığı olmaya çalışıyor. eminim kamplarda geceleri gidip oyuncuların üzerini filan da örtüyordur.
olaya dar bir bakış açısıyla yerli-yabancı ayrımında bakmak da yanlış olur. insan, insandır. askere gidenler bilir, komutanların meşhur bir sözü vardır, "asker sik gibidir, okşadıkça kalkar." derler. bu dünyanın her yerindeki her meslek grubunda geçerli bir sözdür aslında. yabancılarda olmuyor mu böyle şeyler. 2010 dünya kupasında evra, anelka ve arkadaşları antrenmanı asıp basın açıklaması yapmadılar mı? e takımın başına raymond domench adındaki mr. bean çakmasını koyarsan oyuncular kazan da kaldırır, başka şey de... 2006 dünya kupasında final oynattı ama o takımda tam anlamıyla gerçek bir karizmatik lider vardı: zinedine zidane.
kısacası, takım üzerinde herhangi bir liderliği yok hamza'nın. bu saatten sonra olur mu? imkansız bence. bu başıboşluk içinde de takım dingonun ahırına düşer. gruplaşmalar da olur, kavgalar da olur, hoca oyuncuların küçük düşürmesinden korktuğu için yarın bir gün değişiklik yapamaz hale de gelir. hani erman toroğlu zamanında "bana kodu mu oturtan genelkurmay başkanı lazım abi." demişti ya, teknik direktör de böyle olmalı. anaokulu değil burası hamza hocam.
geçelim kendisiyle ilgili menfi noktalara. oyun anlamında en büyük hatası yanlış oyuncu değişikliğine had safhada gitmesi ama o hallolabilecek bir şey. hamza'nın çok daha büyük ve yüksek ihtimalle de kariyerindeki sıçramayı yapmasına engel olacak bir eksiği var. hitler'de, che'de, lenin'de, phil jackson'da, mourinho'da, terim'de olan şey: lider karizması. hamza hamzaoğlu ayan beyan ortadaki futbolcularına söz geçiremiyor. 8 ağustos 2015 galatasaray bursaspor maçında sneijder oyundan alınıyor hocaya gider yapıyor, elini sıkmıyor. böyle bir olay olamaz. sadece dünkü maçta da değil. 14-15 sezonunda çok daha kötülerini de gördük üstelik. burak oyundan alındı küfrede küfrede çıktı. o küfrettiği hoca kendisini henüz sakatlığı tam geçmemişken çok istedi diye oyuna sokup, sakatlanınca da tefe konulmuştu üstelik. yasin'i oyundan çıkardı mırıldana mırıldana çıktı ki çok yanlış bir değişiklikti, başakşehir iki tane atıp berabere bitirdi o maçı. ama yasin kardeş, o hoca olmasa şu an sen antalyaspor'da mıydın, sivasspor'da mıydın? hepsini geçtim emre çolak. oyundan alındığı maçta "hep ben, hep ben amk" diyerek geldi kenara, hocaya yüzünü bile çevirmedi, küçük düşürdü. emre sen kimsin koçum? terim anana avradına küfrettiğinde de böyle karşışık verebilmiş miydin? peki tüm bunları yapan oyunculara hoca herhangi bir yaptırım uyguladı mı? uygulamadığı müddetçe yarın eray işçan da gider yapar.
ama balık baştan kokar. hoca olarak sen emre çolak'tan bile atar yiyorsan suç sendedir hamza hocam. ve takım üzerindeki bu iktidarsızlığınla da bir arpa boyu yol alamayız. her hafta bir başka kriz yaşarız. şunu da söylemek gerek ki takımda arıza bir adam yok. fatih terim'i düşünüyorum, adam hagi gibi futbol yetenekleri kadar egosu da yüksek, real-barça yapmış bir adam üzerinde bile tahakküm sağlayabilmişti. engin baytar gibi bir psikopattan bir sezon boyunca tam randıman almayı sağlayabilmişti. şimdi ibrahimoviç konuşuluyor ya, mesele ibo'yu almak değil ki. eğer ibo gelsin ve hamza hocanın bu pısırıklıklarını görsün yemin ediyorum kendi krallığını kurar lan florya'da. emre çolak'tan zılgıt yiyen adama zlatan neler yapmaz? guaridola'ya posta koyan adamdan bahsediyoruz.
hamza aslında beşeriyet içerinde de sıkça yapılan kadim bir hataya düşüyor: arasını herkesle, her daim iyi tutmaya çalışıyor. halbuki işler asla böyle yürümez. belirli bir noktadan sonra, uzatılan el geri çevriliyorsa yumruğa dönüşmelidir. mourinho dünyanın en iyi hocası ve mükemmel bir mentör diyoruz. fakat o da sorunlar yaşıyor oyuncularıyla. misal inter'e geldiğinde baktı balotelli arıza, iyi para vereni de bulunca sepetledi. ya da real'deyken isco'yu neden oynatmadığını soran gazetecilere "sanki zidane ya da di stefano'dan bahsediyorunuz, oynatmayı düşünmüyorum." demesini hatırlayalım. hamza hocaysa kafasının üzerinde kelebekler dolaşan bir sevgi pıtırcığı olmaya çalışıyor. eminim kamplarda geceleri gidip oyuncuların üzerini filan da örtüyordur.
olaya dar bir bakış açısıyla yerli-yabancı ayrımında bakmak da yanlış olur. insan, insandır. askere gidenler bilir, komutanların meşhur bir sözü vardır, "asker sik gibidir, okşadıkça kalkar." derler. bu dünyanın her yerindeki her meslek grubunda geçerli bir sözdür aslında. yabancılarda olmuyor mu böyle şeyler. 2010 dünya kupasında evra, anelka ve arkadaşları antrenmanı asıp basın açıklaması yapmadılar mı? e takımın başına raymond domench adındaki mr. bean çakmasını koyarsan oyuncular kazan da kaldırır, başka şey de... 2006 dünya kupasında final oynattı ama o takımda tam anlamıyla gerçek bir karizmatik lider vardı: zinedine zidane.
kısacası, takım üzerinde herhangi bir liderliği yok hamza'nın. bu saatten sonra olur mu? imkansız bence. bu başıboşluk içinde de takım dingonun ahırına düşer. gruplaşmalar da olur, kavgalar da olur, hoca oyuncuların küçük düşürmesinden korktuğu için yarın bir gün değişiklik yapamaz hale de gelir. hani erman toroğlu zamanında "bana kodu mu oturtan genelkurmay başkanı lazım abi." demişti ya, teknik direktör de böyle olmalı. anaokulu değil burası hamza hocam.