523
kendi kendinin ipini çekmiş vasat yöneticidir.
galatasaray futbol şubesi'ni yönet diye başına koyduğum adam hoca ne derse sadece onu yapıyorsa, bir başka ifade ile futbol şubesindeki bütün ipleri ve florya'yı hocaya ve dolaylı yoldan 30'lu yaşlarına gelmiş, yabancı düşmanı papaz türk futbolcusuna kaptırıyorsa zaten başarısızlığını kelimeler ile ifade etmek mümkün değildir. kendisine başarısız denmesi ise başarısız insanlara hakaret sayılır.
futbol şubesi yöneticisi olarak bir oyuncu hoca'ya "ya hocam biz bu bilal, jem sabriye 3 milyon euro veriyoruz gel bu parayla ilk 11 oynayabilecek bir sağ bek" alalım dahi diyemiyor, buna dahi hoca karar veriyorsa zaten işini zerre kadar yapmıyordur; haliyle orada bulunması dahi gereksizdir. futbol şubesi yöneticisi yeri geldiğinde elini masaya vurarak, hocanın emeklilik hediyesi yapmak istediği adamları "al mı yo ruz bilader" diyecek kapasitede olmalıdır.
galatasaray futbol takımı'ndan sorumlu yöneticisinin "tarık'tan bu sene daha iyi olmasını umuyoruz" demek gibi bir lüksü yoktur. büyük başgan'ınız ünal aysal'ın 1.2 milyon euro verdiği tarık'ı gönderemeyeceğimizi hepimiz biliyoruz zaten. buna rağmen sen yönettiğin futbol takımının sağ bekini 13 sene 10 farklı hocanın verim alamadığı sabri ve tarık ikilisine emanet etmeyi göze alıp buna kılıf uydurmaya çalışırken kadro planlamanı "allah'a emanet, biraz da kader kısmet" olarak belirliyorsan senin bırak futbol şubesini yönetimde durman bile galatasaray'a zarar verir.
kendisinin bu sürede galatasaray'a yaptığı yegane artı, kulüp üyeleri ve taraftara şunu öğretmek olmuştur: "kendisinden yönetici olmaz, futbol şubesi sorumlusu hiç olmaz." umuyorum bundan sonraki galatasaray başkanları kendisini hak ettiği yerde, yani liste dışında bırakarak kulüp ile tek yakın bağının "galatasaray efsanelerini anıyor" gününde plaket almak olmasını sağlayacaklardır.
galatasaray futbol şubesi'ni yönet diye başına koyduğum adam hoca ne derse sadece onu yapıyorsa, bir başka ifade ile futbol şubesindeki bütün ipleri ve florya'yı hocaya ve dolaylı yoldan 30'lu yaşlarına gelmiş, yabancı düşmanı papaz türk futbolcusuna kaptırıyorsa zaten başarısızlığını kelimeler ile ifade etmek mümkün değildir. kendisine başarısız denmesi ise başarısız insanlara hakaret sayılır.
futbol şubesi yöneticisi olarak bir oyuncu hoca'ya "ya hocam biz bu bilal, jem sabriye 3 milyon euro veriyoruz gel bu parayla ilk 11 oynayabilecek bir sağ bek" alalım dahi diyemiyor, buna dahi hoca karar veriyorsa zaten işini zerre kadar yapmıyordur; haliyle orada bulunması dahi gereksizdir. futbol şubesi yöneticisi yeri geldiğinde elini masaya vurarak, hocanın emeklilik hediyesi yapmak istediği adamları "al mı yo ruz bilader" diyecek kapasitede olmalıdır.
galatasaray futbol takımı'ndan sorumlu yöneticisinin "tarık'tan bu sene daha iyi olmasını umuyoruz" demek gibi bir lüksü yoktur. büyük başgan'ınız ünal aysal'ın 1.2 milyon euro verdiği tarık'ı gönderemeyeceğimizi hepimiz biliyoruz zaten. buna rağmen sen yönettiğin futbol takımının sağ bekini 13 sene 10 farklı hocanın verim alamadığı sabri ve tarık ikilisine emanet etmeyi göze alıp buna kılıf uydurmaya çalışırken kadro planlamanı "allah'a emanet, biraz da kader kısmet" olarak belirliyorsan senin bırak futbol şubesini yönetimde durman bile galatasaray'a zarar verir.
kendisinin bu sürede galatasaray'a yaptığı yegane artı, kulüp üyeleri ve taraftara şunu öğretmek olmuştur: "kendisinden yönetici olmaz, futbol şubesi sorumlusu hiç olmaz." umuyorum bundan sonraki galatasaray başkanları kendisini hak ettiği yerde, yani liste dışında bırakarak kulüp ile tek yakın bağının "galatasaray efsanelerini anıyor" gününde plaket almak olmasını sağlayacaklardır.