6802
metin oktay'ı bilir misiniz? galatasaraylı metin'i.. kulübümüzün eş anlamı olan taçsız kral metin'i.
https://www.youtube.com/watch?v=RWRJOZC5pTQ
şunu iyi izleyin. bu basit bir film senaryosu gereği söylenmiş bir şey değildir. metin oktay ki, filmden bağımsız, kendisine galatasarayile herhangi bir şeyi, kimseyi yan yana koyup sorduğunuzda 'galatasaray, o daha vefalı' diyebilecek kadar kalender biriydi.
galatasaray vefalıdır, her zaman da vefa sahibidir. vefa bir semt adı demişler, halt etmişler, onla galatasaray'ı görmemişler. baksanıza, sırf galatasaray'ın çocuğu diye üç kuruş ederi olmayacak adamlara bile sahip çıkabiliyor, metin'lere mi sahip çıkmayacaktı? ama sorun zaten galatasaray'ın vefası değil, galatasaraylıyım diyenlerin galatasaray'a sadakat göstermemesi. senin yaptıkların bir değil, iki değil, beş değil, on değil be sabri. kaptanlık senden alındı diye bir küstüm oynamıyorum dediğin kaldı. şampiyonluk kutlamalarına suratın beş karış çıkmalar, takımın kaptanının düğününe iştirak etmemeler, alt tarafı kıçı kırık bir anons yüzünden tavır almalar, milyon dolarlar-liralar kazanmana rağmen hala fakir fukara edebiyatı yapıp 'beni yemekhaneye dahi almadılar, bir kap yemek dahi vermediler' demeler, takımın sezonun en önemli maçında takım arkadaşın ile boğaz boğaza gelmeler.. yönetim değişti, sizleri az çok yakından tanıyan biri geldi ve senin takıma dönüşünün de önü açıldı. sesini çıkartmayıp işine bakacağına, hala daha yüzsüz gibi bunları tekrar tekrar söyleyip mağdur edebiyatı yapmaya devam ettin. oyununu hakkıyla oynayıp bunları da desen bak yine amenna, başımla gözümle beraber, ancak kaç kere senin kanadından gol yedik, kaç kere ileri çıkıp senin yüzünden gol tehlikesi atlattık be. ama bunlar malesef görünmedi, görünemedi.
bu yazdığım yazıda sabri'nin sözleşmesinin uzatılması, onun aldığı maaşın üzerine zam yapılmasından falan bahsetmedim. onlar çok sonraki meseleler. ama bizim daha temel bir problemimiz var. zam alırlar, almazlar orası problem değil. problem olan bu adamların hala galatasaraylılıktan bahsederek kulüp içerisinde barınabilmeleri.
rahmetli metin oktay bunu yapabildiği için metin oktay oldu. sabri mi? 5-10 sene sonra dağlara taşlara şutlar atan, sanayi sitesine ortalar gönderen biri olarak hatırlanacak.
gerçi o kadar metin oktay falan dedik de, metin oktay gibi hiçkimse olamaz, orayı bir kalem geçelim. sen wesley kadar, fernando kadar galatasaraylı ol, ona da şükür.
inanın bana, hollanda'da büyüyüp yetişmiş, real madrid'de, inter'de bütün elit kulüplerde tatmadığı başarılar kalmamış olan bu adam senden daha galatasaraylı biliyor musun? çünkü o sözleşmesini, ya da parasını, ya da herhangi bir problemi bahane edip takıma ihanet etmedi, eski teknik direktörü ile problemler yaşadığında asla bunu dışarı yansıtmadı, sahaya çıktığında da aslanlar gibi oynadı. ilk sezonunda hazır değildi hatırlarsanız, istediklerini pekala yapamıyordu. ancak asla ne sorumluluktan, ne de mücadeleden kaçmamıştı. ve bu adam da yıllar sonra bile hagi'nin varisiydi, kaptanıydı, galatasaraylı denilerek hatırlanacak. sen mi? seni az evvel söyledim sabri, kusura bakma.
haa bak gerçek galatasaraylılıkda nedir biliyor musun? gerçek anlamda yoklukta, federasyon, rakipler, kirli medya tarafından yıpratılmasına rağmen maaşının ciddi bir kısmında indirime giden ergin hoca'nın yaptığıdır.
