hamza hamzaoğlu

takımı son haftalarda, melo ilk 11'e girdiğinden beri geriye yaslamayan hocamız. 14-15 sezonu ikinci yarısındaki antep ve konya maçlarında goller 84. dakikada geldi, dolayısıyla yaslanmak için zaman yoktu ve dahası takımlar yorulmuştu. yine aynı devrede oynanan akhisar maçında akhisar o kadar kötüydü ki normal topumuzu oynadık, maçı rölantiye alarak sadece 4 gün sonra oynayacağımız konya maçı'na odaklandık. akhisar doğru düzgün iki top yapıp kalemize gelemedi, bir tek maçın başında güray'la bir pozisyonları var ki o da muslera için çocuk oyuncağı oldu. ilk dakikalarda burak'la 10 dakika arayla 2 tane tıkarak işi bitirdik. akhisar maçından iki hafta sonraki deplasman olan mersin maçı'nda ise ilk dakikada yasin'in bireysel çabası ve yetenekleriyle golü bulduktan sonra şüphesiz ki bizden daha iyi kanatları olan ve topu bize göre daha hızlı rakip yarıalana taşıyan, bize de zaten oldum olası hep ters gelen mersin idman yurdu'na karşı çok zorlandık. muslera yıldız oldu. bunun yaslanmayla değil, oyuncu kalitesiyle alakası vardı ki(u: nakulma-sabri eşleşmesi gibi. nakulma şüphesiz daha kaliteli oyuncu, keza welliton-telles eşleşmesi de öyle) ilerde golden sonra bulduğumuz birkaç aşırı net pozisyonu da değerlendiremedik burak'ın bireysel kazmalıkları ve iğneyle oynayan sneijder'in formsuzluğu yüzünden. olcan'ın çizgi üzerinden çevirdiği, burak'ın önünde kalan topu dışarı yolladığı o pozisyonlarda eğer burak biraz daha dikkatli olsaydı gollerimiz gelebilirdi pekala. şanssızlık yani.

son olarak, konya maçında melo düşürüldükten sonra avantajı vermeyen barış şimşek'i de unutmayalım. avantaj kuralından haberi olsaydı o maçta ikinci gol de geliyordu bizim adımıza. dolayısıyla yaslanma yok, burak var. :)