329
forvet transferi olarak niasse'ye razıyım.
fakat çok iyi bir sağ bek ve çok iyi bir orta saha oyuncusu alınmak koşuluyla.
kimse kusura bakmasın. ben galatasaray orta sahasında bilal'i falan topçu saymıyorum. iyi pozisyon alması, iyi dripling yapması, iyi pas atması umrumda değil. bu özellikler işe yarar. gol olarak falan da döner bize bol bol. ama kazanmak istiyorsan orta sahan ısıracak, tempolu olacak. bizim orta sahada hamit ile melo'yu birleştirsen bu özelliklere sahip anca bir futbolcu çıkıyor. transfer komitesinde olsam bir defa bonservissiz ve söylenildiği gibi 1,5 milyon eu bandında boateng'i getirebiliyorsam saniye durmam. neden? çünkü senin orta sahana tempo katacak, takımın oyununu hızlandıracak adam bu. forvet arkasından orta sahaya evrildiğinden bir defa dikine oynamayı seviyor. güçlü fiziği ve dripling yeteneğiyle pres kırıcı bir yapısı var. italya ligi tecrübesi falan defansif melekelerini geliştirdi. tek derdin adama form tutturmak. türkiye ligi'nde böyle işler oluyor. futbolcuya yönelik bir yapı olduğundan mutlu insan iyi performans gösteriyor. şimdi form tutmuş bir boateng 20 milyon eu'dur. bu adamı zaten o haldeyken alamazsın. aynı sneijder'de olduğu gibi.
bu bonus transfer olur. bir tane de obi mikel gibi adam alırsın. bu dediğim adam galatasaray'a şart oğlu şart. ister selçuk inan yerine oynat, ister melo. olmazsa, takıma katmazsak yine çok gol yeriz, bir 14/15 sezonu klasiği maçların en az 20 dakikasında rakip takım ataklarıyla bizi sağdan soldan döver, sadece izler gol olmasın diye muslera'ya dua ederiz. ancak unutmamak lazım. bu sezon süperlig'deki her takım bariz şekilde güçlenecek. yani geçen sezonki gibi baskı kurayım, bala göte goller atayımla ilerleyemezsiniz. bence 1 hatta olabiliyorsa bonus boateng transferleri orta saha için hayatın yapı taşı su gibidir, elzemdir. gönlüm melo'yu da, selçuk'u da yedek kulübesinde görmekten yana. ha melo ilk geldiği sezon oynadığı tempolu oyunu oynayacaksa ondan iyisi yok. o ayrı. o zaman o da 20 milyon eu'luk adam çünkü.
bu transferlerle elindeki yasin, niasse, burak, sneijder ve poldi gibi oyuncular bütün yeteneklerini rahat rahat sergilerler.
şart dediğim transferlerden ikincisi, ofansif anlamda iyi bir sağ bek alırsan, adı en çok geçen oyuncu maxi olduğu için onu kabul edelim oyunun iyice genişlik kazanır. bek bindirmelerimiz malesef çok az. onlarda da sıfıra koşu pek yok. neden anlamıyorum. bruma, yasin falan topu alıyorlar. bek geliyor. hop geriye beke pas. koşsana birader sıfıra? sıfıra topsuz koşuları sağdan ve soldan yapacak adamların olsa bekler oyunu göbekte sıkıştıramadığı için rakip savunmanın ortası zayıflar, kanat oyuncularının elindeki pas opsiyonu artar, hem rahat orta pozisyonları bulursun, hem de göbekten rakip savunmayı driplingle, şutla delebilecek podolski, sneijder, boateng, yasin gibi oyunculara ek olarak yan ortalarda ceza sahasına yapılan gol koşuları da artar.
bir de şunu eklemek istiyorum. podolski ön ve arka direk koşularını çok iyi yapan bir oyuncu. bu şu demek, kontra ataklarda bu sezon daha rahat gol buluruz. amk senelerdir tilt olurdum. elin avrupalısı kontra atak gollerini hep ön-arka direk koşularıyla buluyor. bizim futbolcular hep ceza sahasına dümdüz göbekten dalıyolar. hiç birinde ön direğe doğru çapraz bir koşu yapayım da rakip topla arama giremesin, hem kaleciyi de devre dışı bırakayım ya da rakip topla arama girdi, arka direğe doğru bir koşu yapayım da rakipden uzaklaşayım, markajından çıkayım, gelen yüksek ortayı da kaleci alamasın yok. bodozlama koşuyolar amk. haliyle topla buluşman da çok zor oluyor. geçen sezon kenar ortalarda topla en çok buluşan adamımız en kısamız sneijder ve oynadığı maçlarda bruma. neden? çünkü yarım saattir anlatıyorum da işte ondan. biri ön direk koşusu yapmayı seviyor, diğeri arka direk. bizimkiler hep orta direk hep orta direk. bakkaldan anca iki ekmek 5 yumurta alsınlar. bi gün de eve bir kilo biftekle dönmesinler. sinirleniyorum haftanın ilk iş günü, birazdan basıcam amk küfrü. sikerim böyle futbol alt yapısını.
