7
sabri'nin hareketlerini sneijder üzerinden savunup sapla samanı karıştıran yazar.
adam gelmiş sneijder de üçlü çektiriyor diye sabri'yi savunuyor. ulan sneijder kaç senedir bu ülkede? çektirdiği üçlü sayısı sabri'ninkiler yanında devede kulak. sabri'nin bu kulüpteki tek misyonu üçlü çektirmek. başka bir işe yaradığı yok ki. üçlü çektirmek kötü bir şey değil ki zaten. sabri yapınca göze batıyor hepsi bu. ayrıca snejder'in üçlü çekerkenki karizmasına bak. üstünde forma, gayet ciddi bir şekilde, fazla uzatmadan, sabri gibi ergenlik yapmadan çok şahane bir üçlü çektiriyor. sneijder'in takımı için yaptıkları ortada, katkısı ortada, büyüklüğü ortada. böyle bir ortamda sneijder'in çektiği üçlünün başımın üstünde yeri var. üçlü çektirmek de en doğal hakkı.
ama öteki yanda takımın demirbaşı gibi kulübe kazık çakan, kafası çalışmayan, zerre karizması olmayan, oynadığı futbolla insanları futboldan soğutan, 31 yaşında defans yapmasını, orta açmasını, geriye dönmesini bilmeyen bir sabri. ülkede dalga konusu olan bir sabri. hatta bu dalga konusunu reklamlarda kullanıp para kazanan bir sabri. her kutlamada, her başarıda en büyük pay kendisininmiş gibi en ön sırada olma gayreti içinde olan bir sabri. zorla kendisini insanlarının gözüne sokmaya çalışan bir sabri. formasını çıkarıp, 15 yaşındaki ergenler gibi hoplaya zıplayarak takımın maskotu gibi cıvık bir şekilde üçlü çektiren sabri. (bkz: cıvık müdürüm afedersin)
neymiş sabri aynı sneijder gibi volkan'a atarlanıp susup pusmamış. sneijder kafası çalışan akıllı bir oyuncu. her hareketi kontrollü ve sınırlar içinde. sneijder, sabri gibi "olay mı var lan burda" deyip kavgaya dalan mahalle artisti değil. bir kaptanın görevi kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bırakmak mıdır? yoksa soğukkanlılıkla olaya, kavgaya müdahale etmek midir? sneijder'in olayı diklenmedir. bir nevi "ayağını denk al" diyor volkan'a. volkan'a herhangi bir müdahalesi, kartlık teması yok. doğal olarak kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bırakmıyor. yani elmayla armutu, sapla sapanı karıştırıp kafa ütülememek lazım.
butün bunları beyin süzgecinden geçirmeden paldır küldür aklına ne geldiyse yazıp sonra "ama sneijder de aynı sabri gibi yapıyor" deyip sabri'yi sneijder üzerinden savunmak düpedüz demogoji yapıp, yazmış olmak için yazmaktır. ulan takımda iyi ki sneijder var. her kıyaslamayı, her mantıksızlığı onun üzerinden savunun. sneijder olmasa bazı yazarlar neyi nasıl savunacak merak içindeyim. ulan sıradan bir futbolcunun yaptıklarıyla, sneijder'in yaptıklarını aynı kefeye koymak için önce o kişi ile sneijder'in birbirlerinin dengi olması lazım.
adam gelmiş sneijder de üçlü çektiriyor diye sabri'yi savunuyor. ulan sneijder kaç senedir bu ülkede? çektirdiği üçlü sayısı sabri'ninkiler yanında devede kulak. sabri'nin bu kulüpteki tek misyonu üçlü çektirmek. başka bir işe yaradığı yok ki. üçlü çektirmek kötü bir şey değil ki zaten. sabri yapınca göze batıyor hepsi bu. ayrıca snejder'in üçlü çekerkenki karizmasına bak. üstünde forma, gayet ciddi bir şekilde, fazla uzatmadan, sabri gibi ergenlik yapmadan çok şahane bir üçlü çektiriyor. sneijder'in takımı için yaptıkları ortada, katkısı ortada, büyüklüğü ortada. böyle bir ortamda sneijder'in çektiği üçlünün başımın üstünde yeri var. üçlü çektirmek de en doğal hakkı.
ama öteki yanda takımın demirbaşı gibi kulübe kazık çakan, kafası çalışmayan, zerre karizması olmayan, oynadığı futbolla insanları futboldan soğutan, 31 yaşında defans yapmasını, orta açmasını, geriye dönmesini bilmeyen bir sabri. ülkede dalga konusu olan bir sabri. hatta bu dalga konusunu reklamlarda kullanıp para kazanan bir sabri. her kutlamada, her başarıda en büyük pay kendisininmiş gibi en ön sırada olma gayreti içinde olan bir sabri. zorla kendisini insanlarının gözüne sokmaya çalışan bir sabri. formasını çıkarıp, 15 yaşındaki ergenler gibi hoplaya zıplayarak takımın maskotu gibi cıvık bir şekilde üçlü çektiren sabri. (bkz: cıvık müdürüm afedersin)
neymiş sabri aynı sneijder gibi volkan'a atarlanıp susup pusmamış. sneijder kafası çalışan akıllı bir oyuncu. her hareketi kontrollü ve sınırlar içinde. sneijder, sabri gibi "olay mı var lan burda" deyip kavgaya dalan mahalle artisti değil. bir kaptanın görevi kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bırakmak mıdır? yoksa soğukkanlılıkla olaya, kavgaya müdahale etmek midir? sneijder'in olayı diklenmedir. bir nevi "ayağını denk al" diyor volkan'a. volkan'a herhangi bir müdahalesi, kartlık teması yok. doğal olarak kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bırakmıyor. yani elmayla armutu, sapla sapanı karıştırıp kafa ütülememek lazım.
butün bunları beyin süzgecinden geçirmeden paldır küldür aklına ne geldiyse yazıp sonra "ama sneijder de aynı sabri gibi yapıyor" deyip sabri'yi sneijder üzerinden savunmak düpedüz demogoji yapıp, yazmış olmak için yazmaktır. ulan takımda iyi ki sneijder var. her kıyaslamayı, her mantıksızlığı onun üzerinden savunun. sneijder olmasa bazı yazarlar neyi nasıl savunacak merak içindeyim. ulan sıradan bir futbolcunun yaptıklarıyla, sneijder'in yaptıklarını aynı kefeye koymak için önce o kişi ile sneijder'in birbirlerinin dengi olması lazım.