706
moi césar, 10 ans 1/2, 1m39
http://www.imdb.com/title/tt0314390/
hemen hemen hiçbir yerde göremeyeceğimiz, duyamayacağımız, benim için tam bir hazine olan film... benim için anlamı ve önemi çok büyük. izlediğim en iyinin en iyisi filmlerden. bundan tam 6 sene önce yaz aylarında cine-5'te türkçe dublaj olarak izlemiştim. şu anda film sayesinde o gün neler yaptığımı saati saatine hatırlıyorum. öyle etki yaratmıştı. izlediğim en underrated film, izlediğim en hak ettiği değeri, popüleriteyi, ilgiyi, puanı görmeyen film. o kadar az biliniyor ki cine-5'te o gün sezar ismiyle yayınlanmıştı. yıllarca bu filmi aradım. hatta o zamanlar torrent de çok yaygın değildi internet hızları da düşüktü. yanılmıyorsam saniyede 0.6-2.4 kilobyte arasıyla indiriyordu s ve l çok düşüktü zaten tek link vardı günlerce hatta bilgisayarı geceleri falan kapatmak zorunda olduğumdan 2 hafta boyunca filmi indirmeye çalışmıştım. :)
her şeye rağmen dürüst olup şunları da eklemek gerek: 1- çok yakın bir arkadaşla birlikte izlemiştik filmi. birbirimizi daha da etkilemiş olabiliriz. o zamanlar çok mutlu olduğumdan da olabilir. 2- o zamanlar ile bu zamanlar arası fark her anlamda çok. benim için zamane filmi olabilir ama sanmıyorum. yine de belirtmek istedim.
neyse bu kadar ifşa yeter biraz da filmden bahsedeyim. fransız filmi. dünyanın en masum ve en sıcak duygularına sahip filmi diyebilirim. duygusal, psikolojik, hayal dünyasına sahip tatlı bir film.
küçük cesar babasını bulma ümidiyle, yanına en yakın arkadaşlarını da alıp yollara düşer. bu çıktığı yol sadece babasını bulma ümidi değil aynı zamanda hayatı öğrenme, hayatın gerçekleriyle karşılaşma, sorumluluk alma, büyüme ve olgunlaşma yoludur...
normalde çok sevdiğim filmlerin en azından ulaşabildiğim çevrelerce izlenilmesi, beğenilmesi, hak ettiğini düşündüğüm değeri görmesi benim için önemlidir. birkaç forumda, sitede, facebook grubunda hatta oyunlarda yani işte sağda solda yorum yapıyorum bazılarında yetkilerim var. bu söylediklerim için hep uğraşırım. uzun uzun tartışırım amacıma ulaştığımda da açıkçası bana mutluluk verir. çünkü ben onu bir haksızlık olarak görürüm. gerçi tavşan dağa küsmüş durumu oluyor onun da farkındayım ama işte burada ünal aysal fatih terim hamza hamzaoğlu'na falan yazmak gibi düşünün. hepimiz bunu yapıyoruz. bu konuda o konuda veya başka konuda... ama inanın bu filmin beğenilip beğenilmemesi açıkçası sikimde değil. küfür için kusura bakmayın ama umrumda değil hafif kalıyor tam ifade edemiyorum. öyle de bir filmdir bana göre. dediğim gibi sizin seçiminiz sizin keyfiniz... iyi seyirler. :)
"dead memories in my heart..."
http://www.imdb.com/title/tt0314390/
hemen hemen hiçbir yerde göremeyeceğimiz, duyamayacağımız, benim için tam bir hazine olan film... benim için anlamı ve önemi çok büyük. izlediğim en iyinin en iyisi filmlerden. bundan tam 6 sene önce yaz aylarında cine-5'te türkçe dublaj olarak izlemiştim. şu anda film sayesinde o gün neler yaptığımı saati saatine hatırlıyorum. öyle etki yaratmıştı. izlediğim en underrated film, izlediğim en hak ettiği değeri, popüleriteyi, ilgiyi, puanı görmeyen film. o kadar az biliniyor ki cine-5'te o gün sezar ismiyle yayınlanmıştı. yıllarca bu filmi aradım. hatta o zamanlar torrent de çok yaygın değildi internet hızları da düşüktü. yanılmıyorsam saniyede 0.6-2.4 kilobyte arasıyla indiriyordu s ve l çok düşüktü zaten tek link vardı günlerce hatta bilgisayarı geceleri falan kapatmak zorunda olduğumdan 2 hafta boyunca filmi indirmeye çalışmıştım. :)
her şeye rağmen dürüst olup şunları da eklemek gerek: 1- çok yakın bir arkadaşla birlikte izlemiştik filmi. birbirimizi daha da etkilemiş olabiliriz. o zamanlar çok mutlu olduğumdan da olabilir. 2- o zamanlar ile bu zamanlar arası fark her anlamda çok. benim için zamane filmi olabilir ama sanmıyorum. yine de belirtmek istedim.
neyse bu kadar ifşa yeter biraz da filmden bahsedeyim. fransız filmi. dünyanın en masum ve en sıcak duygularına sahip filmi diyebilirim. duygusal, psikolojik, hayal dünyasına sahip tatlı bir film.
küçük cesar babasını bulma ümidiyle, yanına en yakın arkadaşlarını da alıp yollara düşer. bu çıktığı yol sadece babasını bulma ümidi değil aynı zamanda hayatı öğrenme, hayatın gerçekleriyle karşılaşma, sorumluluk alma, büyüme ve olgunlaşma yoludur...
normalde çok sevdiğim filmlerin en azından ulaşabildiğim çevrelerce izlenilmesi, beğenilmesi, hak ettiğini düşündüğüm değeri görmesi benim için önemlidir. birkaç forumda, sitede, facebook grubunda hatta oyunlarda yani işte sağda solda yorum yapıyorum bazılarında yetkilerim var. bu söylediklerim için hep uğraşırım. uzun uzun tartışırım amacıma ulaştığımda da açıkçası bana mutluluk verir. çünkü ben onu bir haksızlık olarak görürüm. gerçi tavşan dağa küsmüş durumu oluyor onun da farkındayım ama işte burada ünal aysal fatih terim hamza hamzaoğlu'na falan yazmak gibi düşünün. hepimiz bunu yapıyoruz. bu konuda o konuda veya başka konuda... ama inanın bu filmin beğenilip beğenilmemesi açıkçası sikimde değil. küfür için kusura bakmayın ama umrumda değil hafif kalıyor tam ifade edemiyorum. öyle de bir filmdir bana göre. dediğim gibi sizin seçiminiz sizin keyfiniz... iyi seyirler. :)
"dead memories in my heart..."