https://www.youtube.com/watch?v=RWRJOZC5pTQ
şunu iyi izleyin. bu basit bir film senaryosu gereği söylenmiş bir şey değildir. metin oktay ki, filmden bağımsız, kendisine galatasarayile herhangi bir şeyi, kimseyi yan yana koyup sorduğunuzda 'galatasaray, o daha vefalı' diyebilecek kadar kalender biriydi.
galatasaray vefalıdır, her zaman da vefa sahibidir. vefa bir semt adı demişler, halt etmişler, onla galatasaray'ı görmemişler. baksanıza, sırf galatasaray'ın çocuğu diye üç kuruş ederi olmayacak adamlara bile sahip çıkabiliyor, metin'lere mi sahip çıkmayacaktı? ama sorun zaten galatasaray'ın vefası değil, galatasaraylıyım diyenlerin galatasaray'a sadakat göstermemesi. senin yaptıkların bir değil, iki değil, beş değil, on değil be sabri. kaptanlık senden alındı diye bir küstüm oynamıyorum dediğin kaldı. şampiyonluk kutlamalarına suratın beş karış çıkmalar, takımın kaptanının düğününe iştirak etmemeler, alt tarafı kıçı kırık bir anons yüzünden tavır almalar, milyon dolarlar-liralar kazanmana rağmen hala fakir fukara edebiyatı yapıp 'beni yemekhaneye dahi almadılar, bir kap yemek dahi vermediler' demeler, takımın sezonun en önemli maçında takım arkadaşın ile boğaz boğaza gelmeler.. yönetim değişti, sizleri az çok yakından tanıyan biri geldi ve senin takıma dönüşünün de önü açıldı. sesini çıkartmayıp işine bakacağına, hala daha yüzsüz gibi bunları tekrar tekrar söyleyip mağdur edebiyatı yapmaya devam ettin. oyununu hakkıyla oynayıp bunları da desen bak yine amenna, başımla gözümle beraber, ancak kaç kere senin kanadından gol yedik, kaç kere ileri çıkıp senin yüzünden gol tehlikesi atlattık be. ama bunlar malesef görünmedi, görünemedi.
bu yazdığım yazıda sabri'nin sözleşmesinin uzatılması, onun aldığı maaşın üzerine zam yapılmasından falan bahsetmedim. onlar çok sonraki meseleler. ama bizim daha temel bir problemimiz var. zam alırlar, almazlar orası problem değil. problem olan bu adamların hala galatasaraylılıktan bahsederek kulüp içerisinde barınabilmeleri.
rahmetli metin oktay bunu yapabildiği için metin oktay oldu. sabri mi? 5-10 sene sonra dağlara taşlara şutlar atan, sanayi sitesine ortalar gönderen biri olarak hatırlanacak.
gerçi o kadar metin oktay falan dedik de, metin oktay gibi hiçkimse olamaz, orayı bir kalem geçelim. sen wesley kadar, fernando kadar galatasaraylı ol, ona da şükür.
inanın bana, hollanda'da büyüyüp yetişmiş, real madrid'de, inter'de bütün elit kulüplerde tatmadığı başarılar kalmamış olan bu adam senden daha galatasaraylı biliyor musun? çünkü o sözleşmesini, ya da parasını, ya da herhangi bir problemi bahane edip takıma ihanet etmedi, eski teknik direktörü ile problemler yaşadığında asla bunu dışarı yansıtmadı, sahaya çıktığında da aslanlar gibi oynadı. ilk sezonunda hazır değildi hatırlarsanız, istediklerini pekala yapamıyordu. ancak asla ne sorumluluktan, ne de mücadeleden kaçmamıştı. ve bu adam da yıllar sonra bile hagi'nin varisiydi, kaptanıydı, galatasaraylı denilerek hatırlanacak. sen mi? seni az evvel söyledim sabri, kusura bakma.
haa bak gerçek galatasaraylılıkda nedir biliyor musun? gerçek anlamda yoklukta, federasyon, rakipler, kirli medya tarafından yıpratılmasına rağmen maaşının ciddi bir kısmında indirime giden ergin hoca'nın yaptığıdır.
