3840
kesinlikle kendini ifade ederen problem yaşıyor. burak varken forvete gerek yok diyerek bence takımımızda burak gibi 3.5-4 milyon euro alan bir santrafor varken bu veya bundan daha yüksek bir bedeli aynı mevki için harcayamayız demek istiyor. takımın acil ihtiyaçları var, sağ bek, sağ açık, melo giderse orta saha. takıma santrafor olarak yapılacak transfer ise son 5 yılda avrupada en çok gol atan santraforlardan birinin üstüne yapılacak, yani beğensek de beğenmesek de kağıt üstünde forvet mevkisi bizim 1. derecede önem transfere ihtiyaç duyulan bölgelerimiz arasında değil. takımın hem mali problemlerinin oluşu hem de diğer bölgelerde transfer ihtiyacının oluşu da bu bölgeye transferi engelleyen bir başka unsur.
ünal aysal gibi vizyon kelimesini günlük kelime dağarcığımıza sokan bir isim bile yıldız transferlerinden önce takımı bir pasta olarak tanımlayıp pastayı pişirmiştir. galatasray futbol takımı şu an kreması olmayan bir pasta keki, herkesin ağladığı yıldız forvet transferi ise pastanın en son üzerine konacak çilek.
bakın şimdi bu yazıdan sonra forvette burak var ibrayı istemezuk demek istemişim gibi anlaşılmak istemiyorum, ibrahimovic gibi bir ismi kim istemez aq? ancak bizim burak gibi bir külfetimiz var. bakın külfet diyorum yani burak yılmaz'a tapan bir adam da değililm, külfet olarak görüyorum kendisini. ancak kendisinin 2019'a kadar sözleşmesi var, yabancı sınırı veya başka bir sebeple kazanılmış bir sözleşme bu saatten sonra ona yapacak bir şey yok. kendisinin aldığı o kadar paranın üstüne bir de ibra'yı getirmek, üstelik diğer bölgelerde de transfere ihtiyacımız varken ibra'yı takıma getirmek tam olarak ayranın yok içmeye, atla gidersin çeşmeye sözüneki fiili gerçekleştirmek olur. burak yılmaz'ın sahip olduğu gibi bir sözleşmenin üstüne ibra'yı getirecek takım manu falandır, bizim o akdar paramız yok. he burak yılmaz gider o zaman forvet'e adam akıllı transfer yapılması elzem bir hal alır. işte hamza hamzaoğlu da bunu anlatmaya çalışıyor muhtemelen ama hayat görüşü, daha önce ifade ettiği fikirleri ile dolayısıyla da kendisiyle çelişmeden anlatmaya çalışırken saçma saçma beyanlar ortaya çıkıyor.
ayrıca ibrahimovic geldiği zaman burak yılmaz gibi bir kontrata sahip oyuncuyu yedek kulübesinde oturtacak kadar zengin bir kulüp olmadığımızdan sağ açıkta burak yılmaz'ı izleyeceğiz. he sistem düzgün kurulursa ben orada burak yılmaz'ı isterim de; daha santraforda burak yılmaz'ı görünce sinirden kendisine cima etme noktasına gelen arkadaşlar sağ açıkta bir sezon boyunca burak yılmaz'ı görüp ne yapacaklar merak ediyorum, sonuçta adam forvet oynarken en azından gol atıyor, sağ açıkta onu da eskisi kadar yapamaz.
hepsinin yanında ben de sağ açıkta robben ileri uçta ibrayı arkasında da poldi-sneijder-robben'i görmek isterim; keşke gelseler ama hayat bu kadar güzel değil ki yahu, öğrenemediniz mi bunca yıllık hayatlarınızda bunu.
dip not: sabri ile uzatılan sözleşmenin kabul edilebilir tek açıklaması, geçen seneden kalan alacakların ffp'de problem oluşturmaması için yeni sözleşmede zam olarak gösterildiği iddiasıdır; umarım geçektir bu iddia. bu iddianın aksinde kabul edilebilir bir iddia, mantıksal bir açıklama mümkün gözükmemekte.
ünal aysal gibi vizyon kelimesini günlük kelime dağarcığımıza sokan bir isim bile yıldız transferlerinden önce takımı bir pasta olarak tanımlayıp pastayı pişirmiştir. galatasray futbol takımı şu an kreması olmayan bir pasta keki, herkesin ağladığı yıldız forvet transferi ise pastanın en son üzerine konacak çilek.
bakın şimdi bu yazıdan sonra forvette burak var ibrayı istemezuk demek istemişim gibi anlaşılmak istemiyorum, ibrahimovic gibi bir ismi kim istemez aq? ancak bizim burak gibi bir külfetimiz var. bakın külfet diyorum yani burak yılmaz'a tapan bir adam da değililm, külfet olarak görüyorum kendisini. ancak kendisinin 2019'a kadar sözleşmesi var, yabancı sınırı veya başka bir sebeple kazanılmış bir sözleşme bu saatten sonra ona yapacak bir şey yok. kendisinin aldığı o kadar paranın üstüne bir de ibra'yı getirmek, üstelik diğer bölgelerde de transfere ihtiyacımız varken ibra'yı takıma getirmek tam olarak ayranın yok içmeye, atla gidersin çeşmeye sözüneki fiili gerçekleştirmek olur. burak yılmaz'ın sahip olduğu gibi bir sözleşmenin üstüne ibra'yı getirecek takım manu falandır, bizim o akdar paramız yok. he burak yılmaz gider o zaman forvet'e adam akıllı transfer yapılması elzem bir hal alır. işte hamza hamzaoğlu da bunu anlatmaya çalışıyor muhtemelen ama hayat görüşü, daha önce ifade ettiği fikirleri ile dolayısıyla da kendisiyle çelişmeden anlatmaya çalışırken saçma saçma beyanlar ortaya çıkıyor.
ayrıca ibrahimovic geldiği zaman burak yılmaz gibi bir kontrata sahip oyuncuyu yedek kulübesinde oturtacak kadar zengin bir kulüp olmadığımızdan sağ açıkta burak yılmaz'ı izleyeceğiz. he sistem düzgün kurulursa ben orada burak yılmaz'ı isterim de; daha santraforda burak yılmaz'ı görünce sinirden kendisine cima etme noktasına gelen arkadaşlar sağ açıkta bir sezon boyunca burak yılmaz'ı görüp ne yapacaklar merak ediyorum, sonuçta adam forvet oynarken en azından gol atıyor, sağ açıkta onu da eskisi kadar yapamaz.
hepsinin yanında ben de sağ açıkta robben ileri uçta ibrayı arkasında da poldi-sneijder-robben'i görmek isterim; keşke gelseler ama hayat bu kadar güzel değil ki yahu, öğrenemediniz mi bunca yıllık hayatlarınızda bunu.
dip not: sabri ile uzatılan sözleşmenin kabul edilebilir tek açıklaması, geçen seneden kalan alacakların ffp'de problem oluşturmaması için yeni sözleşmede zam olarak gösterildiği iddiasıdır; umarım geçektir bu iddia. bu iddianın aksinde kabul edilebilir bir iddia, mantıksal bir açıklama mümkün gözükmemekte.