fakat çok iyi bir sağ bek ve çok iyi bir orta saha oyuncusu alınmak koşuluyla.
kimse kusura bakmasın. ben galatasaray orta sahasında bilal'i falan topçu saymıyorum. iyi pozisyon alması, iyi dripling yapması, iyi pas atması umrumda değil. bu özellikler işe yarar. gol olarak falan da döner bize bol bol. ama kazanmak istiyorsan orta sahan ısıracak, tempolu olacak. bizim orta sahada hamit ile melo'yu birleştirsen bu özelliklere sahip anca bir futbolcu çıkıyor. transfer komitesinde olsam bir defa bonservissiz ve söylenildiği gibi 1,5 milyon eu bandında boateng'i getirebiliyorsam saniye durmam. neden? çünkü senin orta sahana tempo katacak, takımın oyununu hızlandıracak adam bu. forvet arkasından orta sahaya evrildiğinden bir defa dikine oynamayı seviyor. güçlü fiziği ve dripling yeteneğiyle pres kırıcı bir yapısı var. italya ligi tecrübesi falan defansif melekelerini geliştirdi. tek derdin adama form tutturmak. türkiye ligi'nde böyle işler oluyor. futbolcuya yönelik bir yapı olduğundan mutlu insan iyi performans gösteriyor. şimdi form tutmuş bir boateng 20 milyon eu'dur. bu adamı zaten o haldeyken alamazsın. aynı sneijder'de olduğu gibi.
bu bonus transfer olur. bir tane de obi mikel gibi adam alırsın. bu dediğim adam galatasaray'a şart oğlu şart. ister selçuk inan yerine oynat, ister melo. olmazsa, takıma katmazsak yine çok gol yeriz, bir 14/15 sezonu klasiği maçların en az 20 dakikasında rakip takım ataklarıyla bizi sağdan soldan döver, sadece izler gol olmasın diye muslera'ya dua ederiz. ancak unutmamak lazım. bu sezon süperlig'deki her takım bariz şekilde güçlenecek. yani geçen sezonki gibi baskı kurayım, bala göte goller atayımla ilerleyemezsiniz. bence 1 hatta olabiliyorsa bonus boateng transferleri orta saha için hayatın yapı taşı su gibidir, elzemdir. gönlüm melo'yu da, selçuk'u da yedek kulübesinde görmekten yana. ha melo ilk geldiği sezon oynadığı tempolu oyunu oynayacaksa ondan iyisi yok. o ayrı. o zaman o da 20 milyon eu'luk adam çünkü.
bu transferlerle elindeki yasin, niasse, burak, sneijder ve poldi gibi oyuncular bütün yeteneklerini rahat rahat sergilerler.
şart dediğim transferlerden ikincisi, ofansif anlamda iyi bir sağ bek alırsan, adı en çok geçen oyuncu maxi olduğu için onu kabul edelim oyunun iyice genişlik kazanır. bek bindirmelerimiz malesef çok az. onlarda da sıfıra koşu pek yok. neden anlamıyorum. bruma, yasin falan topu alıyorlar. bek geliyor. hop geriye beke pas. koşsana birader sıfıra? sıfıra topsuz koşuları sağdan ve soldan yapacak adamların olsa bekler oyunu göbekte sıkıştıramadığı için rakip savunmanın ortası zayıflar, kanat oyuncularının elindeki pas opsiyonu artar, hem rahat orta pozisyonları bulursun, hem de göbekten rakip savunmayı driplingle, şutla delebilecek podolski, sneijder, boateng, yasin gibi oyunculara ek olarak yan ortalarda ceza sahasına yapılan gol koşuları da artar.
bir de şunu eklemek istiyorum. podolski ön ve arka direk koşularını çok iyi yapan bir oyuncu. bu şu demek, kontra ataklarda bu sezon daha rahat gol buluruz. amk senelerdir tilt olurdum. elin avrupalısı kontra atak gollerini hep ön-arka direk koşularıyla buluyor. bizim futbolcular hep ceza sahasına dümdüz göbekten dalıyolar. hiç birinde ön direğe doğru çapraz bir koşu yapayım da rakip topla arama giremesin, hem kaleciyi de devre dışı bırakayım ya da rakip topla arama girdi, arka direğe doğru bir koşu yapayım da rakipden uzaklaşayım, markajından çıkayım, gelen yüksek ortayı da kaleci alamasın yok. bodozlama koşuyolar amk. haliyle topla buluşman da çok zor oluyor. geçen sezon kenar ortalarda topla en çok buluşan adamımız en kısamız sneijder ve oynadığı maçlarda bruma. neden? çünkü yarım saattir anlatıyorum da işte ondan. biri ön direk koşusu yapmayı seviyor, diğeri arka direk. bizimkiler hep orta direk hep orta direk. bakkaldan anca iki ekmek 5 yumurta alsınlar. bi gün de eve bir kilo biftekle dönmesinler. sinirleniyorum haftanın ilk iş günü, birazdan basıcam amk küfrü. sikerim böyle futbol alt yapısını.