• 272
    bu entryde kariyerimi mi yoksa garibanlık anımı mı anlatacağım henüz bilemiyorum. ön bilgi vererek başlamak istiyorum. bu fm-cm serisi 2boyutlu olarak ilk çıktığından beri oynarım. mümkün olduğu elimdeki kadroyu bozmamaya dikkat eder senede bir iki transfer ya yaparım ya yapmam. takımın beyni olan futbolcu emekli olana kadar benle kalır son senesinde de darlarım gel koç ol yardımcım ol diye yapışırım bırakmam.

    şimdi biz ne anlıyoruz bu oyundan diye soran bi güruh var malumunuz. hele bi de ben hala noktalarla oynadığım için grafikmiş kar mı yağıyomuş tribünde meşale mi varmış hiç görmedim anca screenşat yaparsanız haberim oluyor. yine böyle bi gün boş boş ulan kornerden çok gol atıyorum hiç gerçekçi olmuyor diye mevcut sistemi bozarken (japon ligindeydim koniçivalar minicikler) arkadaşım geldi -futbolu da sever anlar- düzgün bi takım al da öğret şunu bana neymiş ne değilmiş diye.

    oluuuuuur dedim geçtim galatasarayın başına. ulan adama intibak eğitimi veriyorum şu şöyle bak burada finans maaşlar bak bu geçmişte ne kadar sakatlanmış antrenörler burda bak çaycı falan diye öğretiyorum arada da alışkanlık hala hazırlık maçlarını da oynatıyorum comprehensive modda. sıkıldı haliyle çocuk 3. lig takımına gol yağdırmamdan her maçı da 15 dakka izlemekten. ya dedim şimdi burada izliyorum ya abi bu takımın pas bağlantılarını en iyilemeye çalışıyorum, kim koşacak kim duracak kim nerede olacak kim topu bomba mumalesi kim sevgilisiymiş gibi davranacak falan anlatıyorum güzelce. yok sarmadı herifi lige başla bilmemne başladık highlightı da key yaptık tıkır tıkır geçiyoruz. 18 hafta oldu yenilmiyorum resmen. şampiyonlar liginde gruptan 16 puanla çıktım hayırdır yani? çaktırmıyorum ama. easyde mi bu falan soruyo bana. heralde öyle ya diyorum. yaklaşık o gel bana öğret dediğinden 12 saat sonra biz şampiyonlar ligi finaline geldik ligde namağlup şampiyon olduk şaka gibi şeyler oluyor. artık iş öyle bi raddeye geldi ki ya aslında bu oyun böyle bi şey değil falan demeye başladım. şu gördüklerini unut dicem böyle bi şey bi daha asla yaşanmayacak. çocuk da haklı sonuçta bu oyun olur yani herkes bu olan olayı yapar diye düşünüyo haliyle ama işte öyle değil oğlum ya ne demek şampiyonlar ligi finali amk ya psg'yi 2-0 yenilirken 2-4 yenmek ne demek deplasmanda anlatamıyorum içim içime sığmıyor.

    finalde chelsea geldi mata tamı tamına 4 gol atıp yıldızlarımıza selam çaktı. maç bitti bi sessizlik bizde. eee noldu şimdi diyo. nolcak lan işte yenildik bitti bu kadardı peri masalı dedim. çocuk böyle bi ihtimalin olacağını düşünmemiş bile yani o kupa alınacakmış kodlanmış şartlanmış yani. ee dedi almayacak mıyız kupayı. bak o dediğin şeyi yapmak çok kolay dedim her maçtan sonra ya da önce save yapıyosun balıkesirsporla 2. sene sonra dünyanın en iyi kulübü oluyosun falan. 2 hafta sonra yanıma gelip newcastlada reserve takımında messiyi oynatırken gördükten sonra hımmmmmsssssss yaptım. kötü örnek olmuşuz çocuğa yani bu oyunun kaderinin başarmak üzerine kurulu olduğunu düşündürtmüşüz.

