392
doğru mu yapıyoruz yoksa yanlış mı siz söyleyin sözlük yazarları.
babam bu sene oto yıkama açtı. emekli adam serbest bıraktım kafana göre takıl baba ben her türlü sana destek olurum vs. dedik ve başladık. buraya kadar her şey güzel.
türk insanı çok tembel arkadaş. adama aylık 1,5 milyar maaş veriyim diyorsun arabayı yıkamaktan aciz yemin ediyorum. asgari ücret 1000 lira değil mi arkadaş? adam şu ortamda 1,5 milyarı beğenmiyor, işi beğenmiyor. ulan dükkana günde zaten 15 araba anca geliyor. 4 kişi çalışın işte. biraz daha şeffaf oluyum, sadece birinci adam 1500 lira alıyor. diğerleri 16-18 yaşları arasında değişiyor. onların maaşı asgari ücret. bahşiş de veriyorlar yani görüyorum. şimdi bu elemanlar işten kaçmış, işin özü türk işçi bulamıyoruz.
bu dediğim olay bir ay önceki olay. şimdi doğru mu yanlış mı yapıyoruz kısmına geliyorum.
malum türkler işten kaçıyor. mahallede de suriyeliler var. adam her gün geliyor, iş var mı abi diye soruyor. türkler kaçtıya işten babam da gelin diyor. yine birinci adam 1500, diğerleri asgari ücret alacaklar, babamla anlaşıyorlar. birinci adam suriye'de zaten oto yıkamacıymış-çalışmasından, işine verdiği değerden belli-, bizim türkler önceki çalıştıkları oto yıkamada da çıraklarmış. neyse, şimdi bizim suriyeli çalıştırmamız doğru mu yanlış mı? tüm samimiyetinizle cevabınızı vermenizi bekliyorum. amına koduğumun ülkesinde adam iş beğenmiyor. şartların üstünde para vermeye çalışıyoruz elimizden geldiğince. maksat tabi ki para kazanmak, ev geçindirmek. şimdi size para hesabımızı da yapıyım.
günlük ortalama 15 araba. iç-dış oto yıkama 20 liradan 300 lira. bunu 30'la çarp 9000 lira. bu arada halı da yıkıyoruz onu yazmayı unutmuşum buraya ekleyim, halının metrekaresini 3 liraya yıkıyoruz, ordan kazandığımız para da aylık 2000-3000 lira arası. bu 4 kişiye verdiğimiz maaş toplam 4500 lira zaten. 7500 lira bizim gelirimiz yani aylık. şimdi gidere gelecek olursak eğer, su, elektrik(3 fazlı sanayi elektriği) ve ilaç, deterjan, koku vs. derken 3000 lira civarı. elimizde kalan 4500 lira. bakmayın siz onu da makinelerin borçlarına ödüyoruz şimdi.
bizim de o kadar stresini yaptığımız işten ne kadar kazandığımız malum. türk işçiler bizden ne bekliyor gerçekten merak ediyorum. babam suriyeli işe aldım dediğinde verdiğim tepki gayet netti aslında. baba yanlış yapıyorsun, başımıza bela etme vs. dedim de şu an bunu dediğime pişmanım.
1) adam çevresini rahatsız etmiyor(türkler son ses müzik açıyor)
2) müşteriyle konuşmuyor, sadece işine bakıyor(türkler bayan müşteriye sarkıyor)
3) en önemlisi ahlaksızlık yapmıyor(türkler her dakika küfür ederek, karıya kıza bakarak çalışıyor)
şimdi tekrar soruyorum, bizim suriyeli çalıştırmamız doğru mu yanlış mı? bir şekilde eve ekmek götürüyoruz, yine aynı şekilde başka insanların ekmek kapısı oluyoruz. ama gelin görün ki türk kaçıyor. kaldı ki yukarıdaki 3 maddede türklere taviz veriyoruz.
artık bir görüş belirtemiyorum, doğru mu yanlış mı siz söyleyin sevgili sözlük yazarları. her türlü eleştirinize açığım. sayın, sövün ama bir şey söyleyin lütfen. ne yapacağımızı şaşırdık.
not: hiçbir şekilde ırkçılık yapmaya çalışmıyorum, bu konuda hassasım. sadece önceliğimiz kendi vatandaşımızdı. onlar da bizi rezil ettiler.
babam bu sene oto yıkama açtı. emekli adam serbest bıraktım kafana göre takıl baba ben her türlü sana destek olurum vs. dedik ve başladık. buraya kadar her şey güzel.
türk insanı çok tembel arkadaş. adama aylık 1,5 milyar maaş veriyim diyorsun arabayı yıkamaktan aciz yemin ediyorum. asgari ücret 1000 lira değil mi arkadaş? adam şu ortamda 1,5 milyarı beğenmiyor, işi beğenmiyor. ulan dükkana günde zaten 15 araba anca geliyor. 4 kişi çalışın işte. biraz daha şeffaf oluyum, sadece birinci adam 1500 lira alıyor. diğerleri 16-18 yaşları arasında değişiyor. onların maaşı asgari ücret. bahşiş de veriyorlar yani görüyorum. şimdi bu elemanlar işten kaçmış, işin özü türk işçi bulamıyoruz.
bu dediğim olay bir ay önceki olay. şimdi doğru mu yanlış mı yapıyoruz kısmına geliyorum.
malum türkler işten kaçıyor. mahallede de suriyeliler var. adam her gün geliyor, iş var mı abi diye soruyor. türkler kaçtıya işten babam da gelin diyor. yine birinci adam 1500, diğerleri asgari ücret alacaklar, babamla anlaşıyorlar. birinci adam suriye'de zaten oto yıkamacıymış-çalışmasından, işine verdiği değerden belli-, bizim türkler önceki çalıştıkları oto yıkamada da çıraklarmış. neyse, şimdi bizim suriyeli çalıştırmamız doğru mu yanlış mı? tüm samimiyetinizle cevabınızı vermenizi bekliyorum. amına koduğumun ülkesinde adam iş beğenmiyor. şartların üstünde para vermeye çalışıyoruz elimizden geldiğince. maksat tabi ki para kazanmak, ev geçindirmek. şimdi size para hesabımızı da yapıyım.
günlük ortalama 15 araba. iç-dış oto yıkama 20 liradan 300 lira. bunu 30'la çarp 9000 lira. bu arada halı da yıkıyoruz onu yazmayı unutmuşum buraya ekleyim, halının metrekaresini 3 liraya yıkıyoruz, ordan kazandığımız para da aylık 2000-3000 lira arası. bu 4 kişiye verdiğimiz maaş toplam 4500 lira zaten. 7500 lira bizim gelirimiz yani aylık. şimdi gidere gelecek olursak eğer, su, elektrik(3 fazlı sanayi elektriği) ve ilaç, deterjan, koku vs. derken 3000 lira civarı. elimizde kalan 4500 lira. bakmayın siz onu da makinelerin borçlarına ödüyoruz şimdi.
bizim de o kadar stresini yaptığımız işten ne kadar kazandığımız malum. türk işçiler bizden ne bekliyor gerçekten merak ediyorum. babam suriyeli işe aldım dediğinde verdiğim tepki gayet netti aslında. baba yanlış yapıyorsun, başımıza bela etme vs. dedim de şu an bunu dediğime pişmanım.
1) adam çevresini rahatsız etmiyor(türkler son ses müzik açıyor)
2) müşteriyle konuşmuyor, sadece işine bakıyor(türkler bayan müşteriye sarkıyor)
3) en önemlisi ahlaksızlık yapmıyor(türkler her dakika küfür ederek, karıya kıza bakarak çalışıyor)
şimdi tekrar soruyorum, bizim suriyeli çalıştırmamız doğru mu yanlış mı? bir şekilde eve ekmek götürüyoruz, yine aynı şekilde başka insanların ekmek kapısı oluyoruz. ama gelin görün ki türk kaçıyor. kaldı ki yukarıdaki 3 maddede türklere taviz veriyoruz.
artık bir görüş belirtemiyorum, doğru mu yanlış mı siz söyleyin sevgili sözlük yazarları. her türlü eleştirinize açığım. sayın, sövün ama bir şey söyleyin lütfen. ne yapacağımızı şaşırdık.
not: hiçbir şekilde ırkçılık yapmaya çalışmıyorum, bu konuda hassasım. sadece önceliğimiz kendi vatandaşımızdı. onlar da bizi rezil ettiler.