resim
Sabri Sarıoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Türkiye U18
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 674
    olmuyor işte kardeşim.
    amaç sabri'ye düşmanlık değil, formamızı giyen bir oyuncu neticede. ama bu kardeşimiz, takımına layık olamıyor. galatasaray takımında bu denli aksayan bir oyuncu görmekten rahatsızım. ben bunu hissediyorum diye suçlu olamam heralde.
    bir ekip, en zayıf halkası kadar güçlüdür derler. sabri'nin sağ bekte oynadığı her maçta mutlaka vukuat var. olmuyor işte. yetemiyor o göreve. bunu görmezden gelme sebebi de kardeşimizin doğuştan galatasaraylı olması olmamalı.
    duygusallığı bu işe, bu derecede karıştırmamalıyız. tamam, duygusal olmayalım derken de, tamamen çelikten mamul, hissiz-duygusuz olalım demiyorum. ama olmuyor işte.

    şimdi bazı isimlerden bahsedelim. yollarımız ayrıldıktan sonraki demeçleri es geçelim, zira konu başka.
    ümit karan, sabri'den daha mı az galatasaraylıydı? galatasaray'a verdiği seneler, emekler, bizlere yaşattığı sevinçler az mıydı? parçalı için yürekten mücadele etmedi mi?
    hasan şaş için ne dersiniz? 14 mayısta sembolleşmesi düzgün fiziğinden mütevellit değildi heralde. en deli, en yürekten, en hırçın o değil miydi?
    necati ateş? hiç mi emeği yoktu, hiç mi mücadelesi olmadı? hiç mi hak etmedi bazı şeyleri?

    ama ne oldu, olması gereken oldu. doğal olan, makbul olan, makul olan oldu. takım sevdasına, forma aşkına, arma gururuna aykırı olmayan, bilakis bu kavramlardan doğan doğal süreç işledi. gücü yetemeyen, katkı veremeyecek olan futbolcular takımdan ayrıldı.
    sabri'yi bu kadar "galatasaraylı" yapan, bizlere yakın demdeki ruh hali midir sadece? eminim bundan ibaret değil tabii de, takıma layık olmanın, takıma net fayda sağlamanın, taraftarlık derecesinden daha önemsiz sayıldığı nerede görülmüş?

    "vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır."

    bu lafı duymamış , hak vermemiş olan yoktur, zannetmiyorum. vermek istediğim mesaj da burada apaçık artık.
    tekrarları arttırmayalım. galatasaray'da görevini en iyi şekilde yapamayacak hale gelen herkes kaçınılmaz şekilde ayrılmışken sabri hakkında kurulmuş olan bu savunma hattını anlamıyorum. saygı duyuyorum, ama anlamıyorum.

    necati'ye, karan'a, hasan'a ve daha ismini sayamadığımız nice aslanlara ayıptır bu "doğuştan cimbomlu abi" tandanslı sabri savunması.

    sabri'ye de saygı ve sevgi duyuyorum o ayrı konu. tek sezon yaşadığımız fleurquin'e bile makam ayarlamış bu kalp, sabri'ye dış kapının mandalı muamelesi yapacak değil elbet. ama bu sevgi ve saygım, ona bir "parçalı" emanet etmek zorunluluğu anlamına gelmiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın