505
kendisini sevip sevmemek değil bence burda sözkonusu olan.
açıklamalarda (bu başlıkta okudum ben de), dikkatimi çeken 2 şey var:
1) yönetim kuruluna seçilerek girmemiş bir şahıs, nasıl kulüp adına hareket edebilir? sırf başkan'ın kardeşi diye nasıl bir yöneticinin görevini alabilir? "bundan sonra mehmet ilgilenecek" cümlesindeki mehmet yönetici değil, başkanın kardeşi, ve ilgileneceği iş de bir yönetim kurulu üyesi tarafından idare edilen bir iş dikkatinizi çekerim.
"sonuçta parayı o verdiği için kardeşiyle çalışması normal" demiş tanman. değil güzel abicim, hiç de normal değil. bu cümle nasıl kabul görebilir ya? başkan parayı verdi diye sivil (yönetici olmayan) kaynanasını futboldan sorumlu olarak atama hakkına sahip midir?
2) röportaj'ı yapan arkadaş aramamış tanman'ı... tanman kendisini arayıp konuşalım mı demiş. bu da inanılmaz önemli bir ayrıntı bence. yani gidip bi gazeteci ile dertleşmiş, başkan beni sattı, para verdi diye ağzımızı açamıyoruz, yönetici olmayan kardeşine kulüp sorumluluğu ve yetkisi veriyor... bana söylenen şeyler yapılmadı.... vs vs gibi mesajlar çıkmış konuşmasından.
bakın kendisi çok efendi bir insan olabilir, hiçbir kötü niyeti olmayabilir ama işte hepimiz okuduk açıklamaları, sen o lafı sokmasan bile, öyle düşünmesen bile, ne yazık ki ortadaki gerçek bu: başkan para verdi diye yönetici olmayan kardeşini senin yerine getirdi.
dolayısı ile bu da istemeden de olsa kulübü sıkıntıya sokmak demek.
ayrıca not olsun diye söylüyorum:
böyle bir danışmanlık daha önce olmuş mudur ya da normal midir bilemiyorum. ancak tanman'ın yaptığı açıklamalardan anladığım kadarıyla mehmet bey yetenekleri dolayısı ile danışılan bir danışman değil.
başkan, kardeşi yerine sözlük yazarlarından birini getirse daha normal karşılardım. derdim ki "adamın yazdıklarını okuyup bu adamın iyi kadro kuracağına güvenerek danışmanlık yapmasını istemiştir"... ama durum o da değil.
tanman gider kalır bunlar sorun değil.
bu seneden zaten vazgeçtik çoğumuz.
önemli olan galatasaray'ın geleceğidir ve bu "kol kırılır yen içinde kalır" ile mi olur, yoksa "her şey bi açığa çıksın, herkes her şeyi öğrensin ki temizlik yapılabilsin" ile mi olur bilmiyorum ama olmalı.
yıllardır sadece gün kurtaran bir futbol politikamız var ve bu hiç doğru değil.
açıklamalarda (bu başlıkta okudum ben de), dikkatimi çeken 2 şey var:
1) yönetim kuruluna seçilerek girmemiş bir şahıs, nasıl kulüp adına hareket edebilir? sırf başkan'ın kardeşi diye nasıl bir yöneticinin görevini alabilir? "bundan sonra mehmet ilgilenecek" cümlesindeki mehmet yönetici değil, başkanın kardeşi, ve ilgileneceği iş de bir yönetim kurulu üyesi tarafından idare edilen bir iş dikkatinizi çekerim.
"sonuçta parayı o verdiği için kardeşiyle çalışması normal" demiş tanman. değil güzel abicim, hiç de normal değil. bu cümle nasıl kabul görebilir ya? başkan parayı verdi diye sivil (yönetici olmayan) kaynanasını futboldan sorumlu olarak atama hakkına sahip midir?
2) röportaj'ı yapan arkadaş aramamış tanman'ı... tanman kendisini arayıp konuşalım mı demiş. bu da inanılmaz önemli bir ayrıntı bence. yani gidip bi gazeteci ile dertleşmiş, başkan beni sattı, para verdi diye ağzımızı açamıyoruz, yönetici olmayan kardeşine kulüp sorumluluğu ve yetkisi veriyor... bana söylenen şeyler yapılmadı.... vs vs gibi mesajlar çıkmış konuşmasından.
bakın kendisi çok efendi bir insan olabilir, hiçbir kötü niyeti olmayabilir ama işte hepimiz okuduk açıklamaları, sen o lafı sokmasan bile, öyle düşünmesen bile, ne yazık ki ortadaki gerçek bu: başkan para verdi diye yönetici olmayan kardeşini senin yerine getirdi.
dolayısı ile bu da istemeden de olsa kulübü sıkıntıya sokmak demek.
ayrıca not olsun diye söylüyorum:
böyle bir danışmanlık daha önce olmuş mudur ya da normal midir bilemiyorum. ancak tanman'ın yaptığı açıklamalardan anladığım kadarıyla mehmet bey yetenekleri dolayısı ile danışılan bir danışman değil.
başkan, kardeşi yerine sözlük yazarlarından birini getirse daha normal karşılardım. derdim ki "adamın yazdıklarını okuyup bu adamın iyi kadro kuracağına güvenerek danışmanlık yapmasını istemiştir"... ama durum o da değil.
tanman gider kalır bunlar sorun değil.
bu seneden zaten vazgeçtik çoğumuz.
önemli olan galatasaray'ın geleceğidir ve bu "kol kırılır yen içinde kalır" ile mi olur, yoksa "her şey bi açığa çıksın, herkes her şeyi öğrensin ki temizlik yapılabilsin" ile mi olur bilmiyorum ama olmalı.
yıllardır sadece gün kurtaran bir futbol politikamız var ve bu hiç doğru değil.