    neyse işte genel de böyle oynuyor sonuçta. geleceğin yıldızları full liste. geçilemez taktikler indir. ya abi napıyosunuz fıstık gibi oyunun anasını sikmişsiniz ya. kapatın amına koyim. arada böyle tüm enerjimle falan insanlarla konuşuyorum falan nadiren. hevesle de bi futbolu konuşuyorum zaten bana gelip diyo ki fm oynuyorum ben. bununla oyna sen. işine bak ya ben fm falan oynamıyorum abi o zaman.

    uf giriş yapmadım ha daha kariyer falan anlatmadım abooov çok uzayacak bıraksam mı? amaaan ya benim zamanım bol bi kahve yapayım da yazayım. cidden kahve yaptım geldim. şimdi de ne yazmışım onu okuyayım en baştan. hmmmm evet bi şey anlatmamışım hala çok güzel. başlayayım öyleyse.

    şimdi abi bildiğimiz sevdiğimiz büyük liglerin en alt liglerine kadar açtım. yani fransa almanya ispanya ingiltere hollanda belçika ve hırvatistan liglerini. sonra gelelim profil oluşturmaya dedim ki ben yarı profesyonel futbolcu oldum mu? oldum öyle yapalım o zaman dedim. lisans olayını da hiç almasam mı? sonra az-biraz biliyoruz ya hayat okulundan mezunuz diyerek national b'yi seçtim geçtim ekranın karşısına takımsız başladım abi.

    ilk aylar böyle şampiyonşip takımlarına falan boştaki koltuklarına salça oluyorum herifler bana gülüyorlar. ulan kimse pas vermiyor inanılmaz. görüşmeye bile çağırmıyorlar çıldırıcam. elbet dedim birisi gelir konuşur en azından hal hatır sorar diye ama yok kime gitsem güldüler. bi iki boktan takımda çağırdı mülakat yaptılar geri dönmediler onlar görüştüklerini bile sakladılar yani utanç verici. en son tatile çıktım işte herkese fax çekiyorum ama beni alın diye. bi gün hiç umudum yokken belçika ikinci liginden lommel united*-isme bak yani sıkıntılı- takımı mülakata çağırdı. her kelimeyi falan zevkle okuyorum biraz da tırsıyorum yanlış bi şey der miyim acaba diye adam masadan kalkar kalkmaz teklifi yaptı lan geç takımın başına diye dünyalar benim oldu o mutluluk anlatılmaz abi. neyse parasında falan değilim direk imzayı koydum bi baktım kulüp yarı profesyonel. haydaaa. yani haftada 3 gün antreman yapıyosun sadece. olsun dedim ya hallederiz nedir yani. takımla tanıştım ilk gözüme çarpan şey izbandut gibi adamlarım var. 185den kısa olanı takıma almamışlar meseleyi yanlış anlamış sanırım şehir kulüp iri olsun güçlü olsun diye tüm esnafı toplamış takıma koymuşlar. zaten pas yerini bulunca ben çıldırıyorum sevinçten düşün yani. o zaman dedim tek taktiğimiz var. şut falan çekiyoruz korner yaptırıyoruz yere falan düşüyoruz topla koşuyoruz serbest vuruş alıyoruz başka da bi şey yok koşun amk. mantık basit. harbiden de işledi inanılmaz yani her şey o kadar yolunda ki sonuncu aldığım takım orta sıralara dayandı. bi de bilgi vericem belçika alt liginde sahalar bildiğin enlemesine dar boylamasına uzun. öyle kanat organizasyonu falan çok çok çok zor. hızlı adam da olmayınca o sahada daha da dezavantajlıydı takımım ama harika mücadeleyle ligi 13 bitirdik.

    ya dedim kendimi ıspatladım artık kesin dedim güzel bi takım teklif eder falan tokalaştık helalleştik abi ben ayrıldım takımdan şehirden. bi hüzün var ama büyük adam olunca falan diyorum bu kulübe bi güzellik yapar bi futbolcusunu alırım diyorum verrim parayı falan. ayrıldık öylece lommelciğimle. bekliyoruz bu sefer daha cool davranıyoruz ama ağlamayana meme yok ya. bu kızlar da böyle abi siz öyle uzaktan kesmeyi platonik takılmayı bırakın gidin diyin böyle böyle ben seni istiyorum ulan diye. valla talep etmeyince bakmazlar abi bak maz lar.

