8312
her gün defalarca kafamı karıştıran, bize faydasının mı zararının mı daha çok olduğunu bir türlü anlayamadığım forvetimiz. ama bazı gerçekler var ki bunu herkes istemese de kabul etmek zorunda kalacak. bunlar;
1- burak seneye de bu takımın 1. forveti olacak. ben dahil herkes daha komple bir yabancı forvet isterken, burak'ın konumu buna izin vermeyecek. burak milli takımın tek forveti ve hamza hoca'nın gözdesi. her ne kadar taraftar nezdinde kredisi zaman zaman azalsa da türk futbolu ve hocalar nezdinde konumu yüksek biri. kendisini drogba bile yedeğe atamamıştı ki istemeye istemeye 4-3-1-2 oynamak zorunda kalmıştık. onun için seneye ibra vs. gibi bir isim alınsa bile burak 11 dışına çıkmaz. ben yabancı forvetin bu yüzden kulübeye transfer edileceğini düşünüyorum.
2- takımızın en iyi hücum opsiyonu olan sneijder, ne burak'la ne umut'la anlaşabiliyor. yani galatasaray'ın olmazsa olmazı olan 9-10 numara işbirliği hiçbir zaman gerçekleş(e)miyor. dediğim gibi forvet de alamadığımızdan sneijder hep mutsuz kalacak. sneijder'i memnun etmenin tek yolu o zaman iyi bir kanat oyuncusu transfer etmek. başka çıkar yolumuz yok.
3- burak ikiyüzlü bir forvet. yanlış anlaşılmasın kişisel karakter anlamında değil oyun karakteri anlamında. bi bakıyosun defansı hırpalayıp mücadele ediyor, bi bakıyorsun eli belinde ofsayt kovalıyor. zaman zaman faydalı takım oyuncusu oluyor, zaman zaman gol atmayı kazanmaya tercih ediyor gibi. ama bazen bitirici diyorsun, ama bazen gol kaçırma rekoru kırıp kazmalığına şahit oluyorsun. şurası net ki burak öyle gözün kapalı güveneceğin bir adam değil. bir ebeveyn gibi sürekli kontrol etmek lazım burak'ı. motivasyonunu tazelemek, duygusallığını azaltmak, takım ruhunu kazandırmak gibi. aslında kendisi birçok şeyi başarabilir ama zor geliyor, istemiyor. ara sıra şaşırmamız da ondan. ara sıra istiyor. işte o istemeyi sürekli hale getirmek de teknik ekibin görevi.
burak'ı ikinci plana madem atamıyoruz, bundan sonra atamayacağız da. o zaman kendisinden dibine kadar faydalanmak lazım. galatasaray gibi takımın 9 numarası madem burak olmuş, kendini aşmak zorunda.
1- burak seneye de bu takımın 1. forveti olacak. ben dahil herkes daha komple bir yabancı forvet isterken, burak'ın konumu buna izin vermeyecek. burak milli takımın tek forveti ve hamza hoca'nın gözdesi. her ne kadar taraftar nezdinde kredisi zaman zaman azalsa da türk futbolu ve hocalar nezdinde konumu yüksek biri. kendisini drogba bile yedeğe atamamıştı ki istemeye istemeye 4-3-1-2 oynamak zorunda kalmıştık. onun için seneye ibra vs. gibi bir isim alınsa bile burak 11 dışına çıkmaz. ben yabancı forvetin bu yüzden kulübeye transfer edileceğini düşünüyorum.
2- takımızın en iyi hücum opsiyonu olan sneijder, ne burak'la ne umut'la anlaşabiliyor. yani galatasaray'ın olmazsa olmazı olan 9-10 numara işbirliği hiçbir zaman gerçekleş(e)miyor. dediğim gibi forvet de alamadığımızdan sneijder hep mutsuz kalacak. sneijder'i memnun etmenin tek yolu o zaman iyi bir kanat oyuncusu transfer etmek. başka çıkar yolumuz yok.
3- burak ikiyüzlü bir forvet. yanlış anlaşılmasın kişisel karakter anlamında değil oyun karakteri anlamında. bi bakıyosun defansı hırpalayıp mücadele ediyor, bi bakıyorsun eli belinde ofsayt kovalıyor. zaman zaman faydalı takım oyuncusu oluyor, zaman zaman gol atmayı kazanmaya tercih ediyor gibi. ama bazen bitirici diyorsun, ama bazen gol kaçırma rekoru kırıp kazmalığına şahit oluyorsun. şurası net ki burak öyle gözün kapalı güveneceğin bir adam değil. bir ebeveyn gibi sürekli kontrol etmek lazım burak'ı. motivasyonunu tazelemek, duygusallığını azaltmak, takım ruhunu kazandırmak gibi. aslında kendisi birçok şeyi başarabilir ama zor geliyor, istemiyor. ara sıra şaşırmamız da ondan. ara sıra istiyor. işte o istemeyi sürekli hale getirmek de teknik ekibin görevi.
burak'ı ikinci plana madem atamıyoruz, bundan sonra atamayacağız da. o zaman kendisinden dibine kadar faydalanmak lazım. galatasaray gibi takımın 9 numarası madem burak olmuş, kendini aşmak zorunda.