    birden inanılmaz şeyler oluyor ve hiç beklemeden yaklaşık 3 ay sonra sky bet 1. liginden fleetwood'un başına geçiyorum. şaka gibi. yine çok mutluyuz bu sefer takıma bakıyorum stafflarıma bi ben bi başkan var. masör bile yok. transfer bütçesi zaten yok. benim maaşım bile ticket üzerinden. ama sonuçta artık ingilteredeyiz. ordan burdan bi kaç yardımcı alıyorum haftanın her günü antremana gidiyorum ne güzel. hiç mızmızlanmıyorum. pas falan da yapıyoruz hatta hızlı oyuncum bile var. forvetin forvet olduğu belli defansın defans olduğu da aynı şekilde. vay be diyorum daha komplike düşünmenin zamanı geldi. kontra yakışır bu takıma diyorum kalecimiz de iyi sayılır yani ayağı falan müsait oyun başlatmaya. aynen öyle yapıyoruz. türlü sıkıntılarla 16 yasındaki sol bek oyuncumu forvete koyarak falan maçlara çıkıyoruz kesin düşer bu takım denilen takımı 15. yapıp ligde tutuyoruz. takribi iki haftamı almıştır bu fleetwood maceram ama her anına değerdi. ben yine diyorum ki oğlum sen inanılmazsın. sen futbol dehasısın seni alan takım ne güzel takımdır falan methiyeler düzüyorum kendime ve yeniden istifa dilekçemi verip ve büyük bi hevesle yeni işlere göz atıyorum. bu arada lisans için kursa falan da parasızlıktan gidemiyorum hala kulüpte para olmadığından dolayı.

    işte bu saatten sonra her şey boka sarıyor gençler. kimse yüzüme bakmamaya devam ediyor. belçika ikinci ligine gitmem diye tutturuyorum sadece onlar istiyor beni. ingiltere de durucam banane derken bi sene boyunca boşta kalıyorum :( ulan database zaten yogun 1 gün atlarken 5 dakika bekliyorum o bi sezon boyunca sadece öyle dönen bekleme simgesine bakıp durdum. psikolojim bozuldu. en son sky bet 2 de crawley çağırınca düşünmeden gittim. verin abi bana top verin koşun bakayım dur rapor nerde falan çocuk gibi geziniyorum sahada. * ama takımım leş. yani futbolcu demeye bin şahit ister. yani hallaç pamuğuna çevirirler bizi şehre gelemeyiz utançtan. napsam napsam diye düşünüyorum. azıcık top oynayan ya bak azıcık diyorum bize 3 atıyor 5 atıyor. delirmemek elde değil. inatla da duruyorum ama artık yani o işsizliğin verdiği baskıdan dolayı da iyice çöküyorum. utana sıkıla istifamı veriyorum. bi daha da böyle takıma gelirsem siksinler aha buraya da yazıyorum diyorum şehri terkederken o oluyor.

    artık sıradan bi teknik direktör olduğumu anlamaya başlıyorum yavaştan. yani yok diyorum ya elin britanyalısı yedirir mi adanalı teknik direktöre takımını falan. sigaraya başlıyorum tekrardan. seviye giderek düşüyo hap koko her şeye alışıyorum boşluktan hollandaya göz kırpıyorum. futbolla aram açılmış sadece şehir gezip ya ben aslında teknik direktörüm bakmayın bu müptezel halime diyerekten dilekçemi bırakıp aramayacaklarını bilerek uzaklaşıyorum. en sonunda belçika1. liginden lierse gel amk ya diyo gel erkan bey gel nolmuş size diyo. bi hamama götürüyorlar önce beni takım elbise falan derken sıfırdan başlıyoruz heyecanlıyız ama o da ne. takımdaki bütün kaleciler sakat. kaleci yok. transfer sezonu bitmiş en erken gelecek olan 2 ay sonra geçecek kaleye. ulan yedirirler mi bana. gelen gol giden gol. iki hafta dayanamıyorum aldığım transfer ücretiyle de iyi enayi tokatladım lan kerizler diyip istifamı verip 2bin doları çatır çatır yiyorum. böyle bi pislik bi adam yapıyor beni bu boşluk.

    bundan sonra gideceğim yer artık hollanda başka yolu yok yani bu kadar düştükten sonra illa da hollanda diyorum. ve dediğim gibi jupiler liginde * helmond sport gel diye tekrar elimden tutuyor ama olmuyor arkadaşlar olmuyor. artık ne zaman emekli olsam falan diye düşünürken bolton teklif yapıyor bana. davet zarfına sarılarak yatıyorum o gece. bildiğimiz bolton lan evet o aklına gelen ilk gelen bolton hakiki öz bolton. yeni bi sayfa açıyorum. yeminler ediyorum ya diyorum ölene kadar burdayım artık 70 yaşına kadar boltondayım bolton sana canım feda falan yardırıyorum. şampiyonşipin bi altındayız mali krizdeyiz ama sıkıntı yok diyorum hallederiz. beklenti de takımı düşürme yeter diyorlar. yaş ortalaması 19. emir komuta bende yani antremanda çiş izni istiyo çocuklar o derece kreş havası. olsun diyorum her şey harika sıkıntı yok başkanım saolun falan bi hürmetler. benim yuvam burası ya diyorum ayrılmam asla diyorum. ilk sene ucu ucuna ligde kalıyoruz. ikinci sene başlarken mali konularda işin içinden çıkamıyoruz. tüm oyuncuların kontratları bitiyor kulüp maaş vermiyor transfer ücretinden hiç bahsetmiyorum. tekrar diyorum sözleşme imzalayalım ben maaşımı düşürcem o da yetmiyor. elimde kala kala 12 futbolcu kalıyor. kiralık falan kimse de gelmiyor. sıkıntılar sıkıntılar derken ilk yarının ardında ya yeter be diyorum. bu dünyanın kahrını hep ben mi çekicem orospu çocukları diyip ana bacı küfrederek terk ediyorum ingiltereyi. amına kodumun kendini beğenmişleri ya. ne kadar ekmek o kadar köfte ulan bundan sonra diyerek inzivaya çekiliyorum. ingiltereden gelen teklifleri okumuyorum bile şort terlik geziniyorum bi süre evin içinde maillerime bile bakmıyorum.

    hırvat ligi cezbediyor bi yandan ama baktıkça midem bulanıyor artık yeteneksiz futbolcu görmek istemiyorum diyorum. dediğim gibi de yapıyorum. teklif gelen takımların önce kadrosuna bakıyorum küme düşme adayıysa gitmiyorum. 10-20 tane teklifi reddediyorum ve beni baştan yaratacak teklif önüme geliyor. fransa 2. liginden grenoble foot 38 nam-ı diğer gf38. abi para var huzur var ya. adamlar bana 3 milyon avro transfer bütçesi verdiler daha ne diyeyim. lige yeni çıkmışlar bunlarda da staff namına bi şey yok. hallediyorum her şeyi. takımın maaş bütçesi bile yarısında şaka gibi. ilk kez oyuncu transfer ediyorum lan yok böyle bi zevk. bu arada seneyi 2020 yapıyorum. ligde tutunalım denilen takımı orta sıranın demirbaşı yapıyorum. bi maçta iki kalecimin sakatlanmasıyla bu kaydın büyülü olduğuna inanmaya başlıyorum. yani olamaz böyle bi şey olamaz. kalecisiz maçlara çıkamam bu şaka olmalı hayır falan diye sayıklarken istifa da etmiyorum amk emekliye ayrılıyorum. şimdi valla kafam rahat ya baştan liverpool'u aldım. miss gibi oynuyorum ligi de ilk 2de bitirirsek oh ne ala ya. herkes işine baksın abi. bunu okuyana da yazık lan. sağlam işsizsin hayatta başarılar dilerim kardeşim.

    bitirmeden önce kitabın son sayfasını okuyanlar için not: okumayın bunu abi.
    ikinci not: en güzel zamanlarımın katilisin sega games.

    edit: ulan birinizde demedi japon ligi mi? diye.
App Store'dan indirin Google Play'den alın